Bu Kervan Böyle Gitmez

49

İster beni hoş görün, ister beni kınayın. Yeter artık, illallah, bu yangını söndürün. Amerikan Doları, Avrupa’nın Avrosu, bu yangına kâr etmez.

Türk gençliği bataklığa sürükleniyor. Özünden, benliğinden, tarihinden kopartılıyor. Gençlerin tişörtlerinde I love you Amerika ve bir sürü saçma sapan yabancı yazılar. Bu yazılar, kız ve erkek çocukların tişörtlerinin arka ve ön tarafında devamlı bulunmaktadır.

Gençlerin kollarında, bacaklarında dövmeler bir aksesuar gibi devamlı kazınmaktadır. Uyuşturucu ile ve tinerle mücadele yeterince yapılmadığı için artık bu maddeler ilkokul çocuklarına kadar inmiş durumda. Şimdi bir de BONZAİ denen bir zehir çıktı. Nereden geliyor, kim üretiyor, gençlere nasıl ulaştırılıyor, bu zehiri içen genç hemen ölüyor. Anneler babalar, çocuklarına sahip çıkamıyor. Devlet de yeteri kadar koruma yapamayınca bu acıklı durum ortaya çıkıyor.

Kanserden daha tehlikeli, asrın vebası, ülkemizde hızla yayılmaktadır. Uyuşturucu ve hayal üreten maddeler, kimyasal nitelikleriyle, canlı organizmanın görev ve yapısını etkileyen ruh durumunu, algı gücünü ya da şuurunu değiştiren, suiistimali birey ve toplumun zarar görmesine yol açan her nevi kimyasal maddelerdir.

Toplumun temel direği ailedir. Toplumdaki sapmalar aile düzenindeki bozukluklarla doğru orantılıdır. Bir ailede baba eve nefesi içki kokarak gelip yemekten sonra televizyon karşısında puro içerken ve anne sakinleştiricinin hangi cehenneme gittiğini sorarken her ikisi yoğun bir şekilde sigara içip bu kanser çubuklarını bıraktıklarında sinirli ve gergin olurlarken bu ailenin çocukları kendilerini uçuran drajeleri kullanmalarında ne gibi bir sakınca olduğunu anlamakta güçlük çekeceklerdir.

Sigara ile başlayan uyuşturucular beyine çakılan birer ecel çivisidir. En önce aklı ve iradeyi zincire vururlar. Bağımlı kendisini, hapsettiğinin zindanın anahtarını da kaybeden gönüllü bir tutsaktır. En büyük tuzak “bir defa denemekten ne çıkar?” Demektir. Uyuşturucunun ve ölümün denemesi olmaz. Sen canı can vererek almadın ki değerini bilesin.

Yöneticilere sesleniyorum! Bu duruma acele çözüm üretiniz. Bu kervan böyle gitmez.

Genç adam, kalabalıkların modalaşmış yoluna düşme, yol kalabalıkların yönü değil, hakikatin istikametidir. Sen ona dön ve kalabalıkları döndür.