Deizm Bir Tehlike Değildir, Aksine Bir Tevhid Eğilimidir

99

Ateizm ise otarşik panteizm veya rastlantısal vahdet-i vücud yaklaşımı
diye nitelenebilir. Kutsal Kitap, tanrısızlıktan/tanrıtanımazlıktan evvel
tanrısal melekelerin/sıfatların insanlar arasında pay edilmesine karşıdır

ki buna şirk/ortak koşma denir; yani Tanrının
şirketleştirilmesi
, tanrı ticareti.
Dinî terminolojide, yaratılmışın Yaratıcıyı rant malzemesine çevirmesi
yaratılanın yaratımı kendiliğinden/rastlantı saymasından önceliklidir
; ilki
penaltıya sebep olan dokuz kusurlu hareketten biridir, ikincisinde ise en
azından fikretme hâli var.

Her din bir devrimdir aslında. Her
kitap bir isyan metni
, her peygamber
de düzenin âsisidir. Zira insan, son 15-20
bin
yıllık zaman zarfında ilâhi ilgiye mazhar oldukta ve ekstra mesajlara
tâbi kılındıkta 300-400 bin yıllık davranış
doğasıyla onu düzleyerek işleri hep bilinç/sorumluluk öncesi düzene döndürme
insiyakında olmuştur.

Güçlü
olan kazanır
”, “Zayıfların yaşama hakkı yoktur”, “Güçlü olan
haklıdır
”, “Büyük balık küçük balığı yer”, “Doğa/hayat
acımasızdır
”, “Düşeni yemek kanundur”, “Altta kalanın canı çıksın”,
Düşene bir tekme de sen vuracaksın”, “Sürüden ayrılanı kurt kapar
gibi zihniyet beyanında bulunan
sözlerden bir veya birkaçına içsel
olarak sempati duyma durumundaysanız
– hayırlı olsun – dünyanın en eski,
en kadim muhafazakâr insancıklarından
birisiniz
demektir.

Piyasadaki dinin daha doğrusu ruhbân
& tâcir sınıfınca prospektüsü yazılan ve kadınlarla çocuklar üzerinden ölçeklendirilen bu Piyasa Dini’nin mensubu olmak İslâm ile müşerref olmayı bırak daha siftahen bile tanışmış olmamaktır.
Zaten emre itaatsizlikte serlevha olan
Kuran
okumamazlıkla da bunun
sağlamasını yapabilirsin. Bir kez düşün; bu
zamana dek neye ‘Lâ’ dedin?

Ahlâkın olmadığı ve bir takım
seramoniler üzerinden ahiret için bonus
biriktirmeye dayalı, halt yemeyi bile vahşî
fıtratla değil vahyî hayatla tevil
etme esaslı, yaşantısını dinleştiren ve dinin
özünü iğdiş eden
bu yapıyla hesaplaşmayan neye/nice iman etmiştir? Gençlerin veya başka kesimlerin deizme kayması eksenli neo-klasik cümleler de bu bahistendir. Reform sonrası Katolik Kilisesinin müşteri kaybetme endişesiyle benzeştir.
Şeyinize göre tanzim ettiğiniz panteondan insanlar kaçıyorsa umudun kablosu
kesilmemiş demektir
.

Ne
var ki 2000’lerin ilk düzinesindeki din modası gibi (siyasetin sonbahar
kreasyonu) bu da bir başka moda, deizm
modası
(siyaseten yeni kreasyon talebi) ise zihinsel ve ruhsal olarak
dikkate almaya değmez; sadece seçim
sandıklarında langırt
oynamaya yarar. Zira din sakızını çiğneyenlere kızıp yorgan yakmak ‘İkra’ emrini bile
makam-nağme okumaya çevirenlere karşı Kitabın belleğini çöpe atmak anlamındadır
.
Oysa Elçi vasıtasıyla bize
ulaştırılan metni sorgulamak sonuca varma adına bizden
beklenen bir bilinç aralığıdır,
varlığı anlamlandırma adımıdır.

Son
tahlilde başlığın başını bağlamak için ‘Sizin
tanrınız kim?
’ sualinin sorulması gerektir. En çok neyi düşünüyorsanız
tanrınız odur. En çok neyi arzuluyorsanız sizin tanrınız odur. En çok
kıymet verdiğiniz şey
neyse tanrınız o. Ve en çok neyin rüyasını
görüyorsanız
.. Tanrı & Allah ayırımından can yeleği çıkarmaya
çalışanlar zaten hükmen mağlûp. Eski
Mısır
, Grek-Roma tanrıları gibi sizin Allahınız bazı insanları özel yaratıyor, bazılarının soyunu –
diğerlerini de kendi yarattığı halde – üstün tutuyor, bazı kullarının
sakallarının kıllarını bile kutsal kılıyor, bazılarını hep naz makamında kabul
ediyor ve nedense bir dediklerini iki etmiyor, cennet & cehennem
rezervasyonunda bazı kullarına sormadan iş göremiyor, herkesin okuyup
anlayacağı bir kitap gönderemiyor, her türlü canlıyı ve milyarlarca insanı
yaratmasına rağmen Arapçadan başka dil bilmiyor yada öbür dillerin sadece dua
cümlelerini biliyor, 7/24 sürekli tören-ibadet istiyor; ilh.

Cahiliyye Arapları Allah’ı “baş
ilah
” görürdü; Muhammedî Devrim
ise onu “tek ilah” konumuna
döndürdü. Yüzbinlerce yıllık alışkanlıkla gene ‘baş tanrı’ya (Osiris, Zeus) çevirerek vahiy öncesi yaşantıyı (survive) kutsallaştırmak, dinleştirmek
isteyenler ve Tanrıyı kafalarına göre konuşturarak (intak, hadis), mitolojik
öykülendirme yaparak (fabl, menkıbe) maddî-manevî nemalananlar var.
Buna mukabil arayışta olanlara, kendini
arayanlara selâm olsun
!