Cehennem İlahi Adaletin Gereğidir

202

 

Yüce Rabbimiz, insanları ve cinleri kulluk/ibadet etmeleri için yaratmış (Zâriyât, 51/56); onları dünya hayatında imtihan etmek için de ölümü ve hayatı yaratmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle ifade buyrulmuştur: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk, 67/2) İnsanlardan bu imtihanda başarılı olanlarıahiret hayatında “genişliği göklerle yer arası kadar olan cennet” (Âl-i İmrân, 3/133) ile mükâfatlandıracak; başarılı olamayanları da “yakıtı insanlarla taşlar olan cehennem ateşi”yle (Bakara, 2/24) cezalandırılacaktır. Cehennem azabı; inkârcılara, Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan günahkârlara verilen bir ceza ve ilâhi adaletin gereğidir.

Cehennem, dünyada iken iman etmeyenler ile iman ettiği halde kulluk vazifelerini gereği gibi yerine getirmeyen kimselerin cezalandırılmak üzere kalacakları ceza ve azap yeridir. Ne kadar büyük günah işlemiş olurlarsa olsunlar, mü’minler cezalarını çekip cehennemden çıkacaklardır. İnkâr edenler ise orada ebedî kalacaklardır: “İnkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”(Bakara, 2/39)

Cehennem ve cehennemliklere verilecek ceza hakkında, Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde geniş bilgiverilmiştir. Kur’an, cehennemi ve cehennemliklerin acıklı halini şöyle haber veriyor:

“Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz, Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”(Nisâ, 4/56) “Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifiri bir gölge içinde! Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. Diyorlardı ki: ‘Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz? Evvelki atalarımız da mı?’ De ki: ‘Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır. Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.’ İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir.”(Vâkı’a, 56/41-56)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de hadis-i şeriflerinde cehennemi şöyle haber vermiştir: Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır.” (Tirmizî, Cehennem, 8; Muvatta, Cehennem, 2);(Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kısmı vardır, ateş onları topuğuna kadar yakalar, bir kısmı vardır, dizlerine kadar yakalar, bir kısmı vardır kemere kadar yakalar, bir kısmı vardır köprücük kemiğine kadar yakalar.”(Müslim, Cennet, 33)

Cehennemliklerin işledikleri suçların derecelerine göre cezalandırılmaları için cehennem yedi büyük girişi olan yedi ayrı bölüme ayrılmıştır. (Hicr, 15/43-44) Azabının şiddetine göre bu bölümler sırasıyla cehennem, leza, hutama, saîr, sakar, cehîm ve hâviye’dir. Azabı en hafif olan kısmıcehennem adı verilen en üst bölümdür. Mü’minlerden günahkâr olarak cehenneme girenler cezalarını bu bölümde çekeceklerdir.

Allahu Teâlâ, bizlerden cehenneme götürecek davranışlardan sakınmamızı istemektedir. Öyleyse, O’nun emrettiği ibadetleri, iyi ve hayırlı işleri yapmamız;yasakladığı davranışlardan da sakınmamızgerekmektedir. Bunların yanı sıra cehennem azabından korunmak için Allah’a dua da etmeliyiz. Kur’an-ı Kerim’decehennemden Allah’a nasıl sığınacağımız öğretilmiştir: “…Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helaktir!’ Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”(Furkân, 25/65-66)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), sürekli olarak cehennem azabından Allah’a sığınmamızı tavsiye etmişlerdir. Bizzat kendileri de günah işlememiş olmasına rağmen,“Allah’ım! Cehennem azabından Sana sığınırım…”(Buharî, Daavât, 37) buyurarak cehennem azabından Allah’a sığınmışlardır.

Öyleyse; hayatımızı kulluk şuuru ile Yüce Rabbimizin razı olacağı şekilde değerlendirmeliyiz. “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” (Bakara, 2/201) diye dua ederek cehennemden Allah’a sığınmalı ve her an ölecekmiş gibi ahirete hazır olmalıyız.