Gücünü Yüce Yaratan’dan alarak Putperestliği din edinmiş
ilkel toplumunu İnsanlık âlemine örnek olacak medeni bir topluma dönüştürmeyi
başaran Yüce Peygambere Selam olsun;
‘’Güzel ahlakı tamamlamak için’’ gönderildiği toplumda
‘’Hanifelerdendi… Herkesin babasının adıyla anıldığı o toplumda onun adının
önünde ‘’Emin’’ sıfatı vardı… Müslüman’ı, ‘’Elinden ve dilinden’’ emin olunan
olarak tanımladı…’’Birbirinizi namazlarınızla değil, şu üç şeyle imtihan
ediniz; sır verdiniz ifşa etti mi, yola çıktınız sizi yarı yolda bıraktı mı,
emanet verdiniz emanete sahip çıktı mı?’’ O seçkin İnsanın haiz olduğu ahlak
‘’Kur’an Ahlakıydı’’ O Yüce Yaratanın Seçkin Kulu Hz. Muhammet’ idi.
Bize hediye edilen Dini Bayramlarımızı kutlamada esas olan;
O Yüce Peygamber’in ait olduğu/ yaşadığı toplumunu şirkten kurtarmak, doğrudan
Yüce Yaratan’ ı tanıyarak teslim olmalarıyla alakalı canı pahasına toplumunda
verdiği nitelikli kavganın özününü kavrayabilmektir.
Onun ardında bıraktığı ilkelerine sadakat, onu ardından
koyduğu ilkelere sahip çıkmak/ yaşamak, ana ilke ise, günümüzde yaşanan
ilkesizlikleri yüksek perdeden savunanlara dur diyebilmektir.
Özellikle Müslümanlara farz kılınan Namaz ibadetinin insana
yüklediği zorunlu
misyonun/ ana görevin her türlü sömürü ve zulme karşı,
adaletsiz davranışlara karşı baş kaldırı olduğunu kavrayabilmektir;
Rant’a/ haksız gelire, statükoya karşı toplumunda verdiği
nitelikli kavganın sonucunda Mekke’de tutunamayarak Medine’ye hicret etmek
zorunda bırakılan O seçkin İnsan; Medine Şehir Devleti’ni kurarak yönetiminin
Başkanı seçilir o günün koşullarında.
Yönetim tarzının şaşmaz üç ana öğesi vardır: ‘’Şura/
İstişare/ Meşveret/ Ortak Akıl—Adalet—Liyakat/ İşin Ehline
Verilmesi’’kavramları;
Bu kavramların günümüzdeki karşılığı; Hukukun Üstünlüğüne
dayanan Demokratik Parlamenter Sistem; uygulamada, birbirini kontrol ederek
dengeleyen ‘’Yasama/ Yürütme / Yargı ‘’ergleri.
Ve bu değerlere/ erglere haiz çağın gerektirdiği eğitimiyle
yetişmiş liyakatli/ nitelikli/ üreten insan…
Yüce Yaratan’ın muhatap aldığı insana Yüce Yaratan;
‘’Yaratılmış Mahlûkatın En Şerefli insandır’’ demesini çok iyi kavrayan Hz.
Ali: ‘’Dünyada lekesiz bir alından, daha güzel bir şey var mı?’’diye ilahi
ölçüyü koyuyor. İnsanların alınlarındaki lekeler el eliyle değil kendi
zaaflarıyla vurulur. Hiç kimsenin kendisinden başka düşmanı olmadığını
öncelikle siyaset adamları bilmeli, bu ölçüden ve salim akıldan ayrılmamalıdır.
Sözün özü: Algılardaki yanlışlıklar düzeltilmeden doğru din
anlayışını oluşturmak mümkün değildir. Elimizde bir rehber/ mesaj var. Bugün
adına, bugün için, bugüne göre değerlendirilmesi/ yorumlanması gereken bir
mesaj… Ancak bunu algılayabilecek bir seviyeye ihtiyacımız var. Ve seviyeyi
yükseltecek seviyeli yorumlara…
*
Dini Bayramlarımız vesilesiyle vicdani bir muhasebe yapmamız
üzerimizde bir
Görevdir diye düşünmek lazım…
Şuurla, bilinçle düşünen insanlar için Din, Adalettir-
Liyakattir-Merhamettir- Samimiyettir- Dürüstlüktür- İlimdir- Çağdaşlıktır-
Fayda üretmektir.
Bilinmeli ki, İnsan tek şuurlu varlık. Dünyaya gelir,
kendisine verilen hayatı yaşar ve icraatlarıyla ilgili hesap vermek üzere
Allah’a geri döner. Bu zaman tek kullanımlıktır, tekrarı yoktur. Yaratan,
insanı başıboş bırakmamıştır.
Mümtaz Okurlarımızın, Dostlarımızın Sevenlerimizin Türk
Milletinin bu Dini Bayramlarını Kutlar Sağlıklı Huzur veren Aydınlık Günler
Dilerim.
Sevgiyle kalın, severek kalın, Selamla kalın, dostça kalın!