Beyaz Olmak İsteyen Afrika

93

 

Eyüp’te eski bir İstanbul Konağı’nı restore ettirirek, pırıl pırıl hale getirdiği bir merkezde hizmet veren İş Dünyası Vakfı her ayın son cuması bir kültür etkinliği düzenler. Konuklarına toplantı öncesi kuru fasulye, pilav, turşu, ayran ve çay ile tulumba tatlısı ikram eder. Geleneksel bir öğün işte. Sezon sonu konuşmacısı ise Başbakanlık Afrika müşaviri, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas oldu.

Bugün ülke yönetiminde sorumluluk alan aydınlarımızın önemli bir bölümü Türk Petrol Vakfı ve bu sivil toplum kuruluşumuzun değerli yöneticisi rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’nun himmetiyle verilen bursla yurtdışı tecrübe kazanmış ve birkaç ecnebi dil öğrenmiştir. Prof. Dr. Ahmet Kavas’ın verdiği bilgiye göre şimdi buna kısa adı TDV olan Türkiye Diyanet Vakfı’nı da eklememiz gerekiyor.

Prof. Dr. Ahmet Kavas bu bursla Paris’e gitmiş, dil öğrenmiş ve Afrika konusunda özel çalışma yapmış. Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan Hindistan konusunu çalışmış. Sonra öteki akademisyenlerle Malezya, Endonezya, Filistin vs konusunda çok sayıda uzmanımız olmuş artık. Müthiş sevindirici bir gelişme. Artık Türkiye’de çok ciddi bilimsel çalışmalar oluyor, çok az bilinen İbranice ve Ermenice gibi dilleri konuşabilen kamu görevlilerimiz var artık. Bu dilde yayınlanan eserler de ciddi ciddi takip ediliyor. Sevindirici bir gelişme.

Afrika’yı Sömüren Batılı Ülkeler

Prof. Dr. Ahmet Kavas’tan Afrika’yı dinledik. İşte aktardıkları ve tespitleriyle özet tarihi;  Afrika bugün için 53 devlet ama batılılar Sudan’ı, Batı Sahra’yı ve son olarak da Libya’yı bölmeye çalışıyor. En iyi ihtimalle federal bir yapıya doğru götürüyorlar. Bunların tümü de halkı müslüman olan, yeraltı ve yerüstü ile insan kaynağı zengin olan ülkeler.

Afrika güneşin battığı yer anlamında. Siyah yahut zenciler kıtası da deniyor. Kayrevan şehri Tunus’ta müslümanların kurduğu önemli merkez bir kent. Vandallar Afrika’yı yaktı ve yıktı tarihi boyunca. Roma medeniyetini bitirdi. Gırnata düşünce de Afrika batılılar tarafından paylaşılarak sömürüldü. Bu ülkelerin ilk üç sırasında İspanya, Portekiz, Fransa bulunuyor.

Memluklar batının bu sömürgeci işgaline karşı Osmanlı’dan yardım almasına rağmen baş edemiyor. Osmanlı ilk olarak 1516 yılında Yavuz Sultan Selim Han ile Afrika’ya giriyor. 1574 yılında Tunus alınıyor. Anadolu’dan 50 bin asker ile geliyor Osmanlı. 10 bin şehit veriyor. Kuşadası’ndan yiğitlerle takviye ediliyor Osmanlı ordusu. Kadı Efendi çok sayıda gencin bu savaşa gitmesi üzerine karşı çıkarak “Böyle devam ederse Kuşadası’nda müslüman genç sayısı azalacak.” diye hatırlatmada bulunuyor. Bu savaşta İspanya yeniliyor. Cezayir’e ise Manisa’dan çok sayıda genç Osmanlı, savaşmaya gidiyor. Bugün bile Cezayir’de “Bizim atalarımız Manisa’dan gelmiş “diyenler bir hayli fazla. Osmanlı Afrika’da beş eyalet kuruyor; Habeş, Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas.

Sömürünün ve Köle Ticaretinin Mucidi Kim ki?

Osmanlı bir cihan devleti olarak Afrika’da bölgenin insan ve yeraltı-yerüstü kaynaklarına ilişmiyor. Dolayısıyla her tarafta Osmanlı’nın izi ve eseri bulunuyor. Ancak 1900 yılında Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda sadece Trablusgarp vekilleri vardı. Trablusgarp da gidince Osmanlı’nın ayağı Afrika’dan kesildi. Batılı ülkeler bu tarihten itibaren doymak bilmez bir iştiha ve acımaz emperyalist bir politika ile Afrika’yı soydular.

Batılılar 1490-1898 yılları arasında köle ticareti yaptılar. Gemilerle götürdüğü Afrikalıları sattılar. Bu satılan kölelerin de çoğu da ABD’ye gitti. Cezayir’deki iç savaşın her iki kanadını da Fransa destekledi. Para ve silah yardımı yaptı. Müslümanları birbirine kırdırdı.

ABD Afrika’ya Obama ve Cibuti’yle Yerleşiyor

Bölgede sosyalist uygulamalar 1992’de SSCB’nin dağılmasıyla değişti. Çin, Afrika’ya 2014 yılı için 400 milyar dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. Oysa Afrikalılar Çin’i ve bu ülke malını istemiyor. Ancak elleri mahkum, fiyatlar ve yatırımlar dolayısıyla. Batıdan farklı uygulama gerçekleştiriyor Pekin.

Hüseyin Barak Obama’nın Amerikan Başkanı seçilmesinin ardında da Çin’in Afrika’dan çekilmesi politikası yatıyor. Obama Afrikalı çünkü. Bugün az bilinen Cibuti ülkesi Afrika’nın nabzı gibi. Çünkü Yemen ve Cibuti’nin iki yakasına hakim olduğu Kızıldeniz’den okyanusa açılan Babülmentep Körfezi’nden yılda 40 bin gemi geçiyor. Daha önce Cibuti’de Fransız askerleri bulunurken artık Amerika’nın Frakfurt’ta bulunan üssündeki askerler buraya taşınıyor. ABD bugün Türk müteahhitlere 60 milyon dolara kale gibi bir temsilcilik inşa ettiriyor.

Afrika’nın 53 Oyundan 51’i Türkiye’ye

Batılı ülkeler Afrika Birliği’nin ayağının altındaki kürsüyü 1963 yılında çektiler. Afrika Birliği o yıla kadar Türkiye, Hindistan ve Çin ile ilişkilerini sürdürüyordu. Afrika Birliği’nin daha önceleri 44 devlet veya hükümet başkanlarıyla yaptığı toplantılara daha sonraları Türkiye, Çin ve Hindistan’ın katkılarıyla ancak 7 üst düzey katılım gerçekleşmişti. Afrikalılar bunu unutmuyor. Birleşmiş Milletler’de Afrika’dan ilk defa 51 oy almamız bu nedenledir. Türkiye’ye El Dorado (Hayal Ülkesi) demeleri boşuna değil. Bu ilgide bittabi Osmanlı’dan günümüze kadar geçen tarihi süreç de etkili olmuştur. Afrika Zirvesi 2013 yılında yapılacak.

Ortadoğu’daki halk hareketlerini Suriye ve Libya yönetimleri tahmin etmiyordu. Ne var ki batıdaki ekonomik darboğaz, kaynakların tükenmesi, neslin yaşlanması batılı yönetimleri yeni stratejilere zorladı. Afrika ülkelerinde kamu gelirleriyle kalkınma hızı arttı, halk devletine sahip çıktı ama Avrupa Birliği ülkeleri toplumsal eylemler için  ışık yaktı!

Avrupa Birliği’nin Afrika ve Türkiye Stratejileri

İngiltere, terörist eylem iddiasıyla ülkesinde düşen uçağa karşılık, Kaddafi’den 3 milyar dolar tazminat aldı. Müeyyidelerini kaldırdı. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy de Kaddafi’yi Paris’te ağırladı, başkentin ortasına çadır kurmasına müsaade etti, ikrama boğdu! Çünkü Libya’ya uçak satacaktı. Gerçekleşmeyince Kaddafi’yi ve Libya’yı bombalamanın ilk emrini de yine yahudi asıllı Sarkozy verdi. Libya’da en başta Riksos, bütün lüks oteller, gökdelenler, kamu binaları ve yollar bombalandı. Yerli bir edildi. Şimdi batı yeni rejimde bu yıkımı tamir etmeye talip! Saddam’ın işgal ettiği Kuveyt’te olduğu gibi. Çünkü Libya’daki bu binaları daha önce Türk müteahhitler yapmıştı. Hala da Türk müteşebbislerin çok önemli yatırımları var Libya’da. Batı Türkiye’yi bir taşla iki kuş vurarak zora sokmak istiyor. Adeta hem van minüt’ün, hem de Avrupa Birliği’ne alternatif olmanın ve aramanın restini karşılıyor.

Suriye ve Türkiye ise birbirini tamamlayan iki ülke. Bütün ortadoğu ülkeleri “Türkiye gibi olalım” yarışı içindeydi. Şimdi bu arzu batılılarca nefrete döndürülmeye çalışılıyor. Medyada Türkiye karşıtı en çirkin yazılar yayınlanıyor. Beşşar Esad zülme devam ederse bu kendine döner. Maalesef muhalefet gruplarında öyle öne çıkan bir isim de yok. Bunun nedeni de yıllardır muhalefet bastırılmış, susturulmuş, tutuklanmış olması gerek.

Sivil Toplumun Afrika Çıkartması

MÜSİAD ve TUSKON gibi sivil işadamları örgütlerimiz Afrika’da yatırımlar yapıyor. Hayır hizmetleriyle de gönülleri fethediliyor. Doktorlarımız senelik izinlerini burada geçirerek fahri hizmet veriyor, tedavi ve cerrahi müdahalede bulunuyorlar. Mali’ye İstanbul Eyüp Müftülüğümüz Mali İslam Konseyi binası yaptırıyor. Fethullah Gülen Okulları da Türkiye’nin yüzakı teşebbüsler. Türkçe bölgede yaygınlaşıyor. Sadece Mali’de 6 Türk okulu ve bir üniversite mevcut. Bu okullarda mahalli dilin yanında Türkçe ve bir yabancı dil öğretiliyor. Süleyman Tunahan’nın talebeleri, Aziz Mahmut Hüdai Vakfı yönetimleri öyle çok hizmet götürüyorlar ki, geçmişten çok daha ilerde görünecek bir fotoğraf arzediyor. Türkler bütün Afrika’da artık var ve rahat rahat dolaşabiliyorlar. Afrikalılar pozitif elektrik veriyor Türklere. Fransızlara öyle değil. Sicilleri mani oluyor bir kere.

Prof. Dr. Ahmet Kavas bir vesileyle gittiği Afrika’da Mali Cumhurbaşkanı’yla bir görüşme yapmış emrivaki randevu talebine karşılık. Cumhurbaşkanı demiş ki       ” Türkçe Tercüman olarak kızımı çağırabilirdim, ama aceleye geldi.” Ne hoş bir açıklama. Türkiye’nin Mali Büyükelçisi Başkent Bamako’da bir Türk ailenin evinde misafir iken Mali Cumhurbaşkanı da gelmiş. Tanıştırmışlar daha güven mektubunu vermeden. İki taraf da mutlu ve mesrur olmuş bu dostluktan.

Libya Bayrağı’nda Bir Zamanlar Ay Yıldız Vardı

Batılı ve başta Fransa gibi ülkeler bu tür gelişmeler karşısında hop oturup, hop kalkıyor ve yeni projeler geliştiriyorlar. Kaddafi Uganda’nın Başkenti Kampala’ya 15 bin kişilik muhteşem bir cami yaptırdı. Libya parayı batılı bankalara yatırmıyor Afrika halkına hizmete veriyor. Sarkozy Kaddafi’ye savaş ve yolcu uçağı satacaktı! Gerçekleştiremeyince politika değiştirdi. Libya’nın eski Başbakanlarından Muhammed Manguç(Türkiye’de Büyükelçilik, Libya’da ise Bayındırlık Bakanlığı da yapmıştı) Türk müteşebbislere bizzat proje veriyordu ilgili Türk şirketinin kapasitesine göre. Muhammed Manguç anıtı dikilecek bir devlet adamı.

Kaddafi yönetimi öncesinde Libya’da yıllarca ay yıldız yer aldı ve öyle dalgalandı.

Oyun İçinde Oyun

Birleşmiş Milletler’e  hazırlanan etnisite raporu sunulacak; Afrika ülkelerindeki ülke ve halkların dini, dili ve kimlikleri konusunda. Batı, Afrika ve ortadoğu ülkelerinin kontrol edilebilir mi, yönetilebilinir mi veya demokratik yönetime geçebilir mi üçlemi içinde kafası karışık! Afrika ile ilişkilerde halkın duvar olmasını da içine sindiremiyor. Bunun için de Türkiye’yi karıştırmak istiyor, dostları ile arasını açmak arzu ediyor. Teröristbaşı Adullah Öcalan’ın İtalya, Yunanistan ve Kenya macerası da ortada. Nasıl yakalandığı ve hangi uçakla önce nereye getirildiği ve uçağın nasıl değiştirildiği artık biliniyor. Ancak Apo üzerine bir strateji geliştiriyor batılı ülkeler Türkiye aleyhine. Batı komplo teorilerini ve uygulamasını çok iyi bilir ve Türk Tarihi de bunun örnekleriyle dolu. Aynı tuzağa düşmek artık zor.