“Başkanı Devireceğim!”

68

 

Ne olur ne olmaz, hemen belirteyim ki; yazının başlığı bana ait bir söz değil!

Benim ne haddime böyle bir cüret göstermek!?

“İleri Demokrasi” düzeyine ulaştığımız şu günlerde, başımı derde sokacak kadar salak mıyım?

Bu sözleri, Şilili öğrenci lideri Camillia Vallejo söylüyor!

Kime söylüyor?

Şili Devlet Başkanı Pinera’ya söylüyor!

Camillia, geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana Şili’de “Parasız eğitim ve devlet üniversitelerinin artırılması” için, diğer öğrencilerle birlikte mücadele veriyor.

İlginç olan şu ki, Başkan Pinera’nın yüzde 51 oyla geldiği iktidar koltuğu sallanıyor! Kamuoyu araştırmaları oy desteğinin yüzde 26’ya düştüğünü gösteriyor!

Camilla ise; “Bu mücadele Başkanı devirinceye kadar sürecek” diyor!

Başkan, Camilla ve arkadaşları için; “Bunlar ideolojik davranıyor” ya da; “Bizi eleştirenler şizofrendir” gibi okkalı sözler de etmiyor!

Çünkü, gerçek demokraside herkesin söz ve tercih hakkı var!

Peki, “İleri Demokrasi” olunca ne oluyor?

Başbakan’ın katıldığı “Roman Açılımı” toplantısında “Parasız Eğitim İstiyoruz” pankartı açan öğrenciler tam 19 aydır “TUTUKLU” haldeler!

Daha haklarında “Yargı Kararı” verilmedi.

Yani, “suçları sabit” görülmedi!

Savcı beraat istedi, ama hakimler bırakmıyor!?

ODTÜ’de, 15 Aralık 2010’da yine Başbakan’ın ziyareti sırasında “Uzun Eşek” oynayarak protesto gösterisi yapan öğrenciler için 10 yıla kadar hapis isteniyor!

Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde temizlik işlerini üstlenen firmalarda görünüp farklı işlerde çalıştırılan işçilerin kadro eylemine katıldığı için 24 yaşındaki “Hemşire” Ayşe Algın işten atılıyor!

Oysa, Anayasa ve yasalara göre kadrolu çalışmak onun da hakkı.

Hak istemenin bedeli açlıkla terbiye!

Ekmeğiyle oynamak!

Türkiye, işçi hakları açısından dünyanın en kötü ülkeleri listesinde!

10 milyon “kayıtsız çalışan” hiçbir iş güvencesi olmayan, düşük ücretlerle ve sigortasız çalıştırılan insan var!

Bunu Başbakan da biliyor!

Hatta, 5 Mayıs 2011’de katıldığı “Tekstil İşverenleri” toplantısında diyor ki; ” Kayıtdışı çalışmanıza katlanıyoruz!”

Bu ülkede “kayıt dışı” işçi çalıştırmak “suç” değil mi?

İdarenin yani siyasal iktidarın görevi bu suçun gereğini yapmak mıdır, göz yummak mıdır?

Türkiye, maden kazalarındaki ölümlerle dünya birincisi!

Ama Başbakan; “Bu işin kaderinde bu var!”diyebiliyor?

Bu ülkede yılda yaklaşık 80 bin iş kazası yaşanıyor!

Bursa-Mustafakemalpaşa’da özel bir maden ocağında 19 işçinin ölümüne neden olan kazada “otomatik gaz sinyali” bulunmadığı tespit edildiği halde işveren beraat ediyor!

Yazılmamış kitap, ya da gerçekleşmemiş darbe iddiaları ile gazeteciler üç dört yıldır cezaevlerinde “tutuklu” iken; Deniz Feneri Davası sanıkları “Tutukluluk cezaya dönüşüyor” gerekçesiyle salıveriliyor!?

Hangi hukuk?

Hangi ileri! Demokrasi bu?