Çocukluk yıllarınızı yeniden yaşamak ister misiniz?

86

Zamanı durdurup hemen çocukluk yıllarımız geçirdiğimiz köyümüze, kasabamıza doğru yolculuğa çıkmalıyız. Yaz aylarını fırsat bilip, sahillere başka yerlere tatil yapmaya gitmek yerine çocukluk yıllarımız geçirdiğimiz yerlere tatile gitmeliyiz. Zamanı durdurup, kendimize bir iyilik yaparak çocukluğumuzu bir kere daha yaşamalıyız.

Yaz ayları benim vazgeçilmezlerimden birisini gerçekleştirdiğimi aylardır. Ne olursa olsun, kendime zaman ayırarak çocukluk yıllarımı geçirdiğim köye gider, çamurlu tozlu sokaklarında gezer, yaylalara çıkıp, soğuk sulardan içer çocukluğumu bir kez daha yaşarım.
Her yıl Haziran ayı geldiğinde 90 yaşındaki anam yaylaya gitmek ister. Gebze’de olduğu zaman her hafta doktora giden günde birkaç ilacı bir yiyen Emine anam yaylada kaldığı 3 ay süre içinde hiç doktora gitmez. İlaçları da yarı yarıya azaltır. Geçen hafta anamı Gebze’den Giresun yaylalarına uğurladık. Ben de bugün anamın yanına gitmek üzere yola çıktım. 45 sene önce yaramazlık yaparak anamı kızdırdığım, sözünü dinlemediğim için bazen dayağını yediğim, anamla geçirdiğim o çocukluk yıllarımı yeniden yaylalarda geçirmenin heyecanı içinde tıpkı bir çocuk gibi nasipse yaylalarda olacağım.

Yaylalarda boş gezmeyecek, kamera, fotoğraf makinem ve bilgisayar elimde belgeseller çekip Gebze’nin gündemini yakından takip edeceğim. Sizlere karlı yayla dağlarından hitap edecek, sizlerin selamını karlı Karadeniz yayla dağlarına götüreceğim.

Çocukluk Yıllarımı Geçirdiğim Köyün Tarihçesi

 

Doğduğum köye hiç vefasızlık yapmadım. Köyümün tarihçesini de araştırdım. Köyümün tarihi ile ilgili yaptığım araştırmayı bir küçük kitap haline bile getirdim. Bu kitabın bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Osmanlı Döneminde Trabzon  Vilayeti,Torul Kazası’nın Nahiye Merkezi olan Bayramoğlu (Dikmen-Kuzköy köyü) Soğukpınar Beldesi’nin   Tarihi

Giresun-Espiye ilçesi, Soğukpınar Beldesi’nin Tarihi

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında alınan Trabzon sancak merkezi yapıldı. Nahiye Merkezi iken, Tirebolu ve ardından  Espiye ye bağlı köy olmuş şimdide Soğukpınar beldesi’nin mahallesi  haline gelmiş eski adı ile Bayramoğlu bugünkü adı ile Soğukpınar beldesi, Dikmen mahallesi’nin 550 yıllık tarihi geçmişi…

Karadeniz’nin  incisi, yeşllikler diyarı, tarihi geçmişi, kültür varlıkları ve tabii güzelliği ile dillere destan Giresun’un önemli bir yeri vardır. Giresun’un 16 içesi arasında bir zamanlar Tireboluya bağlı Espiye’nin Dikmen ve Kozköyleri’nin  birleşmesi ile  kurulan Soğukpınar Beldesi’nin Dikmen Mahallesi’nin  tarihi geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı Devleti tarafından  tutulan1468 tarihli Tapu Tahrir defterindeki  yazılı bilgilere göre  550 yıl önce  Bugünkü adı Soğukpınar olana Dikmen köyü, Bayramoğlu adı ile Trabzon sancağına bağı  7 nahiye merkezinden  birisiydi.

1468 tarihli Tapu  Tahrir defterindeki yazılı bilgiye göre 1461 yılında  Osmanlı tarafından feth edilen Trabzon Sancağına bağlı Giresun bölgesinde 7 Nahiye /kaza) merkezi  bulunmaktaydı. Bu nahiye merkezleri şunlar. 1.Yağlıdere, 2. Bayramoğlu (Dikmen köy, bugünkü adı Soğukpınar beldesi) 3. Karaburun. 4. Üreğir -Yüreğir. 5. Elki Yomlu 6.Alhanas. 7. Kürtün ilçeleriydi. Bu ilçeler  direkt Trabzon sancağına bağlı Nahiye/Kaza merkeziydi. Bu nahiyelere çok sayıda köy bağlıydı. Bunların yanı sıra Trabzon sancağına bağlı Giresun merkez ilçe’de kurulan Çepni vilayeti’de Trabzon sancağına bağlıydı.

Trabzon sancağına bağlı Nahiye/Kaza  merkezi olan Bayramoğlu (Dikmen); Tirebolu’ya bağlı  köy haline gelmiş. 1958 yılında Espiye’nin ilçe olması ile Espiye bağlı köyü olmuş,. 1998 yılında Dikmen köyü ile Kuzköyün birleşmesi ile Soğukpınar beldesi adını  alarak   Dikmen mahallesi  haline gelmiştir. Eski adı Bayramoğlu olan Dikmen nahiyesine, 1468 tarihli tapu  tahrir defterinde ki yazılı belgelere göre şu köyler bağlıydı.  1. Nahiye merkezi; Döğer, Dikine veya Dikmen 2. Kiçiköy (Güzelyurt) 3.Oğulluca/Avulluca 4.Ağruk 5.Kandavur 6.Kozköyü 7.Tağnalcık 8. Manastır-ı İslam 9. Çepni 10.Kurugeriş 11 İncirlik

Karadeniz’in  Türk İslam Yurdu Olmasında Çepni Türkleri’nini Önemi

Karadeniz’in Dünya Kültür ve Medeniyet tarihinde önemli rolü bulunmaktadır. Karadeniz bir çok Millet ve Medeniyete beşiklik etmiş. Kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu kültür ve medeniyetlerin her birinin  incelenmesi ayrı bir  araştırma konusudur. Karadeniz’in Türk İslam beldesi olmasında Çepni Türkleri’nin önemli rolü olmuştur.

Çepniler Oğuz Türkleri’nin 24 boyundan biridir. 11. yüzyılda Kaşkarlı Mahmut tarafından yazılan Divanı Lugatittürk-i kitabının yanı sıra, 14. Yüz yılda İran Moğullarının İlhanlı Devletini  veziri  Reşidettin Başkanlığında  yazılan  Dünya Tarihi Camül tevarihinde  Oğuz boylarından bahs edilirken Cepnilerden 17. sırada  söz edilmiştir.

Yapılan araştırmalarda Karadeniz’in yüksek kesimleri ve özellikle Giresun, Trabzon ve Sinop arasında kalan bölgelere gelip yerleşmişlerdir. Çepni Türkleri’nin varlığı  Anadolu’nun fethi olan 1071 tarihinden çok öncelere dayanmaktadır. Ortaasya’dan İran’a, İran’dan Anadolu ve Karadeniz’e gelen 100 bin Çepni Türkü, Karadeniz Türk Vatanı yaptığı yazılı  kaynaklar tarafından  ispat edilmiştir.

Sinop’a yerleşen ve daha sonra genişleyerek Ordu’da Bayramlı beyliği kuran Çepni Türkleri  Trabzon Rum imparatorluğu ile zaman zaman savaşmışlar, Trabzon Rum İimparatorluğu tarihçisi Panaratosa göre 1260 ile 1280 yılları arasında Çepnilerle savaşan Trabzon Rum İmparatro Giorgi 1280 yılında Türklere esir düşmüştür. 1277 yılında Sinop bölgesindeki Çepniler Trabzon Rum İmparatorluğu ile yaptıkları deniz savaşında Rum imparatorluğunu  yenerek deniz zaferi kazanmışlardır.

Trabzon Rum İmparatoru 2. Aleksios 1301. yılı Eylül ayında Giresun’a gelerek Türk beyini ağır bir yenilgiye uğrattığı, Merkezi Ordu’da olan Bayram bey Trabzon Hamsiköy’e kadar gelerek ağır bir yenilgiye uğradığı belirtilmektedir.

Bayramlı beyliğinin adı daha sonra  Bayrambeyin  oğullarından Hacı Emir beyliği adını alarak  Hacı Emir beyliği olmuştur. 1357 yılında  Bayrambeyin oğlu Hacı Emir bey kalabalık bir askerle Maçkaya kadar gidip  Rum İmparatorluğuna büyük bir darbe indirmiş. Trabzon Rum İmparatoru, Türklerden kurtulmak için Eski Rum İmparatoru Basil’in Kızı Teodora  (1332 -1340) yıllarında Hacı Emir beyle evlendirildi. Böylece Rum imparatoru Çepni Türkleri tarafından Karadeniz’de kurulanan beyliği ile akraba olarak kendisi ve İmparatorluğunu kurtarmayı tercih etti.

Giresun Fatihi Haci Emir Bey Oğlu Süleyman Bey..

Ölüm tarihi belli olmayan  Hacı Emir Bey’in ölümü üzerine yerine oğlu Süleyman bey geçmiştir. Süleyman Bey Hacı Emir beyliğini başarılı bir şekilde idare etmiştir. Hicri  799- Miladi  1397 yılı  Mart ve Nisan aylarında Giresun şehrini  Rumlardan  kesin olarak feth etmiştir.

Giresun Fatihi Hacı Emiroğlu Süleyman Bey, Giresun’u feth ettikten sonra  Hacı Emir beyliğini her geçen gün güçlendirmiş ve bölgede büyük bir devlet haline getirmiştir. Giresun’un fethinden 7 yıl sonra 1404 yılında Trabzon’a gemi ile gelen Ünlü İspanyol elçisi  Clevijo Türk beyi Hacı Emir’in 1000 atlıya sahip olduğunu Rum İmparatoru ııı. Manuel’in  1390 ile 1417 yıllarında Timurlenek ile Hacı Emiroğlu Süleyman bey’e vergi verdiğini   hatırlarında yazmaktadır.

Ne acıdır ki Ünlü Giresun Fatihi Hacı Emiroğu Süleyman bey’in ne zaman öldüğü bilinmediği gibi, Trabzon Rum imparatorundan bile vergi alan Türk beyliği olan Hacı Emir beyliği’nin ne zaman yıkıldığı hakkında tarihi bir bilgi yoktur. Bu gün Giresun gençlerinin bile Giresun Fatihi ünlü Hacı Emir Beyliği’nin beyi Süleyman bey’den bilgi ve haberlerinin olmaması   geleceğimiz açısından üzüntü kaynağıdır.

Osmanlı imparatorluğu ile Karadeniz bölgesindeki Türk beyliklerinin tanışması Yıldırım Beyazıt zamanına rastlamakta. Beyazıt 1393 yılında  Kastamonu ve Osmancık’daki Türk beyliklerini Osmanlı Topraklarına katarak Samsun’u hakimiyetine almıştır. Ünlü tarihçi İsmail Hakkı Uzun Çarşılı  tarafından  yazılan Osmanlı tarihine göre Yıldırım Beyazıt 1398 yılında   Samsun, Sinop ve Ordu bölgesindeki Türk Beylikleri ile Giresun’daki Hacı Emiroğlu Süleyman bey’in Osmanlı  hakimiyetini kabul ettiğini yazmaktadır.

Bir başka tarihi kaynağa göre Hacı Emiroğlu beyliğinin yıkılması ile Giresun, Trabzon ve Görele kaleleri  Rum İmparatorluğunu tekrar geri almış. Trabzon Rum İmparatorları kızlarını vererek akraba oldukları Akkoyonlu, Bayramlı ve Taceddin beylikleri sayesinde varlıklarını sürdürmüş ve Osmanlı Türk İmparatorluğuna karşı tehdit olmaya devam etmişlerdir.

Fatih Sultan Mehmet Tarafından  Trabzon Feth Ediliyor

1461 yılında  Fatih Sultan Mehmet  Kastamonu ve Sinop’da Çandarlıoğulları hakimiyetini sona erdirdikten sonra Akkoyunluların elinde  olan Sivas  Koyulhisar kazasını da aldıktan sonra Gümüşhane yolu ile Zigana geçidinden geçerek 26 Ekim 1461 yılında Trabzon’u fetih ederek Rum İmparatorluğunu sona erdirmiştir.

1461 yılında  Donanma kaptanlarından Kazım bey Trabzon Sanacak beyi olmuş, Fatih Deniz  ve sahilden Görele, Tirebolu ve Giresun gibi  Rumların elinde olan bazı kaleleri Osmanlı hakimiyetine katmıştır. Kazım beyden sonra Trabzon Sancak beyliğine geçen Sofu Ali bey, Akkoyunlu hakimiyetindeki Trabzon-Gümüşhane arasındaki Torul bölgesinde feth etmiştir.

2. Beyazıd zamanında Trabzon  şehzade sancaklarından biri haline gelmiştir. Şehzade Abdullah Trabzon’un ilk sancak beyi olmuştur. Ünlü Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim  Trabzon’a sancak beyi olmuştur. Osmanlı  hükümdarı Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında Trabzon’u feth ederken Osmanlı’ya büyük yardım ve destek oldukları için Kürtün, Dereli, Şalpazarı, Görele, Tirebolu ve Giresun bölgesindeki Çepnilere, Fatih Sultan Mehmet büyük ilgi göstermiş ve destek vermiştir. Karadeniz bölgesi Osmanlılar zamanında memur ve bakımlı hale getirilmiştir. Osmanlı idaresi Çepni beylerine maddi ve manevi büyük ilgi göstermiştir.

Karadeniz, özellikle Trabzon ve Giresun bölgesi ile ilgili en eski yazılı kaynak 1468 yılında tutulan Tapu Tahrir defteridir. Osmanlı devleti tarafından tutulan bu defter özellikle Çepnilerle ilgili geniş ve önemli bilgiler içermekte ve Çepni bölgesi hakkında en ciddi ve yazılı tarihi kaynak eser olarak kabul görmektedir.

Bu tarihi  belgeye  göre Çepnilerin Kürtün yolundan Harşit vadisinden gelerek, Tirebolu, Görele, Şalpazarı, Yağlıdere ve bölgeleri yurt edinip köy kurdukları  anlaşılıyor. 1468 tarihli tapu tahrir defteri; Espiye- Dikmen köyü (Soğukpınar beldesi veya eski adı ile Bayramoğlu) içinde çok önemli’dir. Bu bölgede Çepnilerin yanısıra Dikmen köyünde Döğer adlı Oğuz boyunun bulunduğu bilinmekte, Çepniler 15. yüz yılın yarısına kadar olan zamanda göçebe hayatı yaşamakta ve bu tarihten sonra tamamen yerleşik köy düzenine geçtiği bilinmektedir. Çepniler ilk defa 15. yüz yılda Darı, mısır ekmişlerdir. Koyun  ve keçi gibi büyük baş hayvanlar o yıllarda çoğalmaya başlamış. doğan, Şahin ve atmaca yuvası gibi  gelir getirici yuvalar  kurmuşlardır.

O devirlerde yaşayan halklar için Devlet yönetiminde çeşitli deyimler söyleniyordu. Hane, Mücerred, Bennek, Müsellemler, Mulazimler ve Muaflar. Halka verilen bu adların bu tabirlerin her birinin ayrı bir önemi bulunmaktadır. Çepnilere en çok Müsellemler deniliyordu.

Çepniler yurdunda Tımar rejmi  uygulanıyordu. 15. yüz yıl  Çepni bölgesinde 30 dirilik’den  3’ü zamet, geri kalanlar tımardır. (Drimik, Tımar, Zemaat ve  hakkında geniş bilgiler vermiştir.) Zemaat’lerden birini Trabzon Sancak beyine, Diğer ikiside Mustafa ve Hasan adlı Çepni beylerine ait) Tımarların çoğu Çepni beylerinin hizmetlerinde bulunmuş bu beylerin arkadaşlarına ve dostlarına ve oğulları tarafından tasarruf edilmektedir. Ne acıdır ki çepni beyleri’nin durumu hakkında ayrıntılı kaynak olmadığı için Ünlü Araştırmacı  Prof. Dr. Faruk Sümer  Çepni beylerinin ne olduğu konusunda  belki ilerde açıklama yapılabileceğini kaydediyor.

Giresun tarihine ışık tutan 550 yıllık yazılı belge..

1468 tarihli Tapu Tahrir defterinde, Çepni bölgeleri, Oğuz Türkleri ve Karadeniz bölgesi ile ilgili en çarpıcı bilgiler köylerin nüfusu ve  köylerdeki  camilerde görevli İmam, hatip, müezzin, fakihler, müderislerle ilgili. Çepni köylerinin en küçüğünde bile din adamları oldukça çoğunlukta olduğu tarihi bir gerçek. Çepnilerin bu bakımdan  dinlerine bağlı ve çok dindar oldukları anlaşılmaktadır. Bu durum ne acıdır ki  bu durum daha sonra istismar edilmiş. Din bilgisi olmayan bir çok kişi askerden kaçmak, vergi vermemek için din adamları olduklarını söylemiş ve dinin yozlaşmasına ve dini duyguların yok edilmesine  neden olmuştur. Köylere din adamı olarak gelen bazı cahil kimseler halkın din duygusunu yok etmiş mallarını ve mülklerini çeşitli entrikalar ve bahanelerle ele geçirmiştir. Çepni köylerinde bu durum bugün yapılacak  araştırıldığında ortaya çıkmaktadır.

Çepnilerin ne derece dine bağlı olduğu o yıllarda Trabzon’un Sancağına bağlı Giresun Bölgesinde 7 nahiyesi veya kazasından birisi olan Yağlıdere’ye bağlı Ahu Çukuru  (Harava) köyünde yaşamış Sarı Hacı Abdullah Halife ile ilgili Prof. Dr. Haşim Karpuz’un yaptığı araştırmaları gerçekten çok önemli. Sarı Hacı Abdullah Halife ile ilgili her yıl Yağlıdere’nin   Tuğlacık köyünde her yıl ilkbaharda anma günü düzenlenmektedir.

Çepni yurtlarında ve 7 nahiyedeki çepnilerle ilgili bölgelerdeki Tekke ve Zaviyeleri  çok büyük bu sosyal görev yapmakta, yolcuların  barınması, konaklama ihtiyaçlarının karşılanması için çok büyük rol oynadığı bilinmekte. Karadeniz ve Giresun bölgesindeki özellikle yayla yollarındaki Hanlar bunun en önemli kanıtı. Hanlara  gelen şahıslar tarafından vakfedilerek yapılmıştır. Hanlarda zaman zaman 30 göç bile ücretsiz barınmıştır. Türkler Yolcuları rahat ettirmek için 15. ve 16. yüzyılda Türkiye’de geniş bir zaviye ağı kurmuşlardır. Bu yüzden devletin üstündeki büyük bir yükü de alan bu zaviyelerde çalışanlar o dönemde  Örfi vergiler ve avarızdan muaf tutulmuştur.

 Karadeniz ve özellikle Giresun  merkez ilçe ile Trabzon’un Vakfıkebir ilçesi arasındaki  Çepni köylerinde yaşayan insanların durumları bir birinden farklı olarak şöyle sıralayabiliriz.

Sibahi, Müsellemler, Mülazımlar, Muaflar ve Raiyyet 

Çepni köylerinde yaşayan halkın çoğunluğuna raiyet ismi verilmekte. Raiyetler her türlü vergiyi veren, devlet hizmetinden en az yararlanan ve angaryayı çeken köylülerin adıdır.  Köylüler sürekli vergiyi vermişler  hatta adaletle idare edildiği dönemlerde bile vergiyi yine bu  insanlar vermişlerdir.

 

Ünlü araştırmacı  Prof. Dr. Faruk Sümer’in yaptığı tespite göre Vergiden muaf olanların çokluğu başta bölgelerde yoktur. Çepni bölgesi olan Karadeniz bölgesindeki bu durum özel bir neden olmalıdır diyen Sümer, Çepnilerin  Trabzon’un fethinde 1461 yılında Osmanlıya büyük destek verip yardımcı oldukları için bu şekilde gerçekleştirmiştir notunu düşmektedir.

Çepniler iddia edildiği gibi Alevi veya Kızılbaş değil, tamamı sünni müslümandır. Sünni oldukları çocuklarına verilen Osman, Bekir ve diğer sahabe isimlerinden anlaşılmaktadır.

Bölgedeki yerlerin adları da Türk’dür. Bu adlar Oğuz boylarından alınmaktadır. Kuzeydoğu Karadeniz’i yurt edinen Oğuzların Yüreğir, Alanyurt’u ve Döğer gibi Oğuz boylarının  Türk yaşamında önemli rol oynadığı bilinmektedir.
   

1515 Yılında Trabzon Vilayeti Kürtün  Kazası, Bayramoğlu Nahiyesi’ne (Dikmen veya Soğukpınar Beldesine) Bağlı Köylerin Nüfusu.. (1998 Yılında Belediye Kuruldu )

 

1998 yılın’da  resmi gazetede yayınlanan bir yasa ile  geçmiş de Bayramoğlu adı ile nahiye merkezi iken, daha sonra Dikmen ve Kuzköyü adı ile iki köy olan ve bu köylerin  birleştirilmesi ile Soğukpınar adı ile  belediye teşkilatı  kurulmuştur. 1515 yılında ki bölge ile ilgili önemli bir arşiv belgesini aşağıda yayınlıyoruz.

Çepni Çeribaşı Emir Han Ağanın Tımarı (Tımar-ı Emir Han Ağa Veled-i Emirze)
Serasker-i Çepni ber Vech-i Serbest)

43. Döğer Bayram 15 13 – – 1580 1 değirmen, 1 de doğan yuvası var
Oğluna bağlı
Raiyyet buyurulan 3 4 2 1 156
Dikmen de denilen
Döğer Camii mülazımları

Köyün Adı Hane Mücerred Zemin Hasıl Diğer Hususlar
Bennek Caba (akça)

Hisse 1 1 – – 90
(Aynı Köyden)
44. Kiçi Köy, Çayır 2 3 – 1 248 1 değirmen var
Yaylak yakınında  – – – – 250 Hasan oğlu Süleyman’ın tasarrufunda
Ericek ekinliği
45. Oğulluca 8 6 – 2 950 Kabaca Koz ekinliği var
Hisse 17 10 – – 1529 1 ekinlik var
46. Ağruk 3 2 – – 266
47. Kandavur 10 5 – 2 780
Raiyyet buyurulan 1 – – – 40
Kandavur ve Oğulluca
Camii Mülazımları
Kandavur (?) Raiyyet 2 – – 1 11
buyurulan bu
köyün müsellemleri

(*) Prof. Dr. Faruk Sümer: Tirebolu Tarihi. Tirebolu Kültür ve Yardımlaşma Derneği yayını. Basım yeri ve tarihi: İstanbul -1992/ Fadime Hala Kültür Hizmetleri Birliği Kütüphanesi/Gebze Gazetesi  Belgesel Yayıncılık Arşivi. Devr-i Alem TV program arşivi.