“Ben sporcunun Ertuğrul gibi Sağlam olanını severim” demiş Atatürk. Yeşil sahalardaki bu Beyaz devrim sosyal hayatı da bulaşıcı bir hastalık gibi etkileyecektir.
Galatasaray, Fatih Sultan Terim‘le UEFA kupasını aldığında sokaklara taşan özgüven duygusu İngilizler karşısındaki 8-0’lık rezaletlerinde bitiş düdüğüydü.
Atatürk‘ün Kurtuluş Savaşı‘nda yaptığı buydu. ‘Türk; öğün, çalış, güven!‘ Toplumsal olaylar ışık hızıyla davranışa dönüşürler. Korku da bulaşıcıdır, azim de..
Bursaspor’un gerçekleştirdiği Anadolu İhtilâli hiç hesap edemeyecekleri derecede siyasal ve ekonomik değişimlere de sebep olacak. Kelebek Etkisi teoremi gibi..
Nasıl ki dünyayı ABD, İsrail ve İngiltere adlı Şer Üçgeni yönetiyorsa Türkiye‘de de futbol/spor emperyalizmin 3’lü kıskacı altındadır: FB, GS, BJK.
Bu İstanbul takımları arasına girmek Birleşmiş Milletler‘de veto hakkını 6.ülke olarak alma anlamına gelir. Haziran‘daki Dünya Kupası‘nda da bir Afrika takımı şampiyon olursa ABD‘nin süpergüçlüğü de 3 vakte kadar düşer.
Bütün hadise bir sineğin bu zalimin burnuna girmesidir. Ve tüm sosyal olaylar birbirini tetikler. Özetle bu şu demektir: Biz de Amerika‘yı devirebiliriz.
Amerika tıpkı Fenerbahçe gibi zihinlerimizde yaşattığımız tek güç/tek takım, süper devlet/süper takım ve yarışılmaz bir kudrettir. En büyüktür, en kalabalıktır, en ihtişamlıdır, en renklidir… Bu ‘en‘ler aklımızda karşılığı olmayan bilinçaltı algı oyunlarıdır.
Biz korktuğumuz içindir Amerika’nın korku imparatorluğu.. Biz gözümüzde büyüttüğümüz içindir ABD’nin küresel hegemonyası.. Ve bizim zûlme karşı suskunluğumuzun faturasıdır işgal coğrafyaları..
USA amblemini görünce dizlerinin bağları gevşeyen ve onlarla anlaşmadan, uzlaşmadan tuvalete bile gidilemeyeceğini düşünenler Osmanlı‘nın kurulduğu topraklardaki hareketlenmeye bir daha baksınlar.
“Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” sözü hepimizin aynı düşünceyi aynı anda hep beraber düşünebilme yeteneğimizdir.
Yenilemeyeceğimize inandığımız zaman yenilmeyiz. Yüzümüzden okunan tek ifade yenilgi ise günde 5 idman yapsan ne fayda?
Kolektif zihinsel odaklanma aynı zamanda bir kader dönüşüm programıdır. Ve dahi hilkat sırrıdır.
“Tarihte her hareket bir kişinin ayağa kalkmasıyla başlamıştır“. Ve bizim tarihimiz o ‘bir kişi‘lerle doludur.