Bu Bir Tuzak

48

Gelişmelere bakıyorum da, o kadar açık bir tuzak kurulmuş durumda ki, insanın görmemesi için nasıl bir durumda olması gerekir, doğrusu söyleyemiyorum.

Yahu!

Pkk, silah mı bırakmış?

Pkk ve onun siyasî uzantıları, terörden şikâyetleri mi var?

Pkk, dağdan inip teslim olmayı mı kabullenmiş?

Pkk’nın siyasî uzantıları, pkk’ya terör örgütü mü diyor?

Pkk’nın siyasî uzantıları, Anayasa’nın temel maddelerini değiştirmekten vaz mı geçmiş?

Pkk’nın siyasî uzantıları, Kandil’den ve İmralı’dan emir almayı mı bırakmış ve onlara karşı olduklarını mı ilan etmiş?

Daha bunun gibi sorulacak soruların cevapları ‘HAYIR’ olduğuna göre, biz ne yapalım?

Bu gerçekleri görmezden gelip, hiçbir şey olmamış gibi mi davranalım?

Bakın!

Bu açık, seçik bir tuzak!

Hem de,dışarıda hazırlanıp, içeride uygulanmak istenen bir tuzak. Hem de yıllar önce hazırlanmış bir tuzak.

Bu tuzağa düşmemek gerektir.

Ülke, hükümetsiz mi kalsın?

Akp’nin yaptıklarını nasıl düzelteceğiz?

Gibi akıl karıştırıcı sorularla, ilk bakışta iyi niyetli görünen mantık oyunları ile yutturulmaya çalışılan bu oyuna gelmemek gerektir.

Akp’nin yaptıklarını, verdikleri zararları, geri dönülemez yıkımları çok iyi biliyoruz. Bunu bildiğimiz, gördüğümüz için de bugüne kadar, olağanüstü ve mertçe, açıkça mücadele verdik.

Bu başka bir şey.

Ama öyledir diye de, pkk’yı kabullenmek, meşrulaştırmak, yaşananları yok saymak, unutmak gibi bir durumda olmayı toplumdan kimse isteyemez, bekleyemez.

Bu kadar ŞEHİT ne için verildi?

Bu kadar, GAZİ’ye ne diyeceğiz?

Yaşananları bu kadar basitçe unutur ve kabullenirsek, bu memlekette bundan sonra VATAN, MİLLET, BAYRAK, DİN uğruna nasıl savaşabiliriz?

Yaşananları bu kadar basitçe unutur ve kabullenirsek, bundan sonra her eline silahı alanın isteklerini kabul mü edeceğiz?

O zaman bu nasıl bir DEVLET olur?

O zaman bu nasıl bir MİLLET olur?

O zaman bu nasıl bir VATAN olur?

Dünya egemen güçlerinin kurduğu tuzağa seçimde düşenler oldu, bari bundan sonra daha bilinçli hareket edilmelidir.

Siz, inanıyor musunuz ki, seçime kendi parti adı ile girenler, kendi iradeleri ile bu riske girdiler?

Olur, mu öyle şey!

Neden riske girsinler?

Bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu?

Akp ve Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yıktıklarını, bozduklarını, mahvettiklerini düzeltmenin yolu, silahlı terör örgütünü ve siyasal uzantılarını normalleştirmek değildir.

Silahlı terör örgütünün sanki tüm Güneydoğu’yu temsil ediyor gösterisi tesadüf mü?

Yani, ne güzel değil mi?

Zoraki insanlara oy verdirin, bunu kimse dert etmesin sonra da, seçim oldu…

Hadi oradan be!

O vatandaşlarımızın hepsi terör örgütüne destek mi veriyor, bunu kabul etmek mümkün mü?

Bu bir tuzaktır.

Türkiye’deki 7 Haziran seçimlerinden birkaç gün sonra, Suriye’nin kuzeyinde yaşananlar bir tesadüf mü zannediyorsunuz?

Işid diye bir taşeron terör örgütüne karşı mücadele eden özgürlük savaşçıları(!), bakın Türkiye’de de hüsnü kabul görmektedir oyununun, tiyatrosunun sahnelenişini seyrediyoruz.

Peki, tamam da çare nedir?

Çare; yeniden Millî Mücadele şartlarının oluştuğunu anlamaktır.

Tamam mı?