Başörtülü Kadın Dansöze Para Takarsa

104

 

Kocaeli Manşet Gazetesi yılbaşı kutlamalarına dair ilk sayfadan bir haber verdi. Bu haberde bir eğlence mekânında başörtülü bir kadının dansözün sutyeni içine para takarken çekilmiş bir resmini yayımladı. Ben de yorumsuz bir şekilde Facebook‘ta bu resmi paylaşarak, arkadaşlarımdan yorum beklediğimi yazdım.

Gelen yorumlar beklediğim gibi çok farklı oldu.

Bir grup başörtülü kadını eleştirdi.

Diğer bir grup ise, “bütün Müslümanlar böyle ikiyüzlüdür” dedirtmek ve “bir başörtülüyü gösterip büyük bir çoğunluğu zan altında bırakmak” niyetinde olduğum suçlamasıyla resmi paylaştığım için beni tenkit etti.

Siyasi ve sosyal olayları yorumlamada yaptığımız yanlış veya taraflı bakış açıları için güzel bir örnek bu. Olay etraflıca yorumlanmaya değer.

1- RESİM SİZİN GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ OLMAYABİLİR: Resimdeki her iki kadının da Müslüman olup olmadığına dair bir bilgimiz yok. Ancak resmi yayınlamamda art niyet arayanlara göre başörtülü kadın Müslüman, dansöz ise değildir. Oysaki gerçek tam tersi de olabilir. Yani dansözün Müslüman, başörtülü kadının Müslüman olmama ihtimali de vardır. Muhtemelen her iki kadın da günahları ve sevapları olan ve değerlendirmesi ahirette sadece Allah tarafından yapılacak olan iki Müslümandır. Her ikisi de Cennetlik de olabilir, Cehennemlik de. (Susamış bir köpeğe ayakkabısı ile su içiren fahişenin cennete gideceğini müjdeleyen hadisi hatırlayınız.)

Bu durumda başörtülü kadının “günahını” teşhir ettiğimi düşünenlerin, dansözün “günahını” paylaşmamı da eleştirmesi gerekirdi.

2- BAŞÖRTÜSÜ BİR İDDİANIN SEMBOLÜDÜR: Başörtüsü dini inancı yaşama iddiasının bir sembolü olarak algılanır. Müslüman kadınlardan inançları gereği başlarını örten ve benim çok saygı duyduğum bir kesim günümüz şartlarında çok zor bir işi yapmaya çalışıyor. Başörtüleri ile Müslüman kimliğini ön plana çıkararak, toplum içinde inancına göre yaşamanın iddiasını ortaya koymaktalar. Bunun için iddialarına uygun yaşamaları bekleniyor.

Bu sebeple resimdeki başörtülü kadın, “DİNDAR GÖRÜNÜMÜ” sebebiyle inancına aykırı davrandığı için daha fazla eleştiriye muhatap oluyor.

Dindar görünümlü” hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet gibi suçların failleri, dindar insanların böyle suçlar işlemeyeceğine inanan samimi Müslümanları daha fazla hayal kırıklığına uğratıyor.

“Dindar görünümlü”lerin ellerinin cebimizde, gözlerinin ve kulaklarının yatak odalarımızda olduğunu görmek bizi daha çok incitiyor.

Müslüman kimliğini ön plana çıkaran herkesin, sadece kılık kıyafetiyle değil, her davranışı ile Müslümanlara leke sürmemek için diğer Müslümanlardan daha fazla titiz olmaları bekleniyor.

3- BAŞÖRTÜSÜ SADECE DİNİ DEĞİL SOSYOLOJİK BİR VAKADIR: Bir diğer arkadaşımın yorumu tam bu çerçevede. “Samimi inancı gereği başını örten hanım kardeşlerimizin yanı sıra çevrenin etkisi, ailesinin baskısı vb nedenlerle başını örtüp kapalı giyinmeyi tercih eden hanımlar da var. Bunların bir kısmı maalesef komplekse kapılıyor. Baş kapalı ama çok abartılı bir yüz makyajı, gençlerde ise altta vücut hatlarını belli eden daracık bir pantolon. Tesettürlü kıyafete uymayan bir giyim tarzı. Veya resimdeki gibi dansöze para takarak dikkat çekmeye çalışan hanımefendinin davranışı. Demek istiyor ki ‘ben kapalı bir bayanım ama modernim, sizin gittiğiniz mekânlara ben de gelirim, hatta dansöze para da takarım.”

Bu tür davranışta olanlara karşı, ben insanların davranışını eleştirmek ve “doğrusu budur” demek yerine, inancımız ile davranışlarımızın uyumlu olması gerektiğine dair yorumları tercih ederim.

Başörtülü kadınların sosyal hayat içindeki davranışları sadece dini açıdan değil, sosyolojik olarak da değerlendirilmesi gereken bir konudur.

Diğer taraftan İslami yaşantıdan uzak zannedilen kişilerin içinde İslam’ın ahlak ve faziletini yansıtan örnek davranışları sergileyenler de var. Yani sadece dış görünümüne bakarak kişinin Müslümanlığı hakkında karar vermek yanlıştır.

4- “DİNDAR GÖRÜNÜMLÜ” HIRSIZ TEŞHİR EDİLMESİN Mİ? Günahlar şahsidir. Dansöze para takan başörtülü kadının bu davranışı bütün başörtülüleri zan altında bırakmaz. Tıpkı rüşvet alan İmam Hatip mezunlarının, yolsuzluğa karışan (kendisi veya karısı) başörtülülerin, kamu malını talan eden Müslüman görünümlü hırsızların bütün Müslümanları zan altında bırakmayacağı gibi.

Son yolsuzluk olaylarında bir kesim yolsuzluğu yapanları değil, teşhir edenleri tenkit etti. Bu tepki ile dansöze para takan başörtülü kadını değil, bu resmi yayımlayanı tenkit etmek birbirine ne kadar da çok benziyor.

Hayber Savaşı’nda şehadetine imrenilen sahabe için Hz. Peygamberin “devletin/kamunun malından almış olduğu şu hırka ateş olmuş, onun üzerinde alev alev yanmaktadır” demesi, yolsuzluk/ rüşvet/ hırsızlık gibi kamuya karşı işlenen suçların Müslümanların kılık kıyafetinden daha önemli olduğunu anlatmıyor mu?

5- MİZAHIN GÜCÜ: Bir başka arkadaşım dansözün sutyeni içine konulan para görüntüsünü “Gezi Olaylarından” sonra yaygınlaşan hoş bir mizah üslubu ile yorumlamış: “Bu bir yardım toplama görüntüsü olabilir, sonra paralar ayakkabı kutularına konacak. Halk Bankasının Genel Müdür evindeki kamusal alanda istiflenerek İmam Hatip Okulu yapımı için bekletilecek.”

İşte benim resmi koyarken beklediğim sonuçlardan biri buydu. Yani birbirinden çok farklı bakış açılarının olabileceğini göstermek.

6- BAŞÖRTÜSÜNDEN SİYASİ RANT ÇIKARMAK: Bir arkadaşım resmi paylaşmamı “siyasi ihtiras maalesef sizin gibi inançlı bir insana bile böyle yaptırabiliyor demek ki” diye değerlendirmiş. Bu değerlendirmenin altında galiba “başörtüsü” konusunun AKP’nin meselesi olduğu ve bu parti sayesinde çözüldüğü varsayımından kaynaklanıyor. (AKP bu propagandanın çok rantını yedi.)

Bu varsayım yanlış, çünkü Meclis’teki partilerden MHP baştan beri başörtüsü serbestliğini savundu. CHP ve BDP ise son dönemde destek verdi. Meclis dışındakiler BBP, SP vb partilerin de başörtü serbestliğinden yana olduğu biliniyor.

Bu sebeple başörtülüleri karalamakla hiçbir siyasi görüşün rant elde edemeyeceğini bilen biriyim. Zaten başından beri başörtüsü serbestliğini savunduğum bilindiğine göre, resmi paylaşmamda hiçbir siyasi menfaat veya başörtülüleri karalama gayesi olamayacağı açıktır.

Resmi paylaşmamı “Aydınlar Ocağı Başkanı’na yakışmadı” diye eleştirenlere cevabım şu: Bu ülkenin bir vatandaşı olan, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanının bu kadar önemli ve çok boyutlu bir konuyu tartışmaya açmasının hakkı ve hatta görevi olduğu kanaatindeyim.

7- Bakın bir resimden ne yorumlar çıkabiliyor. Gerisini de size bırakıyorum.

 

 

Önceki İçerikOlan Bitenin Vatandaşla Ne İlgisi Var?
Sonraki İçerikOlanlar ve Görülenler
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.