Beyinsel İğdiş!

88

“İğdiş” bir erkeğin erkeklik bezlerinin çıkarılarak veya burularak erkeklik görevlerini yapamayacak duruma getirilmesi, diğer bir ifadeyle “hadım” edilmesidir.

Osmanlı’da, Harem’de görev yapacak “köleler” bu operasyondan sonra Harem’de görevlendirilirlerdi!

Osmanlı’da “iğdiş” edilmek yalnızca bu alanda olmadı! Daha da önemlisi, “Beyinsel İğdiş” oldu!

Osmanlı’da bilim adamları özgürce bilimsel çalışma yapamadı. Yapmaya çalışanların da başına gelmedik kalmadı. Örnekler verelim;

  • 15. Yüzyılın matematikçisi, Ali Kuşçu’nun öğrencisi Molla Lütfi, “dinsizlik” suçlamasıyla 1494’de Sultanahmet At Meydanı’nda idam edildi!
  • Ünlü denizci ve yazdığı “Kitab-ı Bahriye” ve dünya haritası ile tanınan Piri Reis, Basra Valisi Kubad Paşa’nın iftirası sonucu 1554 yılında Mısır’da idam edildi!
  • Hekim Emir Çelebi, 1638’de zehirlenerek öldürüldü!
  • Matematikçi-Astronom Takiyüddin, 16. Yüzyılın en mükemmel Rasathanesi’ni Tophane’de kurdu. Üç yıl sonra, 1578’de İstanbul’da yaşanan Veba salgınının sebebi “Allah’ın işine karışan bu rasathane” olduğu iddia edildi. Padişah’ın emri ile Rasathanesi topa tutularak yerle bir edildi!

Osmanlı’daki bilim düşmanlığının kaynağı Şeyhülislamlar ve Medrese hocalarının bağnazlıklarıydı. Avrupa bilim ve teknolojide hızla ilerlerken, bilim ve teknoloji üretiminde sınıfta kalan Osmanlı Devleti de askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda hızla geriledi ve tarih sahnesinden silindi.

Ya Cumhuriyet döneminde?

Osmanlı’daki beleş saltanatları yıkılan “din bezirgânları” Cumhuriyet ve Mustafa Kemal düşmanlığı ile din adına türlü yalanlarla çocuk yaştan itibaren insanlarımızın “beyinlerini iğdiş ettiler!”

Dünya bugün “yapay zekâ” devrimine yönelirken, daha ilkokul yüzü bile görmeyen çocuklarımızın beyinlerini “dinini öğretiyoruz” diye bilim ve akıl dışı yalanlarla iğdiş ettiler!

AKP’li bir genç; “Dünya yuvarlak değil, dümdüz” demiş! Bu akıl dışı iddiayı uzun zamandır dillendiren kimi sarıklı, sakallı, şalvarlı hocaefendi kopyalarını sosyal medyada izliyoruz! Bunlar, ellerinde Hıristiyanların ürettikleri “akıllı cep telefonları” ile iletişim kurarken, bu iletişimin uzaydaki uydularla olduğunun farkında değiller! Kıtalararası televizyon, telefon iletişiminin yine aynı araçlarla yapıldığının, “sibernetik çağı” yaşadığımızın farkında değiller!

Çok değil, en geç 10-15 yıl içinde “bilgisayar kontrolünde, şoförsüz araçlar” kullanılmaya başlayacak.

Dünya bilim ve teknoloji alanında dev adımlarla ilerliyor; YAPAY ZEKÂ insan yaşamında yeni bir devrimi gerçekleştirecek. Pek çok alanda insanın yaptığı işleri geliştirilmiş robotlar yapacak.

Bu değişim ve gelişime ayak uyduramayanlar “KÖLE” olacaklar!

Bu nedenle, aklı başında ve geleceği görebilen yönetimler, ilkokuldan itibaren tüm eğitim-öğretim sistemlerini bu hedefe yönelik olarak düzenliyorlar!

Ya bizde?

Tüm okulları İmam Hatip yapma inadı ile, çocuklarımızı değişen dünya gerçeklerinden uzaklaştırmanın çabası içindeler!

Çocuk yaşta “bağnazlık ve yalanlarla beslenen beyinler dumura uğrar, akıl yok olur, kölelik kök salar!”

Oysa, inandıklarını söyledikleri ama Türkçe anlamının öğrenilmemesi için “Türkçe Kur’an’lar yakılmalı” diyecek kadar beyinleri körelmiş kafalar, “Kindar ve Dindar Nesil” yalanı ile çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği ile oynuyorlar!

Anneler, babalar; çocuklarımızın “beyinsel iğidişe” maruz kalmamaları için, çocuklarımızın eğitimine sahip çıkmalıyız.

Yarın çok geç olmadan!