21.6 C
Kocaeli
Perşembe, Ekim 30, 2025
Ana SayfaGüncelDeğerler ve Güçlü Liderler

Değerler ve Güçlü Liderler

Bakalım ne zaman güçlü liderlere ve kurtarıcılara muhtaç olmayan bir toplum olabileceğiz?

Ne zaman? Bu aslında cevabını bildiğim bir soru. Temel değerlerimiz üzerinde milletçe fikir birliğine vardığımız zaman. Sonra bu değerleri yaşatan ve koruyan hukuk sistemimize herkes uyduğunda. Temel değerler üzerinde birlik varsa toplum, o değerlerin hukukuna da zaten uyacaktır. O hukuk eyleme göre sonuç tayin eden bir hukuktur. Adamına göre değil.

Temel değerler üzerinde ve hukuk üzerinde ittifak varsa idare kolaydır. Ne olursa ne yapılır, ne yaparsanız taltif edilirsiniz, ne yaparsanız cezalandırılırsınız, ne kadar ve nasıl ödüllendirilirsiniz, ne kadar ve nasıl cezalandırılırsınız… Hepsi bellidir. Yazılıdır. Yazılı değilse temeller belli olduğu için ödülün de cezanın da stratejinin de o temellerden çıkarılması kolaydır.

Kötü yönetilen toplumlarda değerler ve hukuk benimsenmemiştir. Dâhi liderler ve büyük kurtarıcılar böyle toplumlardan çıkar.

Lider ve lidokain

Onların değerler hususunda kafaları karışıktır. Hukuk değerlere dayanır. Dayanacak değerler olmayınca hukuka saygı gösterilip gösterilmeyeceği üzerinde tereddüt vardır. Böyle bir toplumun mensupları, fırtınalı bir denizde seyreden bir geminin güvertesinde gibidirler. Bir sonraki dalganın ayaklarının altındaki zemini ne tarafa yatıracağı belli değildir. Mutlaka bir yere, daha sabit, devrilmeyecek gibi görünen birine tutunmaya ihtiyaçları vardır. İşte tutunulacak o kişi dâhi liderdir, kurtarıcıdır. Kurtarıcıdır tabii. Her an ona tutunduklarına göre kurtarıcı değildir de nedir? Bugün ak olan yarın kara oluyorsa aklınızı ve namusunuzu korumanın tek yolu, lidere sıkı sıkıya sarılmaktır. Aklınız ve ilkeleriniz havlu attığında tek kurtarıcı, tek sabite odur. Lidokain gibidir. Hani diş dolgusu yapılırken, dişiniz çekilirken diş hekiminin enjekte ettiği… Ağzınız, diliniz uyuşur, kelimeleriniz birbirine dolaşır gibi olur ama acıyı hissetmezsiniz.

Değerlerin ve kuralların yönettiği toplumlarla büyük liderlerin yönettiği toplumların başka farkları da vardır. Hukuk toplumunda çok öğrenirseniz, çok çalışırsanız, zeki ve girişkenseniz, yepyeni metotlar, yepyeni süreçler ve ürünler buluyorsanız kazanırsınız. Etrafınız da kazanır.

Hukuk ve gelir dağılımı

Büyük liderlerin yönettiği toplumlarda başarınız, lidere mesafenizin karesiyle ters orantılıdır. Hatırladınız mı? Bu ışığın yayılırken şiddetinin azalmasının da formülüdür. Kimse kendinden ışıklı değildir. Herkes liderin ışığını yansıtır. En çok ışık alan en içtekilerdir ama o halkada pek az yer vardır. Dış halkalar daha kalabalıktır fakat ışık şiddeti düşer.

Bundan olmalı, lideri güçlü fakat değerleri ve hukuku zayıf toplumlarda gelir en yakındaki yüzde beşte, hatta o beşin de birinde toplanır. İç çemberde fazla yer yok… İşte Acemoğlu böyle toplumlara “extractive” diyor. Ben “istihraççı” diye çevirdim. İstihraç, bir madenin topraktan çıkarılması için kullanılan bir terim… Acemoğlu, toplumun yarattığı değeri çıkarıp alan bir azınlığın hâkim olduğu topluma istihraççı demiş. Hukuk ve değerlerin hâkim olduğu toplumdaysa servetin dağılımı daha kapsayıcıdır. Refah bir çemberde, bir noktada, bir tepede birikmez. Toplumun geniş kesimleri refah kapsamının içine girer ki Acemoğlu böyle toplumlara “inclusive”, “kapsayıcı” diyor.

Antropoloji ve saray mimarisi

Görüyor musunuz? Topluma ait bütün bilimler birbirine sıkı sıkıya bağlı. Toplum biliminden, yönetim biliminden girdik. Ekonomiye çıktı yolumuz. Buradan dönüp hukuk toplumu – güçlü lider toplumu ikiliğini antropoloji ve arkeolojide de takip edebiliriz. David Graeber ve David Wengrow, The Dawn of Everything- Her Şeyin Şafağı eserinde tam bunu yapıyorlar. İsterse binlerce yıl eskiye gitsinler ve tarihî belge bırakmasınlar, güçlü lider toplumları sarayların varlığından ve büyüklüğünden kendini ele veriyor. Astığı astık, kestiği kestik liderlerden de bahsediliyor. Ama Graeber ve Wengrow’a göre onların etki alanı saraylarından birkaç yüz metre sonra bitiyor. Çünkü ülkeyi kucaklayan bir yönetim için yine müşterek değerler ve ortak hukuk anlayışı gerekiyor. İnsanlar ancak içlerindeki değerlerle uyum içinde bir arada yaşayabiliyor. Herkesi denetlemek mümkün değil. Denetçileri de denetlemek, denetçilerin denetçilerini de denetlemek… Çalışmayan metotlar.

Turumuzu tarih öncesinden ve uzak diyarlardan daha yakına, ülkemize getirelim. Tarihçilerimiz Osmanlı’nın erken dönem saraylarının girişi düz ayakken Avrupa saraylarına şaşaalı merdivenlerle çıkılırdı diye anlatıyor.

Bu konu bitmez ama bir son not eklemek isterim… İslamiyet’teki “takva” kavramı da biraz paylaşılan değerlere ve o değerlere dayanan ve herkesin “içselleştirdiği” hukuka işaret etmiyor mu? Hudutları müfettişlerin, zaptiyelerin değil, değerlerin çizdiği bir topluma.

İskender Öksüz
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)

Seçtiklerimiz

spot_img