Particilik hastalığına tutulmuş bir adan bize soruyor:
-Siz hangi partidensiniz? Cevap veriyoruz. Biz hiçbir partiden değiliz. Hiçbir yerin kulu, kölesi, yeminlisi değiliz. Hak ve hakikat yolunda yürüyen hür kişiyiz.
Gayet açıkgöz, feleğin çemberinden geçmiş bir iş adamı bize güya ders veriyor.
Sen elin etlisine, sütlüsüne karışma; neme lazım altta kalanın canı çıksın. Zaten bu dünya namussuz. Gemisini kurtaran kaptan, köprüyü geçene kadar ayıya dayı derler. Biraz sabretsen köşeyi dönsen olmaz mı?
-Hayır, efendim ayı ayıdır, dayı da dayı. Sizin tavsiye ettiğiniz şey kahpelikten başka bir şey değil. Suya da dokunacağız, sabunada dokunmadan temizlik olmaz.
Bir hoca efendi vaaz veriyor:
İnşallah muvaffak olursunuz. Amma tedbiri, temkini elden bırakmamak lazım. ” Acele işe şeytan karışır” Cenabı Hak Kur-an’ı Keriminde sabrediniz buyuruyor.
-Hayır hoca efendi, Cenabı Hak Kur-an’ı Keriminde sabrediniz diyor ama sizin anladığınız manada değil. Sizin sabrınız ölülerin sabrı gibi tedbir ve temkin dediğiniz şeyde korkaklıktan başka bir şey değildir. Oturduğumuz yerde şunu bunu çekiştirmek, bol bol, rahat rahat kahramanlık taslamak bir şey ifade etmez. Olup bitenlerden sizde sorumlusunuz. Size Hz. Ali’nin bir sözünü hatırlatayım. Hz. Ali diyor ki: Namuslu insanın korkaklığından, namussuzun cüretinden Allaha sığınırım.
Hak sever bir vatandaş diyor ki;
Kardeşim çok doğru söylüyorsunuz. Çok doğru amma bu memlekette doğru söyleyene itibar edilmez.
-Doğru söylüyorsunuz un fakatı hakikatin aması olmaz. Hakikat hakikattir.
Korkunç şey bu memleket de hakkın hakikatin yaşanmayacağına, yaşatılmayacağına adeta iman etmişler. Biz bunun aksini ispat edeceğiz. Son nefesimize kadar hakkı, hakikati, hürriyeti savunmaya devam edeceğiz.