Hz. Ali diyor ki;
Gürültü, patırtının ortasında sessizce, sükûnetle dolaş. Sessizliğin içinde huzur var, sakın bunu unutma. Kimseyle kötü olma. Evet, herkesle dost olman imkânsız ama herkesle düşman da olma. Seni buna zorunlu bırakacak hiçbir sebep olamaz. Zaten sen böyle hareket edersen düşmanın da olmaz. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık, unutmak olsun; bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.
İçten ol, telaşsız anlat, kısa, açık ve net konuş. Başkalarına da kulak ver.
Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları, çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Sadece yaptığın planları değil, başardıklarının da tadını çıkar. Sevebileceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. Sevmiyorsan eğer sever gibi yapma. Çevrene, tanıdıklarına tavsiyelerde bulun. Hakkı, hakikati hem uygulamaya çalış hem de anlat. Fakat asla hükmetmeye kalkma.
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zaman kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın sevgi konusunda yıllardır öğrenebildiği, kumsalda bir kum taneciği bile değildir.
Hayatta kaybedebilirsin…
Kaybetmeyi ahlaksızca bir kazanca tercih et.
Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
Yılların geçmesine öfkelenme!… Nasıl vefalı geçireceğine bak. Bir gün arkanı dönüp, geriye baktığında gözyaşı yerine yüzünde tebessüm olsun.
Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et. Geçmişe yapamayacağın şeylerin yapabildiklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsan, ona uygun yelken hazırlığına giriş. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Ara sıra kendini tutamayabilir, yüreğini, isyana kaptırabilirsin. Fakat unutma: Evreni yargılamak imkânsızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol, sabırlı, sevecen ol.
Erdemini yitirme, önünde sonunda sahip olduğun tek servet yine kendinsin.
Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya, yine de insanoğlunun sınav yeridir.