Bir Gece Ansızın!

96

         Babil’de mutantan bir şölen: Mukaddes taslarla
sunulan şarap. Nedimler mest, dildareler mest, hükümdar mest… Ve birden, duvara
esrarlı harfler işleyen bir el: Mene, Tekel, Peres.

Baltazar dehşet içindedir.
Yazılanları ne kâhinler anlayabilir, ne falcılar.

Son ümit Danyal… Saraya
çağrılan Danyal der ki:

“Tevrat’ı dinleyelim:”

 

 “Mene:Allah senin krallığını
saydı ve sona erdirdi.

Tekel: Terazide tartıldın ve
eksik bulundun.

Peres: Ülken bölündü ve
Medlerle Farslara verildi”

 Baltazar o gece öldürülür.

 (Tevrat, Danyal, V,25)”*

 

         Yukarıdaki “kıssadan-hisse”
den umulur ki bütün iktidar sahipleri ders çıkarsınlar. Tabi olarak hikâyede
geçen olay çok eski tarihe, krallık dönemlerine aittir ve Kral Baltazar, sonu darbeyle
bi
ten ölüme maruz kalmıştır.

            Günümüz
dünyasında öyle krallıkla idare edilen fazla sayıda ülke kalmadı artık. Bizim
de dâhil olduğumuz batı tipi demokrasilerde iktidarlar seçimle gelir, seçimle
giderler.

            21
yıldır iktidarda bulunan AK Parti hükümet icraatları, bugüne geldiğimizde Mene,
Tekel, Peres üçlemesi
şablonun
içinden taşar
hale geldi ve 2023 Haziranında yapılacak Genel
Seçimle mevcut iktidarın kaybedeceği
aşikâr duruma gelmiş bulunuyor.

            Sayın
Cumhurbaşkanı her seçim öncesi, kendisine yakın seçmenleri konsolide etmek için
dışarıya dönük nutuklar atıyor, tehditler savuruyor.

            Geçtiğimiz
referandum ve seçimlerde “ey Almanya, ey Hollanda, ey Fransa” gibi hitap şekli
ile Avrupa ülkelerine seslendiğinde Türkiye’ye etkili zararları olmuyordu ama
artık bu hitap şekli Devletimize zarar vermeğe başladı ve attığı sloganlar
artık caydırıcılığını kaybettiği gibi
muhataplar resmen bizimle dalga geçer oldular.

            Cumhuriyet
kurulduğundan buyana yurdumuza iki defa toprak kazandırmamıza rağmen(Hatay ve
Kıbrıs) 21 yıl
lık
AKP döneminde maalesef i
ki bölgede toprak kaybına uğradık. Suriye de
Süleymanşah Türbesinin arazisi, Ege denizinde 18 ada ve bir kayalık.

            İnanılır
gibi değil
bizim
her seferinde: “
Bir gece ansızın gelebiliriz” tehditimizden sonra işgalciler resmen bizimle alay eder gibi
üzerimize, üzerimize geliyo
r
ama biz halâ postu deldirmemenin
pişkinliği içinde yüksek perdeden atıp tutuyoruz.

            Kuzey
Suriye de sınırımızın dört Km. ilerisinde PYD-PKK ve ABD üçlüsü tatbikat
yapıyor ancak biz,
her
şey
normal seyrindeymiş gibi davranıyoruz.

            Bütün
askeri otoriteler ve konunun uzmanı akademisyenler, tatbikat yapan PYD ve
PKK’ya anında ataş açılmalıydı sözbirliğinde bulunuyorlar.

            Aynı
şekilde 2004 yılından beri Ege denizinde Türkiye’ye ait olan 18 ada ve bir
kayalığı işgal eden Yunanistan, işgal ettiği yetmezmiş gibi
antlaşmalara aykırı olarak bir de bu adaları
silahlandırıyor.

            Yunanistan’nın adaları işgale başladığı 2004 yılından buyana Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri
emekli kurmay Albay
Sayın
Ümit
Yalım, bu konuda hükümeti sürekli
yazı ve konferansları ile uyarmasına rağmen seçim tarihinin yaklaştığı bu
seneye kadar
işgaller
hakkında
hükümetten tek bir ses duyulmadı.

            Yunanistan işi o kadar ileri götürdü
ki, Türk bayrağı çekilmiş Türk karasularındaki Mavi Marmara gemimize dâhi ateş
etme cüretini gösterebiliyorlar.

            Yukarıda konusunu yaptığım bu iki önemli
mesele haricinde Türkiye’nin öncelikli gündem konularından: Ekonomi, sığınmacılar
ve hukuk sistemimizin arızalarından henüz bahsetmedim.

             Ak Parti iktidarının ülkede daha fazla
tahribat yapmadan 2023 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’yi şaha kaldıracak bir
hükümetin gelmesi dileklerimle birlikte
yazımı, eski Cumhurbaşkanımız merhum Süleyman Demirel’in bir sözüyle
bitirmek isterim: “
Yapamayan gider, yapabilen gelir.”

Sağlıklı kalın.

 

            *Umrandan
Uygarlığa/Cemil Meriç