Cumhuriyet’e Gölge Düşürenler

111

     Mutluluk
kaynağımız olan meşveret,

     Yani işlerin
danışıp görüşme ile çözümlenmesinin

     Yeri olan
Cumhuriyet Meclisi’ne

     Gölge düşürmek
isteyenler var!

     Bunlar, küçük bir
menfaat ve yararını,

     Milletin büyük
zararlara uğramasına tercih ederler!

     Bunlar, menfaat ve
çıkarlarını halkın zararında görürler!

     Bunlar, herşeye muvazenesiz / dengesiz,

     Ölçüsüz ve
muhakemesiz / akılsızca bakarlar!

     Bunlar, intikamcı
hâllerinden ve garazlarından vazgeçmezler!

     Böyleyken,
kendilerini millete feda etmekten

     Kaçınmadıkları,
dâvâsında bulunurlar!

     Böyleyken, Beylik veya Tavaif-i Mülûk /

     Küçük
Devletcikler’in öncüsü olan;

     Muhtariyet /
Özerklik peşinde koşarlar!

     Veya mutlak
istibdat / tam bir baskıcı mânâsında

     Bir Cumhuriyet
iddiasında bulunurlar!

     Daha bunun gibi,
mâkûl / aklî olmayan fikir sahibidirler!

     Üstelik, zulüm
görmüş, çeşitli sebeplerle kin bağlamış olanlara;

     Hürriyet ve
Cumhuriyet’in ihsanı olan affı, uygun görmezler! 

     Umumun / genelin
rahatını; intikam fikirlerine kurban ederler!

     Böylece, herkesin
âsab ve sinirine dokundurmakla,

     Teşeffi
edeceklerini / öç alacaklarını sanırlar!

     Madem, Hürriyet’in
en geniş şekli Cumhuriyet’tir.

     Elbette, hakikî,
kat’î ve reddedilmez ilmî / bilimsel;

     Doğru ve isabetli
kanaat ve fikirleri; âsâyişe dokunmamak şartiyle,

     Cumhuriyet’in
Hürriyet’i, o ilmî hürriyete dokunmamalı.

     Onu istibdat
altına almayı, aklından bile geçirmemeli.

     Onu asla suç
unsuru kategorisine / sınıfına sokmamalı.

     Çünkü dünyada
hiçbir hükûmet yoktur ki,

     Milleti tek bir siyasî görüş altında,

     Tek bir siyasî
kanaatin, kanatları altında toplayabilsin.

     Unutulmasın ki,
Lâik Cumhuriyet; ‘dinsiz’ demek değildir.

     Çünkü, dünyada
hiçbir millet dinsiz olarak yaşamamıştır.

     Türk Milleti ise,
asırlarca mümtaz / seçkin olarak,

     Cihanın her
tarafında yer almış; fakat Müslüman Türk olarak.

     Diğer İslâmî
unsurların, küçük de olsa, yine bir kısmı;

     İslâmiyet
hâricinde kalarak, tarihte yerlerini almışlardır!

     Böyle pek ciddî ve
hakikî dindar ve bin sene kadar hak dinin;

     Kahraman Ordusu
olarak, yeryüzünde, millî mefahir ve övünçlerini;

     Milyonlarca dinsel
menba ve kaynaklara sokmayı başaran;

     Kılıçlarının
uçlarıyla yazan mübarek bir millet;

     Elbette dinsiz
olamaz ve hiçbir zaman da olmamıştır.

     İşte bunun aksi
bir düşünce;                                                                                     

     Türk Milleti için
olmazların en olmazıdır. Çünkü:

     Asya’ın ileri
kumandanı olan Türkiye Cumhuriyeti;

     Asya’nın bu fıtrî
hâsiyet ve mâdeninden istifade ederek;

     Tarafsızlık
prensibini, dinsizlik tarafına değil,

     Şüphesiz,
dindarlık tarafına yöneltecektir.

Önceki İçerikBir Gecede Hem Cahil Hem Fikirsiz Kalmışlar
Sonraki İçerikGardrop Atatürkçüleri Hakkında!
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.