Daha İyileri Olmak Zorunda!

85

Hayatımıza şekil veren dönemeçler vardır, bu dönemeçlerde direksiyonu kırmaya karar verdiğimiz kavşak hangi diyara varacağımızı ve nasıl varacağımızı belirler. İşte son günlerde böyle bir kararı vermekle meşguldüm. Malumunuz üniversite sınavına bu sene girdim, tercihlerimi yapma vakti gelmişti. Bazı konularda haddinden fazla detaycı olabiliyorum bu kararı verirken de çok titizlendim. Bu yüzden yazılarıma 12 günlük kısa bir mola vermem gerekti. Tercihlerimi yaptım, yeniden karşınızdayım…

Tabii bu 12 günde kafamı tercihlere versem de hayat akıp gitmeye devam etti. Dört gözle beklediğimiz İYİ Parti 4. Olağanüstü Kurultayı gerçekleşti mesela. Kentimde kurucu üyelerinden olduğum ve Kocaeli’de bu zamana kadar oluşmuş tüm gençlik kolları il yönetimlerinde görev aldığım, şimdi de gençlik kolları il başkan yardımcılığını yürüttüğüm partim için bu kurultayı imtihan olarak değerlendiriyordum.

Malumunuz ilk günden beri İYİ Parti’nin hedeflerinin başında Türkiye’de mumla aranan özgürlük ortamının yeniden hakim kılmak vardı. Vardı ama İYİ Parti teşkilatlanmaya, partinin işleyişini sağlıklı hale getirmeye zaman bulamadan kendisini seçimlerin içinde buldu. Kurulduktan 5 ay sonra gelen genel seçim kararı, genel seçimden hemen 6 ay sonra gelen mahalli idareler seçimleri derken teşkilat mensupları sudan çıkmış balığa döndüler. Tabii bu cendere döneminde uzun uzun istişareler yapılabilecek bir ortamdan bahsetmek mümkün değildi. Bu yüzden genel merkezden gelen keskin atamaları gördük, bu yüzden genel başkan tarafından yazılan milletvekili listelerini, genel idare kurulu listelerini gördük.

Millet İttifakı çatısı altında CHP’yle beraber son seçimin galip partilerinden sayılsak da ben seçimden sonra konuştuğum her yerde partide değişikliğin elzem olduğunu dile getirdim. Partide acilen kongreler döneminin başlaması gerektiğini, çarşaf liste usulüne göre de yeni bir genel idare kurulu oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Ettim çünkü seçim dönemlerinde enerjiyi kaybetmemek ve bölünmelerden uzak durmak için askıya alınması mecbur kalınan parti içi demokrasi ilkesini vakit kaybetmeden uygulamaya geçirmemiz gerekiyordu. Yoksa delege imzasından kaçanlardan, tek bir makamla memleketi yönetmek isteyenlerden pek farkımız kalmayacaktı. Yoksa ‘‘az olsun ama bizim olsun” mantığından sıyrılamayacaktık.

Parti içi demokrasi konusunda kaygılarım artmaya başlarken, genel idare kurulu seçiminin çarşaf liste usulüyle yapılmasına karar verildi. Bu karar benim ve binlerce partilinin yüreğine su serpti. Bu olgunluğu gösteren genel başkanımıza, genel başkan yardımcılarımıza ve önceki dönem genel idare kurulumuza teşekkür ediyorum. İYİ Parti’nin 4.Olağanüstü Kurultayı son yıllarda siyasetimizde sık görmediğimiz demokratik olgunlukla gerçekleşti. Yüzlerce isim GİK üyeliğine aday oldu ve bu hizmet yarışında delegelerimizin oylarıyla GİK’in 50 üyesi seçilmiş oldu. Kurultayımız mevcut siyasi konjonktürde yapılan en demokratik kurultaylardan biri oldu. Delegelere genel merkez yönetimini doğrudan şekillendirme hakkı tanındı. Bazı aksaklıklar olsa da 2 senedir blok listeyle GİK belirlemiş partimizde parti içi demokrasi konusunda bir milat yaşandı. Bu kurultay İYİ Parti’nin demokratikleşerek yürüyeceğini gösterdi ve köprünün başını tuttu. Daha iyileri olacak, olmalı, olmak zorunda!

Daha iyileri olmak zorunda çünkü İYİ Parti her bireyin kendisine ait değerler bulabileceği merkez hat olmak için yola çıktı. Olmak zorunda çünkü İYİ Parti kafalara vura vura yönetmeye kalkanlara inat, işlerin istişare ederek, yetkiyi paylaşarak yapılabileceğini göstermek için yola çıktı. Olmak zorunda çünkü İYİ Parti liyakati çamurlu yollara paspas edenlere inat, liyakatten asla taviz vermemek için yola çıktı. Olmak zorunda çünkü İYİ Parti özgür yarınları inşa etmek için, özgürlüğü geri getirmek için yola çıktı. Olmak zorunda çünkü İYİ Parti yepyeni bir anlayışı siyasetimize kazandırmak için yola çıktı, eskimiş siyaseti yeni bir çatı altında sürdürmek için değil.

Daha iyileri olacak, olmalı, olmak zorunda!