Bayramlar bilindiği gibi toplumsal birlikteliğin olmazsa olmazlarındandır. Bayramları yalnızca gelenekleri devam ettirme olarak algılamak bayramları doğru anlamamaktır. Zira bayramlar geçmişin dini ve kültürel mirasının devamları oldukları gibi geleceğin de sağlıklı inşasının vazgeçilmezleridir.
Neden diyenlere tek cümleyle verilecek cevap şudur. Birlikte sevinip birlikte üzülenlere, aynı değerleri paylaşanlara millet denir de ondan.
Ne acıdır ki bir çok dini ve milli değerimiz gibi bayramlarımız ve bayram anlayışlarımız da yozlaşmadan nasiplerini aldılar. Ne yazıktır ki yozlaştırmaya içlerini boşaltarak başladık. İçlerindeki ruhu devre dışı bırakıp yalnızca şekle dönüştürmeye başladık. Bayram deyince ilk akla gelmesi gerekenler, kucaklaşma, birlikteliği ve kaynaşmayı sağlama olmalı iken uzaklara gitme ve tatil yapma fırsatı olarak görme olmaya başladı. Bırakın toplumsal birlikteliği, komşularını bile tanımayan insanlar topluluğu haline dönüşmeye başladık.
Bilindiği gibi Kurban Allah’a yakın olma adına hali vakti yerinde olanlarca şartlara uygun hayvanlardan Allah rızası için keserek yerine getirilen bir ibadet türüdür. İslam’ın genel ibadet anlayışı içerisinde yerine getirilişi sırasındaki şekli unsurları aşan, içi mana dolu bir ibadettir. Ama ne yazık ki bugün daha çok şekle sıkışan, içindeki mananın giderek zayıfladığı bir gelenek haline dönüşmeye başladığını üzülerek görmeye başladık.
İslam inanç ve düşünce yapısını azıcık inceleyen herkesin ilk göreceği gerçeklik şudur; İslam inanç ve düşünceyapısı insan hayatının bütününü ilgi alanı olarak görür. İnsanın kendisiyle, çevresi yani kendi dışındaki varlıklarla ve Allah ile ilişkilerinin hepsine yönelik yol gösterici öğütleri ve ilkeleri vardır. Bu ilkelerin en önemlilerinden birkaçını şöyle ifade edebiliriz.
-İman esaslarını kabul edeceksiniz.
-İnsan denen varlığın Allah’ın yeryüzünün hükümranlığını verdiği ve en üstün yaratılmış olarak yarattığı bir değer olduğunu bileceksiniz.
-İnsanın kendisiyle, kendi dışındaki dünyayla-çevresiyle ve Allah’la barışık yaşama sorumluluğu olduğunu bileceksiniz.
-Sahip olduğunuz maddi varlıkların yalnız size ait olmadığını, onda sizin dışınızdaki varlıkların da hakları olduğunu, gerektiğinde bu varlıklarınızı onların da yararına kullanma sorumluluğunuz olduğunu bileceksiniz.
-Yalnızca kendi çıkarlarınız için değil toplumun uzun ve insanlığın çıkarları için de davranma sorumluluğunuz olduğunu bileceksiniz.
Kurban dahil bütün ibadetlerin insanlara öğretmeye çalıştığı değerler aslında bu ve benzeri değerlerdir.
Ne yazıktır ki ben merkezciliğin olabildiğince öne çıktığı, insan insanın kurdudur anlayışının gittikçe egemen olmaya başladığı günümüzde bu değerlerimizi yeterince koruduğumuz söylenemez.
Müslüman toplumların yaşadıkları coğrafyaların tarihlerinin en acı dönemlerinden birisini yaşadığı, küresel egemenlerin Müslüman toplumların yaşadıkları coğrafyalarda cirit attıkları, kardeş kavgalarının her gün ocakları söndürdüğü bir dönemde bayram kutlamaya çalışmak ne acı.
Umarım yaşarken ruhları kaybolmamış gerçek bayramları görürüz.
Yine de herkesin Kurban Bayramı kutlu olsun.