İlk çağlardan
beri, insanın kaleme sarıldığından itibaren; edebiyat, fen ve ilmin her
türünde, kısaca her mevzu ve her konuda, her dilde, insanın yazdığı eser ve
kitapların hepsini göz önüne getirecek olursak; sayısız kitap dağları meydana
gelir, oluşur. Bırakın saymayı, sayfalarını çevirmeye bile, insan ömrü
yetmez.
Fizik, kimya,
matematik, biyoloji, astronomi gibi fen ve bilim sahalarında; edebiyat,
ilâhiyat, sosyoloji, felsefe ve din gibi sosyal alanlarda; göğe doğru yine
kitap dağları yükselir!
Hele roman,
hikâye, şiir, makale, seyahat ve gezi kitaplarının sayıları da, dağlar gibi
yığınlar oluşturur.
Edebiyat, fen ve
sosyal sâhada ve daha birçok alanda; bütün lisan ve dillerde yazılan eser ve
kitaplar; sadece otuz kadar harflerden ibarettir.
A, B, C; Elif, Be,
Ce; Ey, Bi, Si ve bunlar gibi sıralayabileceğimiz tüm alfabeler; hemen hemen
otuz kadar harflerden meydana gelmiştir.
Evet evet, her
dilin alfabesini teşkil edenlerin hepsi de, aynı harflerin özel konumlarıyla,
mensup oldukları dilin emrinde ve kullanımındadır.
Harflerden ise
kelimeler, kelimelerden cümleler, cümlelerden kitaplar yazılmış ve yazılmaktadır.
Aynı harflerle
müspet-menfi, güzel-çirkin, doğru-yanlış, ilmî / bilimsel, fennî, sosyal ve
edebî muhtevalı / içerikli kelime, söz ve cümlelerden müteşekkil / meydana
gelen eser ve kitaplar yazılmıştır ve yazılmaktadır.
Aynı harfler
kullanılarak dinî, gayri dinî, medh ü sena / övme, küfür ve yerme kelime ve
cümleleri kurulmuş ve kurulmaktadır.
Dikkat edersek,
tüm dünyanın Türkçe, Arapça, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Çince ve bunlar
gibi, bütün lisan ve dillerinde yer alan kelime ve sözler, kurulan hoş ve
çirkin, doğru ve yanlış, mânâlı ve mânâsız, anlamlı ve anlamsız sözler; yine bu
30 kadar harflerin kullanılmasıyla meydana getirilmiş olan kelime, söz, cümle
ve tümcelerden oluşmuş ve oluşturulmaktadır.
Her dildeki tüm
kitaplarda geçen kelime, söz ve cümleler 30 kadar harf kullanılarak ortaya
konmuştur.
Harflerin menşe ve
kaynağı ise, noktadır. Harfler noktanın şu veya bu şekilde harekete
geçirilmesiyle ortaya çıkmıştır diyebilir.
Böylece, şu
hakikatin de farkına varırız:
“Her şey bir
şeyden meydana getirilmiştir.” Bir şey de her şeyden.
Kâinat / evren de
büyük bir kitap hükmündedir.
Kâinatın büyük
kitabı içinde ise, küçük kitap ve kitapçıklar hükmünde olan; madenler,
bitkiler, hayvanlar ve insanlar olarak yazılmış; küçük, küçücük kitapçıklar yer
almaktadır.
İnsanların
yazdıkları kitapların harfleri olduğu gibi, kâinat kitabının da atom ve
zerreler denen harfleri vardır.
Kitaplar için
insanlar, harfleri kullandıkları gibi, büyük evren kitabı ve içindeki küçük
kâinat kitapçıklarının harfleri olarak Yüce Allah da, atom ve zerreleri
kullanmaktadır.
Tabii “Kün.” /
“Ol.” emriyle.
X
Çünkü Allah:
“Bir şeyden her
şeyi yapar. Hem her şeyden bir şey yapar.
Evet, bir içilen
sudan, hesapsız âza (uzuv) ve cihazat – ı hayvaniyeyi (hayvanın uzuvlarını)
yapar.
Hem ekl edilen
(yenen) bütün muhtelif (çeşitli) et’imeden (taamlardan),
Hayvanî olsun,
nebatî (bitkisel) olsun,
Bir cism-i has ve
belki bir cild-i mahsus belki bir cihaz-ı basit yapar.
Evet, sen de aklın
varsa anlarsın ki, bir şeyden her şeyi yapmak
Ve her şeyden bir
şey yapmak her şeyin Sâniine (sanatkârca yaratan Allah’a) has
Ve Halık-ı Külli
Şeye (her şeyin yaratıcısına) mahsus bir sikke (damga)dır.”