Çerçevelerde Kalan Sözler Geçidi

104

 Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” anlayışı;

¾    ‘Cahillik
mutluluktur’ cehaletine nasıl dönüştü?

Yaratılanı severiz Yaratan’dan dolayı
anlayışından;

¾    Nefret,
öfke diline ne zaman geçiş yaptık?

Cennet anaların ayakları altında
anlayışından;

¾    Kadının
metalaştırıldığı, kendi malı sayan mallaşmaya nasıl geldik?

Emaneti ehline teslim et” anlayışından;

¾    Dalkavuklara,
eşe – dosta ve akrabaya mansıp dağıtmaya nasıl gelindi?

Komşu, komşunun külüne muhtaçtır” dan;

¾    ‘Aç
yatan komşu bu mahalleden değildir’ nasıl diyebildik?

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır
fikrinden;

¾    ‘Üç
maymun’a nasıl evrildik?

Yarın kıyamet kopacağını bilsen de ağaç dik
anlayışından;

¾    Betonarme
kafaları nasıl çıkardık?

Komşusu açken tok yatan bizden değildir
anlayışından;

¾    Kilo
almamak için midesine tüp takılan topluma nasıl dönüştük?

İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz
den;

¾    Emek
hırsızlarının ödüllendirildiği gecelere nasıl seyirci olduk?

Helâl kazancın kutsallığı”n dan;

¾    ‘Haramzâdeler’in
övüldüğü topluma nasıl dönüştük?

Devlet malının yetim hakkıyla eşit olduğu anlayıştan;

¾    ‘Devletin
malı deniz yemeyen keriz’e nasıl gelindi?

Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz ilkesinden;

¾    Altı
– yedi yıldızlı otellerdeki iftarlara nasıl gelindi?

Adalet mülkün temelidir anlayışından;

¾    Temelin
sadece inşaat kazığı olduğunu söyleyen merteklere ne zaman dönüştük?

İIim, iIim biImektir / İIim, kendin biImektir
tevazusundan;

¾   
Bencilliğin,
kibrin nirvanasına nasıl ulaştık?

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” dan;

¾    İnsanı
kullanışlı materyale, ‘ekonomik hayvan’a ne vakit dönüştürdük?

Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi
için
Dost’un evi gönüllerdir / Gönüller yapmağa geldim
” diyen Yunus bakışından;

¾    Cinnet
halindeki, düşmanlaştırılan/ötekileştirilen karşı mahalle yaratmayı nasıl
başardık?

     İçeriklerini vicdanların derinliklerine,
kendisini çerçevelere mahkûm ettiğimiz, anlamlarını tersyüz ettiğimiz bu
sözleri günümüz dijital dünyasında güzel söz sitelerinden kes-kopyala-yapıştır
tekniği ve çirkin emojilerle süsleyip ‘hayırlı cumalar/kandiller,
Ramazan ve Kurban Bayramları sosyal medya mesajlarına kurban ettik. Kullanım
ömürlerini bir tık zaman dilimi boyutuna indirgedik.

   II. Viyana’dan
bu yana sadece toprak kaybettiğimizi anlatıp durmuşuz; asıl kaybedilen maddi toprağın
kaybı değildi, üstünde yaşayan insanı ve insanî değerlerimizi yitirmekti.
İçselleştirmemiz gereken değerler uzak bir hayâlde, yaldızlı sözlerde kalmış
.