Cuma Namazını Bırakan Müslümanlar

89

Son aylarda çevremde “artık Cuma namazına gitmiyorum” diyen insanlar çoğaldı. Hepsi de beni şaşırtan isimler. Çünkü bunların çoğu beş vakit namazını kılan, az bir kısmı da sadece Cuma namazını kılan ama yıllardır çok geçerli bir mazereti olmadan asla bu namazını aksatmayan kişilerdi.

Bu arkadaşların gerekçesi “hocalar siyaset yapıyor. Ben camiye gidersem, sevap kazanacağım yerde öfkeye kapılarak günaha gireceğim” şeklinde oluyor.

Bu kişilere “yanlış yapıyorsunuz, papaza kızıp oruç bozulmaz. Gerekirse siyasi propaganda yapılmayan başka bir camiye gidin”  tarzı uyarılar yapmak meseleyi çözmüyor.

Ak Parti’nin iktidar olduğu son 15 sene içinde camilerin siyasi maksatlarla kullanıldığına dair şikâyetler yoğunlaştı. Din görevlilerinin yani Diyanet İşleri Başkanından, müftü, imam ve müezzinlere kadar AKP ve Erdoğan yanlısı propaganda yaptığı kanaati hâkim.

Her Cuma bütün camilerde okunan Diyanetin hazırladığı hutbeler bile ciddi tepkilere yol açıyor. Mesela son hutbede “15 Temmuz’u Kurtuluş Savaşı, Çanakkale ve Sakarya muharebeleriyle bir tuttu.”

*************************************

Ezanları susturan darbelerden, Darbeleri susturan salalara

Diyanet 15 Temmuz’da “Ezanları susturan darbelerden, Darbeleri susturan salalara” sloganıyla programlar düzenledi. Mesela 90 bin camide aynı anda salalar okuttu. Aynı slogan yandaş Akit TV‘de 15 Temmuz programları esnasında sık sık ekrana getirildi.

Bu slogan iki açıdan sorunludur:

Birincisi, benim yaşadığım hiçbir darbede ezanların susturulduğuna şahit olmadım.

İkincisi, Darbeyi önleyen asker ve polislerin yaptıklarını görmeyip, “darbeyi salaların susturduğu” iddiası hakkaniyete aykırıdır.

Ancak din adamlarının benzer tavırlarının tarihi kökleri çok eskidir.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinin akabinde kutlamalar yapılırken, zaferden kendilerine pay çıkarmak ve böylece Padişahın iltifat ve ödülüne mazhar olmak isteyen hoca ve dervişler, “Padişahım Allah dualarımızın bereketiyle bu zaferi size müyesser kıldı” demişler.

Bu söz üzerine Fatih Sultan Mehmet, kılıcını okşayarak, “doğru söylüyor olabilirsiniz ağalar ama bunun hakkını da unutmayasınız” demiş. Zaferdeki ana unsur olan Silahlı Kuvvetlerin başarısını sahiplenmeye çalışan bu kişilere gereken dersi vermiş.

Çünkü lider “adil” olmalıydı ve adil olmak “herkese hak ettiğini vermek” demekti.

*************************************

Dini Siyasette Kullanmanın Vebali

Dini siyaset alanında kullanmak, seçim kazanmak ve kamuoyu oluşturmak açısından, en etkili araçtır.

Camileri siyasi propaganda merkezi olarak kullanmanın yolunu açtığınızda inanılmaz bir alan yaratıyorsunuz.

Propaganda açısından yüz binlerce konferans, on binlerce TV programının etkisini ve bereketini aşan mümbit bir arazi elde ediyorsunuz.

Hocanın siyasi kanaatini dinin bir emri gibi algılayan cemaati başka hiçbir araçla bu kadar etkileyemezsiniz.

Etkili olmasına bu kadar etkili ama hem dini açıdan ve hem de etik değerler açısından çok yanlış işler bunlar.

AKP “İslamcı” bir parti olarak gözüküyor, dini figür ve kavramları sıkça kullanıyor. Fakat her kitle partisinin içinde olabilecek ahlaksız, hırsız, uğursuz, hain tipler bu partide de fazlasıyla bulunmakta.

Bunları gören bazı Müslümanların “ben bunların dininden değilim” tepkisine şahit oluyoruz.

Hatta bir Tanrı’nın olduğuna inanan fakat bir kısım AKP’lilerin uyguladığı din anlayışının kaynağı olduğunu düşündükleri kitap ve peygamberi red ettiği için “deizm“e kayan kişiler var. Duyum ve gözlemlerimize göre bunların sayıları çoğalıyor.

İslami kavram ve değerlerin içini boşaltan “siyasal İslamcıların” en çok İslam’a zarar verdiklerini düşünüyordum. Ama Müslümanların doğrudan inanç ve ibadetlerine yansıyan böylesine ağır bir sosyal tahribat olduğunu gözlemlemek beni iyice ürküttü.

Levent Gültekin “İslamcıların İktidarla İmtihanı“nın sonucunu “Şatafatlı Mağlubiyet” olarak tarif etmişti. Sadece onların mağlubiyeti olsa önemsemezdim ama galiba topyekûn İslam ve Müslümanların mağlubiyetini hazırlayan bir süreçteyiz.

AKP ve Genel Başkanı Erdoğan siyasi başarı kazanmak istedikleri bir konuya konsantre oldular mı hedefe tam kilitleniyor. Hedefi tutturmak için ölçü mizan bırakmadan, her türlü aracı ve abartıyı meşru gören bir anlayışla meseleye asılıyor.

15 Temmuz kutlamalarındaki abartı ve dini motiflerin (dua, sala, Kur’an okumaları) bu kadar yoğun kullanılması AKP kitlesini mutlu ediyor. Fakat bunların “AKP’ye muhalif dindarlarda” ciddi inanç tahribatına yol açtığını söyleyebilirim.

Bir kesim Müslüman’da inanç tahribatına sebep olanların, bu dünyada olmasa da, ahiretle ilgili bir hesap probleminin olacağı kanaatindeyim.

 

 

Önceki İçerikKur’anî Kavramların Güncelleştirilmesi
Sonraki İçerikTekfircilik
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.