– Rusya Kırım’a girdi.
– Rus Ayrılıkçılar Donetsk’e girdi, Lugansk’a girdi.
– IŞİD Musul’a girdi, Tıkrit’e girdi.
– Barzanî Kerkük’e girdi.
Kırım Rusya’ya bağlandı. Donetsk ve Lugansk’ta Rus Cumhuriyetleri ilan edildi;
Ukrayna ve Batı (NATO) Rusya’ya bağlanmalarını engellemeye çalışıyor.
Önce ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) vardı; toplama takım: Çeçeni, Afganı, Arabı, Selefîsi, Vahhabîsi, Kaidecisi, paralı askeri / lejyoneri BOP çıkarlarına hizmet üzre ABD – İsrail ekseni ve Türkiye, Suud, Katar gibi müttefiklerince Esad’a karşı yapılandırılmıştı. Hama’ya, Humus’a, İdlib’e, Rakka’ya, Lazkiye’ye, hatta Şam yakınlarına girdiler; Esad ve Doğu İttifakı’nca (Çin, İran, Hizbullah, ÖSO’dan ayrılanlar) çoğu yerden çıkarıldılar.
Sonra IŞİD (Irak – Şam İslam Devleti) ortaya çıktı. Bu arada Büyük Ortadoğu Projesi de revize edilmişti. İlkinde Irak, ikincisinde de Suriye 3 parça gözüküyordu. NYT’den (New York Times) ve Robin Wright’ten aldığımız istihbarata göre Libya da 3 parçaya ayrılacak, Suud ise paramparça yapılacaktı.
ADIM 1 – Irak’ın kuzeyindeki Kürt Bölgesi ile Suriye’nin kuzeyindeki Kürt Bölgesi ile birleşiyor ve Türkiye güneyde boydan boya (Hatay’dan Hakkâri’ye) Kürdistan’la sınır oluyor.
ADIM 2 – Ortada Şam ve Bağdat eksenli Sünnî / Selefî bir Arap İslam Devleti kuruluyor. Yani Irak ile Suriye birleştiriliyor ve Türkiye’nin hiçbir surette Araplarla sınırı kalmıyor.
ADIM 3 – Irak’ın güneyine (Basra) bir Şiî Devleti ve Suriye’nin batısında (Lazkiye) bir Alevî / Nusayrî Devleti kurduruluyor.
IŞİD bu ikinci adımı gerçekleştirmek için Türkiye’nin de dâhil olduğu Batı Konsorsiyumunun enstrümanı. Bu devletler kurulduktan sonra Selefî İslam’ın Şiî İslam’ıyla vahşi mücadelesini seyir edeceğiz dünya halkları olarak. Türkiye ise Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler sonrasında özerkliği fiilen ilan edilmiş olan Güneydoğu’yla (sözde Türkiye Kürdistanı) federasyona, Irak ve Suriye Kürdistanıyla da konfederasyona zorlanacak. Kazara Araplar mezhep savaşlarını bırakıp Kürtlerden intikam almaya yönelirlerse karşısında Türkiye’yi bulacaklar.
Siz de MUSUL’A GİRİN kardeşim, biz de MUSUL’A GİRELİM. 2’nci Ordu’yu harekete geçirin, Zırhlı Tugayları Cizre üzerinden Habur’a ve Zaho – Dohuk üzerinden Musul ve Telafer’e indirin. Çevremizdeki çemberde kimsenin kimseyi iplediği, ipleyebildiği yok. Giren girene..
Misak-ı Millî yani milletçe yaptığımız yeminin bir parçası olan Musul bir oldu-bittiyle bizden İngiltere’ye geçmiş, onlardan da Irak Devleti’ne kalmıştır. Irak’ın toprak bütünlüğünün kalmaması statüko öncesi durumun hukukunu açığa çıkarır. Türkiye’nin Musul’da plebisit / halkoylaması teklifini ısrarla kabul etmeyen Milletler Cemiyeti de çoktan lağvolmuş bir kurumdur. Birleşmiş Milletler ise bir II.Dünya Savaşı sonrası kuruluşudur.
1926 Ankara Antlaşması’nın petrolden pay ve garantörlük maddesi bize hak tanımaktadır. Alacağımızı almanın tam zamanıdır. Gerekirse Musul ve Telafer’de referandum da yapılabilir. Petrol bölgesi Kerkük şimdilik Bölgesel Kürt Yönetimi’nde (Barzanî) kalsın, Musul bizde.. Madem ileride bir konfederatif birlik gözüküyor, sıkıntıya gerek yok.
Kardeşim Dünya Kupası başladı gidiyor. Biz de bir ‘maç‘ alalım da Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanırsa kazansın.