Tehcire giderken bedeli karşılığı Türklere sattıkları toprakları, Tehcir sonrası sorun yapan ve geri isteyen Ermenilerle toprak ve toprak bedelleri hususlarını görüşmek üzere oluşturulan heyet üyeleri, Bahçecik – Damlar arasında Ermeni çetecileri tarafından pusuya düşürülmüştür. Bu kişilerden; Karahasanoğlu Yunus Efendi şehit olmuş, Çalıkoğlu Ömer Efendi, Ustaoğlu Temel Efendi ve Memişhalaoğlu İbrahim Efendi ise sağ kurtulmuştur. Üstelik görüşme talebi karşı taraftan gelmişti.
Karatepe Köyü’nde ise Rum ve Ermeni çeteleri, rastladıkları savunmasız Müslüman Türkleri zorla toplayarak bir evin ikinci katının bir odasına hapsetmişler, hapsettikleri kişiler için fidye alamayınca ‘Dışarıdan bina sarıldı, herkes yere yatsın, hedef göstermesin’ diye kandırarak alt kattan gurup halinde tarayarak 20’ye yakın insanı katletmişlerdir. Ancak yakın köylü Kalçın Ahmet’in (Kösem) iki oğlu kurtulabilmişti.
Azınlık çetelerinin bu iflah olmaz bozgunculuk hastalığı İngiliz ve Yunan desteğiyle yaşatılıyordu. Bu destek silah ve cephaneden tutun da üniforma ve lojistiğe kadar uzanıyordu. İngilizlerin Bahçecik bağlantılı kolonisinin, Ekim 1920’den itibaren Türk toplumunu parçalamak amacıyla Ermenileri örgütlediği bilinmekteydi. İngiliz Albay Glaird, Karamürsel’deki hapishaneden iki azılı haydutu; Bahçecik’li Ermeni Neşat’ı ve Rum casus Haralanbos’u özel izinle çıkartmış, İngiliz üniforması ve gemisiyle yeni fesat hareketleri için İzmit’e nakletmişlerdir.
Yalnızca İngilizler değil Amerikalılar ve Ruslar da Ermeniler ile Ermeni çeteleri üzerinde nüfuz yarışına girmişlerdir. Ruslarınki dolaylı; 1917 Bolşevik Devrimi’nden sonra Hınçakların Marksist söylemine karşı başlarda tavır alan Taşnakların da özellikle 1919’da, İzmit ve havalisinde Marksizmi savunup yaymaya çalışmışlardır.
1919 Mart’ında Taşnaklar, Rusya’dan dönen Otacıyan adlı bir Ermeniyi Bolşeviklik/Komünizm fikrini yayması için İzmit’e getirirler. Bunun için limanda demirlemiş olan Amerikan gemisi kullanılır. Sözde bu ticari gemide çalıştırılmak üzere bölgeden insan toplanır. Bu amaçla Otacıyan, Adapazarı’nda 200 Ermeniyi gemiye getirir. Toplanan bu Ermenilere Amerikan gemisinde ‘Bolşevizm’ fikri aşılanır. Otacıyan bir müddet sonra bu Ermenileri Adapazarı’na geri göndererek çete faaliyetlerinde kullanır. Oluşturulan bu Ermeni çeteleri ‘Tehcir’ sonrası Ermenilerin arazilerine yerleşen Türklere karşı eylemlerde kullanılır.
Otacıyan’ın hem çeteleri içinde hem de eylem sahası içinde İzmit ve Baahçecik önemli yer tutar. Bahçecik’li Kirkor, Aram, Agop ve biraderi Minasil, Ohannes ve Leon yeni yeni iskân olunan Müslüman muhacirlere karşı ciddi manada yıldırma hareketlerine girerler. Bir yandan da ‘Tehcir’i bir büyük günahmış gibi gösterip büyük devletlerin desteğiyle ve Damat Ferit Hükümeti’nin esnemesiyle hapishaneleri Tehcir Tutukluları ile doldurmaya çalışırlar. Bunlardan biri de Bahçecik Nahiye Müdürü Ali Sururî’dir.
Sürekli şikâyet ve naz makamında olan Ermeniler bir yandan kendilerine kötü muamele yapıldığı yani şımarıklıklarına göz yumulmadığı hengâmede amir – memur kim bulursa indirmeye çalışıyorlar. Polis Müdürü Şuuri Efendi gibi.. Diğer yandan da Tehcir öncesindeki bomba meraklarını canlı tutmaya çalışıyorlar. Tıpkı Kılıçarslan Mahallesi’nde bir tarlaya gömdükleri dinamitler gibi..
I – Canlı Şahitlerin Anlatımıyla Ermeni Mezalimi
Hacer SARI, 1908 – Artvin doğumlu. Seferberlikte (1914) Artvin’den Çorum’a, Çorum’dan İzmit’e gelip ailesiyle Seymen’e yerleşenlerden. Hatta bu uzun yolculuk sırasında yorgunluğa küçük bedeni dayanamadığında öldü zannedilip de gömülmeye götürülenlerden ve son anda yaşadığı farkedilenlerden.
Hacer Nine, bugünkü Seymen – Bahçecik Yolu’nun Damlar Sapağının sağ çaprazındaki küçük ve unutulmuş mezarlıkta yatanların hikâyesini bakın nasıl anlatıyor:
“Çocukken Yeniköy sapağında bir adam gördük. Yanında hanımı, kızkardeşi, kızı ve bir ineği vardı. Ben o zaman 7 yaşındaydım (1915). Biz eski evin altında, Damlar Sapağında eğreltilerin arasında saklandık. Yanımda annem, ablam ve eniştem de var. Titreye titreye bakıyoruz.
Orada yavaş yavaş başka adamlar belirdi. Bunlar, Seymen tarafından gelen Ermenilerdi. Belinde tabancaları vardı. Öbür adama dediler ki ‘Tabancayı at, tüfeği de at!’ Sonra mermi yağdırdılar. Kızkardeşi 3 kurşun yediği halde canlı kaldı ve kendini Yeniköy Sapağı karşısında şimdiki askeriyenin yanındaki dereye attı. Öldü diye bıraktılar. Su verdik, ablam yardım etti. Tek kolu neredeyse kopmuştu. Çok yarası vardı ama kurtuldu. İstanbul’a gönderdiler.
Onlar Rize’liydiler ve babaları kaptandı. Birgün bize geldi, ablamın yaptıklarını anlattı, teşekkür etti. ‘Benim anamı – babamı siz yıkamışsınız, hakkınızı helâl edin’ dedi. Mezarları Damlar Sapağına gelmeden yolun sağ tarafında.”
Aynı olayı Kurtuluş Savaşı gazilerinden Hacı İsmail’in (Gâzi Hâfız) oğlu, 1916 doğumlu Mahmut Gençer ve Bahçecik’in savaş kahramanlarından Kadem Çavuş’un oğlu 1931 doğumlu Niyazi Duran da teyit eder.
“Seymen’de Hüseyin Reis diye biri vardı. Rize’li bir kaptandı. Çoluk çocuk katledildiler. Kendisi, karısı, çocukları; 4 – 5 kişiydiler. Bir tanesi yaralı kaldı, öldü diye bıraktılar. Hacı Maksut’un oğlu İsmail’in karısıydı o kız. Ormancı Yakup’un abisi Harun da oralarda öküzle harman dövüyordu. Onlar da orda olanları gördüler.“
“Hüseyin Reis aslen Rize Gürgen Köyü’ndendi. 40 – 50 yaşlarındaydı. Seymen’de sandalcıydı ve Servetiye Karşı Köyü’nde oturuyorlardı. İsmail Serin’in kayınpederiydi. İki hanımlıydı. Aşağıda ‘Gitme, seni vururlar’ dediler, dinlemedi. Mavzerinin mermisi bitince Gâvur, tabancasıyla gırtlağına ateş etti.“
Bugün Yeniköy Sapağını ve Elitium Evlerini geçtikten sonra son sağ yolun 20 metre kadar ilerisinde betonla çevrilmiş bir kabristandaki mezartaşlarına bakarsanız şu satırları okuyabilirsiniz:
“HÜSEYİN REİS VE AİLELERİ HAMİLE FATMA NOKTA KIZI ER İLE SABİLERİ, BAHÇECİK HARP ŞEHİTLERİ, RUHUNA FATİHA, KIZI MALÜL HATİCE KURT”
Karahasanoğulları’ndan, yerel ağızla Tikulak İsmail oğlu Yunus’un cenazesi sonradan Servetiye Cami Köyü Katahpa Mahallesi mezarlığına defnedilmiştir (ÜZMEZ, Ali, Milli Mücadele’de Servetiye Cephesi, Sayfa 33, KBB Kültür Yayınları, 2.Baskı, İzmit, 2006).
Abidin ÖZKARAASLAN’dan Bilgi Notu, Ağustos 2009 (www.karahasanogullari.com ).
ÜZMEZ, Ali, Milli Mücadele’de Servetiye Cephesi, Sayfa 31 ve 199, KBB Kültür Yayınları, 2.Baskı, İzmit, 2006.
ÖZDEMİR, Erdoğan, Karşı Yakanın Beyleri – Karamürsel’in Kurtuluş Hikâyesi, Sayfa 353, KBB Kültür Yayınları, Kocaeli, 2009.
GÜNAY, Yrd. Doç. Dr. Bekir, Ermeni Meselesi ve Tehcir, KBB Kültür Yayınları, Sayfa 62, İzmit, 2006.
A.g.e., Sayfa 107 (Belge No: 31)
ÇAM, Dr. Yusuf, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Sayfa 34, İzmit Rotary Kulübü Yayınları, İstanbul, 1993.
www.devletarsivleri.gov.tr katalog taramaları.
Hacer SARI ile Röportaj, Temmuz 2007.
Niyazi DURAN’la Röportaj, Ağustos 2007.
Mahmut GENÇER’le Röportaj, Ağustos 2007.