Bir Kitabın Hissettirdikleri

97

     Çok güzel, çok
seçkin ve üstün bir kitap okudum. Bitirdiğimde kitabın son sahifesine;
duygularıma tercüman olan, şu içten sözleri yazmaktan kendimi alamadım:

 

     Kâh, mâziye indim.
Kâh, hâlde yaşadım.

     Bâzen oldu ki,
istikbale / geleceğe doğru kanatlandım.

     Mahza / sırf akıl,
fikir ve mantıkla örülü,

     Tefekkürle
müzeyyen / süslü mânâ cennetine girdim.

     Cennete girmeden,
mânâ cennetini tanıdım.

     “Ölmeden önce
ölmek.” sırrına erdim.

     Türkiye, İslâm ve
Dünya insanlarının;

     Mes’eleleriyle
zihnen yoğruldum durdum.

     Kaosta nizamı,
karışımda terkîbi,

     İnsanda, Esmayı /
Allah’ın güzel isimlerini müşahede ettim / gördüm.

     İnsan olarak
yaratıldığıma, bin şükür ettim.

     Bu eser gençlere,
adeta bir iksir! Yaşlılara şifa.

     Hanımlara
cennet-âsâ / cennet gibi bir yuva,

     Tefekkür / düşünce
ufuklarına açılan bir ova,

     Batı insanına “Sen
de bundan faydalan!” diyor doyasıya.

     Yer yer ağlayarak
okudum!

     Zaman oldu,
geçmişin havasını soludum.

     An geldi, suud
ettim / yükseldim göklere,

     Çıkmış gibi oldum
mele-i a’lâya / melekler âlemine.

     Katmanları
aşarken, selâm verdim meleklere.

     Ellerimi açtım
Rabbime etmek için duaya;

     Çünkü başım erdi
Yıldızlara ve Ay’a.

     Sual dalgaları
içinde yükseldim semaya.

     Cevaplar geldi
sanki, bir bir sırayla.

     Haykırmadan
edemedim ve kükredim o an:

     Bu milletin
torunlarına, hiç çekilir mi silâh?

     Çekenlerin olur
elbet son sözleri, ah ile vah!

     Elleri nasıl
varır; çekmek için tetiğe?

     Nasıl sığar
bunların yaptıkları etiğe?

 

     Şahlanan millî
hissiyatım Midhat Cemal Kuntay’ın şu muhteşem beytini hatırlattı:

 

     Ölmez bu vatan
farz-ı muhal ölse de hattâ,

     Çekmez kürenin
sırtı, bu tabut-u cesîmi.

 

     Ve tabii
şehitlerin büyük sözcüsü Mehmed Âkif Ersoy, ulu makamından söze karışmadan
edemedi! Bizim adımıza Yüce Rabbinden ricacı oldu:

                                                             

     Yetmez mi musab
olduğumuz (uğradığımız) bunca devahi (felaket)?

     Ağzım kurusun yok
musun, ey Adl-i İlâhî (İlahî Adalet)?

 

     Ben de duramadım!
Hemen atıldım ileri:

 

     Olmaz olur mu ey
aziz Kaarî (Ey Okur)!

     Bizi bırakır mı
hiç, O Yüce Bâri, biraz dur!

Önceki İçerikKuman-Kıpçak Diyarı: Ukrayna
Sonraki İçerikİbnülemin Mahmud Kemal İnal ve Eserleri – 13
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.