Bugün sizlerle Ocak 2005 yılına ait bir yazımı/hatıramı paylaşmak istiyorum. Rahmetli Rektörümüz Prof. Dr. Necat A. AKGÜN hayatta iken diğer çocuk dostlarıyla birlikte “bir güzelliğe/bir iyiliğe” öncü oluşunu anlatacağım. O gün bizimle olan fakat bugün aramızdan ayrılmış Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla YILDIRIM ve Genel Sekreterimiz Ali URAZEL gibi büyüklerimize de Allah’tan rahmet dilerek “Eskişehir Osmangazi Haber” Gazetesindeki Yrd. Doç. Dr. Hilmi ÖZDEN imzalı yazımızı aşağıya alıyorum:
Üniversitemizden Erkek Yetiştirme Yurduna Bir Yürek Sıcaklığı[1]
Erkek Yetiştirme Yurdu’nun çocukları bir bahar sabahı tanıştılar Osmangazi Üniversitesi’nin ılık nefesiyle. Bahar Şenlikleri’nde ağabeyleriyle, ablalarıyla oynadılar, güldüler, sevindiler; zaman zaman duygulandılar. Rektörümüz Prof. Dr. Necat A. Akgün ile Atatürk büstüne birlikte çelenk koydular. Rektörümüz ve tüm idareciler çocuklarla oturdu; onlarla Şenlik Pilavı’nı aynı sofrada tattılar.
Onlar bizim evlatlarımız, bizim gençlerimizdi, unutulduklarını sanıyorlardı. Yurt Müdürlerine sordular: “İnsanlar bizi bu kadar çok seviyorlar mıydı?” diye.Yurt Müdürü Ali Dertli yeni atandığı görevini dertlenmiş, işine geceli gündüzlü sarılmıştı.Gerektiği yerde idareci idi.Gerektiğinde ise eline fırçayı alıp boya yapmaktan da yüksünmedi. Osmangazi Üniversitesi sessiz sedasız Yurt için seferber oldu. Ne basına haber verdi, ne de şehirde duyurdu. Bu bizim insanlık borcumuz diye düşündü. Rektörümüzün çizdiği istikamet doğrultusunda, Genel Sekreter Ali Urazel, Daire Başkanları Fikret Oğuz Akgün, Necmettin Başkut, Atölyelerden Ustalar, görevliler, Esma Öztopçu ve daha nice arkadaş bir projenin idrakinde elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştı. Erkek Yetiştirme Yurdu’nun iç badanası yenilendi, elektrik tesisatı gözden geçirildi, eksiklikler giderildi. Çocuklar için dolaplar Üniversitenin atölyelerinde yapıldı. Harap olmuş, kullanılmayacak eski dolaplar çıkarıldı, yeniler monte edildi. Bilgisayar masaları kondu.
Şehrimiz inşaatçılarından ve sanayicilerinden de destek geldi. Ölçe İnşaat’tan Atilla Ölçe kapılardan kullanılamayacak olanları yeni baştan yaptırdı. ESVİT’ten Atilla Ayva bilgisayarları hediye etti. Çocuklar internet kafelerde gece geç saatlere kadar kalmasınlar diye. Onların da oyuna, internette sitelere girmeye hakları vardı. Prof. Dr. Gürsel Ortuğ Yurda zaman zaman desteklerde bulundu, çocukların bayram sevincine katıldı. Osmangazi, soruna yalnızca duygusal yaklaşmadı. Yaklaşım hem duygu yüklü hem de aklın gereği ve gerçek ile doluydu.
Çocuklar geçtiğimiz haftalardan bir gün Rektör Amcalarını Sosyal Hizmetler İl Müdürü H.Basri Canbaz, Erkek Yetiştirme Yurdu Müdürü Ali Dertli, Çocukları Geliştirme ve Koruma Demeği Başkanı Naide Uçmazbaş ve Öğretmenleri Nesrin Demirel ile ziyarete geldiler. Çiçekçiden değil adeta gönüllerinden derledikleri çiçeklerden bir demet sundular Rektör’ün şahsında tüm Osmangazi Üniversitesine. O çocuklar ki geleceğin öğretmenleri, mühendisleri, bilim adamları, sanayicileri, esnafları, idarecileri, doktorları olacaklardı. Emrah isimli bir küçük öğrencinin Osmangazi Üniversitesi Yabancı Diller’de kursa gittiğini söylerken gözleri pırıl pırıl ışıldıyor, “geleceğin inşasında biz de varız” diyordu. Rektörümüz her birine hediyeler verirken gönüllerindeki sevinç ve teşekkür kırpıntılarını adeta ellerinden ve dudaklarından hissedebiliyordunuz.
Yurttaki yenilenmiş Etüd Odası ile onlar derslerine daha iyi sarılmak istiyorlar, sokaklarda kaybolmak istemiyorlardı. Bizler bilmeliyiz ki sokak çocuklarına eklenen her bir ana yavrusunun vebalini hepimiz taşıyacağız. Hiç kimse sadece kendi çocuğundan sorumlu değildir. Tüm çocuklar hepimizin evlatlarıdır. Herhangi bir hastalıktan ölen kimsesiz çocukta, uyuşturucu kullanan da, bali çeken de, ıssız sokakların karanlık ve ürkütücü köşelerinde kıvrılan , uyuyamayan her çocukta bizlerden de birer parça vardır.
Sorumluluklarını idrak eden bir toplum, problemlerini bilimsel metotlarla, aklın ışığında, mantığın örgüsünde, sevginin bitmez tükenmez sonsuzluğunda çözmelidir. Osmangazi bir başlangıç yaptı. Dileğimiz diğer üniversitelerimiz, kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla el ele yaralarımızı sarmaktır.
Yunuslar yetiştirmiş bu topraklar Yunus’un:
“Bir hastaya vardın ise/ Bir yudum su verdin ise/ Yarın anda karşı gele/
Ab-ı hayat içmiş gibi” mısralarının gönülden gönüle dolaştığı topraklar..
İster Erkek Yetiştirme Yurdu’nun, ister Kız Yetiştirme Yurdu’nun olsun, küçücük, ana kucağı görmemiş, anne bağrına hasret yavrularımız için Yunus’un dediği gibi davrananlara selam olsun!
“Bir yetime vardın ise/ Gül yüzünü sevdin ise/ Yarın anda karşı gele/ Tanrı nuru görmüş gibi”
[1] Yrd. Doç. Dr. Hilmi ÖZDEN, OGÜ Tıp Fakültesi Anatomi Ad. Öğretim Üyesi, Eskişehir Osmangazi Haber, Ocak, 2005, s. 4.