Tarihi olayları tarihçilerin yazacağı, konuşacağı yerde ne yazık ki onlar susmuş; meydan ne idüğü belirsiz kendilerine aydın yaftası yapıştıran zevata kalmış.
Genç, ihtiyar, bilgili, bilgisiz her önüne gelen DERSİM konusunda ahkâm kesiyor. Meğerse adam gibi adam yerine ne kadar da hain yetiştirmişiz de haberimiz yokmuş.
Merhum Prof. Dr. Nihat Keklik “İllet olmadan eser meydana gelmez” der. Sizler, bulut olmadan yağmurun yağdığını gördünüz mü hiç? Yaptıkları zaferlerle tarihe isimlerini altın harflerle yazdıran bunca devlet adamı böyle bir katliamı yapar mı veya yapılmasına rıza gösterir mi, hiç bunları düşünen yok.
Seyit Rıza ve Şeyh Sait, emperyalist devletlerin kışkırtmalarıyla devlete karşı baş kaldırıp ayaklanmışlardır, ayaklanmanın, vatana ihanetin cezası da idamdır, kurşuna dizilmektir başka ne olabilir sizce söyler misiniz? Sadece o bölgede öldürülen eşkıyadan bahsedilirde katledilen yüzlerce Türk askerinden neden söz edilmez anlaşılır gibi değil.
Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Dersim olayları vesilesiyle güya özür diledi Dersimlilerden.
Peki şimdi sorarım size devletin bu gün PKK’ya karşı yaptığı mücadele ne oluyor? Erdoğan’dan sonra gelecek başka bir Başbakan da bu günkü yapılanlardan, Allah korusun PKK’ dan özür dileyecek mi?
Meydanlarda bizler Mendereslerin, Özalların devamıyız diye hamasi nutuklar atan sayın Başbakan, Merhum Celal Bayar’ın o günlerde Başbakan olduğunu, daha sonra Menderes’le birlikte ayrılıp ta DP yi kurduklarını bilmez mi?
Makyavelizm’in bu kadarına da pes doğrusu. Devlet, Dersimde eşkıya öldürür adı CHP öldürdü olur; ama devletin görevlileri kendi emriyle PKK lılarla pazarlık yapar devlet yaptı der, tamam da nasıl oluyor bu iş? Bunu belki oylarını aldığınız % 50 ye yutturursunuz ama geride kalan %50 bunları yutmaz unutmayın bunları sayın Başbakan…
Görüyorsunuz ki gırtlak kırk boğum insan ağzından çıkan söze biraz dikkat etmeli hele bu insan devletin yönetiminde ise daha da dikkatli olmalı aksine bir hareket ne yazık ki bumerang misali döner tekrar sizi vurur.
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in devlet arşivinden elde ettiği bilgilere göre; Kalan aşireti tarafından katledilen karakol komutanı ve yirmi erin esnaftan yaptıkları mutfak iaşe masrafının ödenmesi için bizzat Reisicumhur Mustafa Kemal Atatürk, Başbakan Celal Bayar ve sekiz vekilin imzasıyla esnafın alacağının maliyeden ödenmesi için karara çıkarıyor. Sadece bu belge bile özürcülere kapak olur inşallah.