Çadır Devletimiyiz?

89

Türk Milletinin tarihi binlerce yıllık geçmişe dayanır ve Türkler bazı tarihçilerin yazdıklarına göre 16,  bazılarına göre ise daha fazla bağımsız Türk devletleri kurmuşlardır. Geçen binlerce yıllık tarih sürecinde nice medeniyetler kurmuş, çağ kapayıp çağlar açmışlardır. Yüzlerce savaşa girmişler, topraklar zapt edip vatan yapmışlar, gittikleri her yere adaleti götürmüşlerdir. Zalimin tepesine binmiş, mazlumun hep yanında olmuşlardır. Bunu sadece Türk vak’anüvisler* değil, diğer dünya tarihçileri de yazdıkları yüzlerce eserde aynı tespitlerde bulunuyorlar.

Hal böyle iken son dönem siyasetçilerimiz, sanki Türkiye Cumhuriyeti’ni yeni kuruyorlarmışçasına her gittikleri ülkenin modelini övüp methiyeler dizerken, bir taraftan da o modelleri, Türkiye’ye monte etmeğe çalışıyorlar. Hâlbuki cumhuriyetimiz yeni kurulduğunda dahi Türk vatandaşlarına sağlanan demokratik haklar, diğer Avrupa devletlerinden çok önce sağlanmış olmasını görmezden geliyorlar. (1930’lu yıllarda Avrupa’nın birçok ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakları yoktu. Bu hükümetin en büyük müttefiki Suudi Arabistan da kadınlar daha yeni oy kullanmağa başladılar.) kendilerinden önce ki yılları yok sayıyorlar veya devletin var olan her değerini yanlış buluyorlar. Belki de isteniyor ki dünyanın en mükemmel anayasa sistemi, bizimkisi olsun ama bizim kafamızdaki şablon’a göre olsun. Fakat dünyada yok böyle mükemmeliyetçi, model anayasalar. Demokrasi, adalet ve kanun normları evrenseldir ama uygulanış biçiminde doğrular ve yanlışlar vardır.

Amerika’ya gidiyorlar ABD başkanlık sistemini övüyorlar, birisi zavallı Obama dediğinde Türk tipi başkanlık sisteminden söz ediliyor. Peki, ağızlarından iki’nin biri kaçırdıkları Türksüz ana yasa da “Türk tipi” nasıl ve neye dayandırılarak yapılacak? Başbakan en son İngiltere ziyaretinden dönerken gazetecilere: “İngiltere de üniter yapıya sahip ama İrlanda gibi özerk bölgeleri var”.

İngiltere de Krallık’ta var, razımısınız Krallığa?

Anayasayı değiştirelim deyip duruyorsunuz, çok beğendiğiniz İngiltere’nin kuruluşundan bu yana yazılı bir anayasası bile yok bunu hiç dile getirmiyorsunuz.

Farzedelim ki dünyanın en mükemmel anayasasını yaptınız, işinize gelmeyen maddelerinin kurallarına uyacak mısınız veya bu günkü gibi kanunları paspas edip çiyneyecekmisiniz?

Zaman zaman gerek Cumhurbaşkanı, gerekse bazı MHP’lilerde başkanlık konusunda rahmetli Alpaslan Türkeş’in de başkanlık sisteminden yana olduğunu söylerler. Doğrudur 1970’li yıllarda birkaç kez en yakından bende duydum. Ama bu günkü Türkiye de, tek adamın kaprisleriyle kanunların bu derece laçkalaştığını, adaletin keyfiliğini, Güneydoğunun ne hale geldiğini görmüş olsaydı gene de aynı görüşleri paylaşırmıydı hiç sanmıyorum.

Koskoca bir devletin, milletin kaderi, bir kişiye veya bir zümreye bırakılamaz. Uygulamasını işte gördük sıfır sorunlu komşuluk ilişkisinden başlayarak bu günlere geldik. Peki, ama dost olan bir tane komşu varmı etrafımızda? Kaldı ki dünya uygulamaları da göstermiştir ki dost ülkede yoktur düşman ülkede; yalnız ve yalnız birbirleriyle çıkar ilişkisi içinde olan ülkeler dostturlar. Çıkar ilişkileri bittiğinde düşman olmaları an meselesidir.

Şu da bir gerçek ki komşularla sıfır sorun da dahi sorun vardır. Örneği işte ortada, Rus uçakları sınırımızı her gün ihlâl ediyordu ve nihayet bir uçaklarını düşürdük. Sorun çıkmasın diye müdahale edilmesemiydi veya Yunanistan Ege de 16 ada ve bir kayalığı işgal etti ses çıkarmıyoruz. Sıfır sorun adına iyi yaptığımızı kim söyleyebilir?

Saygılarımla.

*Vak’anüvis: Osmanlı Türkleri zamanında olayları tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisi.