Çağ’ın Öncüleri

97

“Çağin Öncüleri” ne Demektir?

İddialı olmayan, fakat istikamet sahibi, büyüdüğünde
ülke ve millet için ışık taşıyan (-ki her çocukta bu ışık vardır yeter ki
büyükler ateşini yakmayı bilebilsin) küçük ve on civarında çocuktan oluşan
guruplardır.
Çocuklar okul, mahalle, komşu, akraba
veya ebeveynlerin yaşları bir birine yakın olanlarından oluşturulabilir. Bu
çocuklar; iki haftada bir, hafta sonları ailelerin evlerinde toplanırlar.
Sade
bir şekilde çocukların kaynaşması ve dostluk kurması esasına göre davranılır. Ortak
paydaları:
Birlikte TÜRKÜ SÖYLEMEK, kendilerini ifade edecek hatıra
veya geçen iki haftanın değerlendirmesini yapmak, mümkünse iki ayda bir
eğitici film seyretmek, Türk millî değerlerine bağlı olarak yabancı dil öğrenmeyi
sağlamaktır
(Ahmet Yesevî, Yunus Emre[1],
Mevlana, Pir Sultan Abdal gibi evrensel düşünür ve şairlerimizin şiirleri ve
Nasreddin Hoca fıkralarının çevirileri hem Türkçe hem de yabancı dilleri
öğrenmede
kolaylık sağlayacaktır. Dünya klasiklerinin “Türkçe-yabancı diller”le
 hazırlanmış kitapları tercih
edilmelidir). Çocukların internet imkanı varsa çeviri programları ile diller
arası çevirilerle eğitimlerine bir oyun hüviyeti katılabilecektir. En doğru
çeviriyi yakalama bunlardan biridir. Bu arada Türkçesini de zenginleştirmeye
binlerce yıllık dilinin gizemlerini erken yaşta keşfetmeye başlayacaktır.
Türkçesini
en güzel şekilde yazma ve konuşmaya çalışırken diğer dillerin de özelliklerine
vakıf olabilecektir
Bir dil
kendini diğer dillerle karşılaştırarak daha da gelişmektedir.

Kolay= Yalın= Sade Uygulanabilecek Kurallardır:

Onbeş günde bir çocukların ailelerin birinin evinde
toplanılır
. Toplantıya , sadece evsahibi ailenin
velileri ve egitim yönlendiricisi veya yönlendiricileri iştirak eder.
Eğitim
yönlendiricisi; çocukların o günlerde ilgisini çekebilecek, konuları sohbet
ortamına açar. Sohbet sırasında her çocuğa söz verilir ve sözü kesilmemelidir. Eğitim
yönlendiricisi Türk Musikî aletlerinden birini kullanıyorsa kendisi, bilmiyorsa
yardımcısı ile öncelikle Millî Şuuru ve Vatan sevgisini benimsetecek
Türkülerden ortak Türkü külliyatı oluşturulur
. Her ilin Türküsünden
öğrenmeyi benimsemek ve gerçekleştirmek de gerekmektedir. Yıllar sonra bu
çocuklar genç olduklarında beraber söyleyecekleri, beraber ağlayıp neşelenecekleri
türküleri, şarkıları olmalıdır.
Çocuklar büyüdükçe, Türk Yurtları, klasik
Türk ve Batı musuki zevki de geliştirilmelidir.
Çocuklara, kitap hediye
edilmeli okuma ve kütüphane oluşturmaları sağlanmalıdır. Evlerde; çocuklar bir
araya geldiklerinde ev sahibesi, fazla masraflı olmayacak ekonomik bir şekilde pasta,
börek ve çay veya soğukluktan  oluşan
ikramını sunduktan sonra, sohbet veya musukî faslına geçilmelidir
. Sofra
kurallarına, herkes uymalıdır. Mutlaka el yıkamaya dikkat edilmelidir. Herkes
bitirebileceği pasta veya ikramı tabağına almalı, kesinlikle tabak ve
bardağında artık bırakmamalıdır.
İsraftan kaçılmalıdır. Dünyanın büyük
kısmının açlıkla karşı karşıya kaldığı ortamda , onların acı ve ızdıraplarını
hissetmeden israf eden
çocuklar olmak, gelecek açısından da alışkanlıklarını devam ettirecek demektir.
Çocuklar başlangıçta kuralları anlamsız sanabilirler, fakat bu kurallar
asırların tecrübeleri ile bağlantılıdır
. İsraf etmeye devam eden çocuklar açların ve
susuzların hali ile özdeşleşememektedir (empati kuramamaktadır). Dünya
çocukların ve tüm insanların empati yetenekleri arttığında barış içinde
olacaktır.
Çocuklar, ebeveynlerine (ailelerine) ve arkadaşlarına karşı
saygı ve sevgi dolu yetiştirmeye çalışılmalıdır.
Saygı ve sevginin olmadığı
kalplerde, insanlığı ve kainatı kucaklayacak çiçekler  açamadığı bilinmelidir.  Sözüne sadık, asla yalan söylemeyen
çocuklar yetiştirmelidir. Belki her doğru söylenemeyebilir, fakat her söylenen
doğru olmalıdır
. Herkese ve herşeye söz vermek zorunda değildir, lâkin
söz verildi ise tutulmalıdır.
Sabırlı olmalı “Çağın öncüleri”nin
omuzlarına taşıyamayacakları yük yüklenmemelidir.

EBEVEYNLERİN DİKKAT EDECEĞİ HUSUSLAR:

Genç ebeveynler klasikleşmiş kişisel gelişim kitapları
veya psikologların kitaplarını okumalıdır. Yahut hayli yaşlı anne ve babalardan
hatta annanne ve dedelerden çocuk yetiştirme konusunda fikirler alınmalıdır
.  Çocuklara ahlakî
kurallar
çerçevesinde arkadaşları ile dostluk kurma yani insanî
ilişkileri ve bilgiye ulaşma yeteneği kazandırmalıdır. Onlardan
kütüphane çapında bilgi beklenmemeli, sabırla ilerde kendi kendilerini
geliştirebilecek özgüven, araştırma ve ilim 
merakı, millî hassasiyetin zemini çocukları sıkmadan verilmelidir
. Türk
tarihi, Türk Musikîsi, Vatan sevgisi, Kaianata mensup olma şuuru, bilimsel
kavrama ve düşünme; tabii bir süreçte kazanılmalı, ders hüviyetinde
olmamalıdır.
Birlikteliğin samimi gidişine müdahale edecek, buyurgan,
kendi hayallerini geçmişte, gerçekleştirememiş; çocuklardan fazla beklenti
sahibi olan erişkinler uyarılmalıdır.
Çocukların herhangi bir siyasî
gruba dahil edilmesinden kaçınılmalıdır
. Onların; bilim, sanat,
düşünce  sahalarında Vatanımızın
geleceğinde söz sahibi olmaları önemlidir. 
İlerde çocuklar gençlik çağında kendi hür iradeleri ile şu veya bu
siyasi tercihleri olabilir. Eğitim yönlendiricileri bu konuda hoş görülü olmalı
kendi siyasi düşüncelerini gündeme getirmemelidir
. Çocuklar, zaman zaman
bulundukları mekanlara yakın tarihî eserleri, müzeleri ailelerinde iştiraki
ile gezmeli
, gitmeden önce o yerler hakkında bilgi alınmalı, okunmalıdır. Bilimsel
gelişmeler TUBİTAK çocuk   vb. Dergiler ile
yahut belgesel yayınlarla takip edilmelidir.
Özellikle çocukların yetenekleri
doğrultusunda belirli meslekleri seçecekleri düşünülerek, o istikamette
yardımcı olunmalıdır
. Tanımlanan toplantı yöntemi hem çocuklar hem de
aileler tarafından değiştirilmeli ve geliştirilmelidir. Değişim ve gelişim; insan,
zaman, mekan, imkân vd. şartlara göre uyarlanmalıdır.

Çocuklar her zaman çağın öncüleridir. Eğitim başta
olmak üzere en büyük maddi ve manevî yatırım onlara yapılmalıdır. Bu yatırım en
masrafsız olanıdır
. Aileleler düşünen ve
sevgi-saygı dolu öz güvenli çocuklar
yetiştirdiğinde toplumun geleceği sadece
huzurlu ve sağlıklı değil aynı zamanda hidayetle
aydınlanacaktır. Bugünün
çocukları kültürlü ve irfan sahibi gençler olduklarında Türk Milleti ve
insanlık onurunun burçları yıldızlara yükselecektir. O zaman TÜRKLER MUSTAFA
KEMAL ATATÜRK’ÜN “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
vecizesini bir kez daha
hatırlayacaklardır. BU SÖZÜ UNUTTURMAMAK İSE HER TÜRK EVLADININ İNSANLIĞA
KARŞI SORUMLULUĞU VE BORCUDUR.
ÇÜNKÜ TÜRK OLMAK YERYÜZÜNÜN DERTLERİYLE
DERTLENMEK VE ONLARI ÇÖZMEK BİLİNCİDİR
. ONUN İÇİN  HZ. MUHAMMED (O’NA, ASHAB-I GÜZİN VE EHL-İ
BEYTİNE SELAM OLSUN) HER RAMAZAN TÜRK ÇADIRININ ALTINDA ADETA ONU BİR GÖK
KUBBE FARZ EDEREK TEFEKKÜR ETMİŞ VE TÜM İNSANLIĞIN GELECEĞİNE AYDINLIK
MÜJDESİNİ VERMİŞTİR[2]
.

 



[1] Öğrencilerimizle ve
dostlarımızla “Gönül Kardeşliği ve Yunus Emre” isimli eserde Yunus şiirleri
Türk Lehçeleri ve Akraba Dillere aktarılarak ESTUDAM sayfasında elektronik
ortamda ücretsiz olarak paylaşılmıştır:

https://estudam.ogu.edu.tr/Storage/ESTUDAM/Uploads/G%C3%96N%C3%9CL-KARDE%C5%9EL%C4%B0%C4%9E%C4%B0-VE-YUNUS-EMRE.pdf

[2] RESUL-U EKREM’İN BU HASSASİYETİNE DİKKATİMİZİ
ÇEKEN AZİZ KARDEŞİM BAYRAM ZENGİN’E TEŞEKKÜRLERİMLE