Cumhurbaşkanı Gül üzülür bu işe

102

Eski Sağlık Bakanı Rıfat Serdaroğlu‘ndan 3 Eylül’de gelen bir mektup vardı. Gündem yoğunluğundan yayınlamak mümkün olamadı.

Aşağıda o mektubu, noktasına virgülüne dokunmadan bulacaksınız.

Cumhurbaşkanı ve Telekom

Cumhurbaşkanı Devlet’in başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.(Anayasa Md:104)

Devlet Denetleme Kurumu:

İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanı’na bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanı‘nın isteği üzere, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.(Anayasa Md:108)

28 Ağustos 2010 tarihli “Sözcü” Gazetesindeki köşesinde Sayın Emin Çölaşan çok ciddi bir iddiayı ortaya koydu.

İddia şu; Telekom, Türkcell, Avea ve Vodafone gibi iletişim sektörünün önde gelen işletmecileri, her yıl BRÜT GELİRLERİNİN YÜZDE 15′ini “Hazine Payı” olarak devlete ödüyorlardı. Türkcell, Avea, Vodafone hala ödemeye devam ediyorlar. Ödenecek tutar, işletmelerin brüt gelirleri üzerinden hesaplandığına göre işletme zarar etse bile bu parayı ödemek zorunda kalıyordu. Nitekim Avea ve Vodafone zarar ettikleri halde 400-500 milyon lira ödediler. Turkcell bu sene 1.2 Milyar TL ödedi. Çölaşan‘ın iddiasına göre 2009’da Bakanlar Kurulu’nca hazırlanan ve yasalaşan bir tasarı ile Telekom “Hazine Payı ödemesinden muaf tutuldu.”  Yani her yıl 1 Milyar Dolar para, Türkiye Hazinesi’nde toplanacağı yerde, Lübnanlı Hariri Ailesi’nin cebine bırakıldı!..

Eğer bu iddia doğru ise;

*Türk Milletinin hizmetinde kullanılması gereken bu para, Türk Milletinden kaçırılmış ve milletin hakkı gasp edilmiştir.

*Bu gasp olayı gerçekleştirilirken; AKP Hükümeti ve Hariri ailesi beraberce hareket etmişlerdir.

*Türk Milletinin hakkının gasp edilmesini sağlayan bu yasa tasarısını TBMM’ye sunan Başbakan ve Bakanlar Kurulunun tümü ve bu tasarıya onay veren Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü bürokratları, Plan ve Bütçe Komisyonunda bu tasarıya olumlu oy veren tüm Milletvekilleri birinci derecede sorumlu ve suçludurlar…

Ayrıca Sayın Çölaşan‘ın iddiasına göre; Telekom satışı sırasında bir sözleşme yapıldı. O sözleşmeye göre 30 yıl sonra, Telekom tüm cihazlarıyla devlete bedelsiz olarak devredilecekti. Telekom’u alanlar imza aşamasında bu konu için şerh koyup öyle imzaladılar!

Danıştay bu rezalete son veren bir karar aldı, arkasından Devlet Denetleme Kurulu inceleme yaparak; “Danıştay kararı doğrultusunda, yeni bir sözleşme imzalanmalıdır” diye karar verdi.

Peki,  yeni sözleşme imzalandı mı? 

– Hayır, imzalanmadı.

 Yani şu an geçersiz bir satış sözleşmesi var.

Devlet yetkilileri, Telekom’un sorumlularını kulağından tutup, “Gel bakalım, otur şu masaya ve bir Hukuk Devleti olan Türkiye’de yargı kararlarına uy, burasını Lübnan mı zannettin”, diyemiyor?

Kendi ülkesinde, milletinin menfaatine olan bir yargı kararını uygulatmayan AKP Hükümeti’nin elini tutan, sesini kesen hangi ilişkilerdir?

Şimdi görev Sayın Cumhurbaşkanı’na düşmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı yukarıya yazdığım iki adet Anayasa maddesini ve Türk Milleti huzurunda, Anayasa‘da yazan “Yemin” metnini bir defa daha okumalıdır.

Olay görmezden gelinecek bir olay değildir. Eğer doğruysa;  bir hükümet,  bir aile ile anlaşıp kendi milletinin hakkının gasp edilmesine önayak olmuştur. Tekrar ediyorum, eğer doğru ise bu olay dünya soygun tarihine kafadan girebilecek bir olaydır.

Cumhurbaşkanı Gül‘ün, akçalı konularda çok dikkatli olduğunu biliyoruz. Kendisi derhal  Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmeli ve bu olayın her evresini çok dikkatli olarak incelettirmelidir. Böylesi onun da, temsil ettiği Yüce Makamın da hayrınadır.

Bu konuda Cumhurbaşkanı‘nın sessiz kalma hakkı yoktur.

Ya  yarın,  Ortadoğu‘da bir yerlerde saklı olan kasetler ortaya dökülmeye başlarsa, o zaman sorulmayacak mı? Bu işlerin üzerine neden gitmediniz arkadaş? Yoksa sizi de mi korkuttular?

Serdaroğlu, mektubunda bir de Cumhurbaşkanı‘na çağrıda bulunmuş.

Sayın Cumhurbaşkanı, eliniz ermişken bir de,  RTÜK‘ün televizyon ve gazetelerin satın alınmadan önceki zamana ait cezalar konusundaki farklı uygulamasına da bakıversin. DDK Üyeleri.

Biliyorsunuz, RTÜK,  Sabah-ATV‘yi devlet bankası kredileriyle alan Damadın patronu Ahmet Çalık‘ın’ cezalarını affetmiş, aynı konumda olan Aydın Doğan‘ı ise affetmemişti!

İnanıyorum ki, bir devlet kurumu olan RTÜK‘ ün vatandaşlar arasında farklı uygulamalar yapması sizi çok üzmüştür. Siz lütfen üzülmeyin, sadece DDK‘na talimat verin, bu yolsuzluğu ve haksızlığı yapanlar üzülsünler. Hem üzülsünler, hem de böyle bir haksızlığı yaptılarsa utansınlar!..

“Sözcü” adlı gazeteyi okumadığınızı biliyorum, sizin okuduğunuz “yandaş”  gazetelerde böyle konularda haber çıkmıyor. Onlar yasal olmayan telefon dinlemelerini yayınlamakla meşguller. Bu sebepten sizi haberdar edeyim istedim. Ee ne de olsa yıllarca TBMM’de birlikte oturduk. Haydi görelim sizi, Devletin başı olarak öyle bir kükreyin ki, tüm hırsızlar titresin