Basın Eliyle Operasyon

96

Türkiye geleceği için hayati  önem taşıyan bir referandumu geride bıraktı.

Bu süreç içinde siyasetçiler tarafından ne söylenmesi gerekiyorsa onlar söylendi.

Kimsenin bundan sonra ortaya çıkıp “bilmiyordum, duymamıştım, kimse söylememişti” ve benzerleri gibi mazeretlere sığınma hakkı kalmadı.

Evet ya da hayır diyen her siyasi yapı, yürüttüğü kampanya itibarı ile çok başarılıdır.

Önemli olan balık gibi oltanın ucundaki yeme kanıp zokayı yutmamaktır. Eğer balık misali hareket ederseniz iğnenin ucundaki yemi yutmaya hep devam edersiniz. Boşuna dememişler “balık hafızalı” diye. Ben Türk Milletinin çoğunluğunu yaptıkları tercihe saygı duysam da devamlı oltaya gelen bir  balık gibi görüyorum.

Çünkü işsizlik, yolsuzluk, hukuksuzluk, terör ve bölünme tehlikesi ile benzeri sorunlar o kadar artmıştır ki; buna rağmen 8 yıldır işbaşında olan iktidarın peşine takılmak ancak başka nedenlerle izah edilebilir.

Esas üzücü olan, Türk Milletinin inanç, ruh ve temel fikirler bağlamında kolay kolay düzelemeyecek bölünmelere götürülmüş olmasıdır.

Yakın geçmişe dönüp baktığınızda Türk Milletinin; etnik,inanç, mezhep gibi asla gündemde tutulmaması ve kaşınmaması gereken hususlarla sarsıldığını ve yıpratıldığını görüyoruz.

İktidarda kalmak için cepheleşmelerin yaratıldığı ve yandaş olmayanların üzerinde baskının kurulduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Demokratik özgürlükten ve hukukun üstünlüğünden dem vururken buna karşılık her türlü hukuksuzluğun yaşandığı bir ülke haline geliyoruz.

Bu tabloda ABD ve AB başta olmak üzere tüm küresel güçlerin büyük  payı vardır. Birileri bu tabloyu ifşa etmektedir ve bu ifşacılar bu güçlerin operasyonuna maruz kalmaktadır.

Eğer bahsettiğimiz operasyonlar olmasa Müslüman Türk Milleti başına gelecekler karşısında bu kadar sessiz kalmaz ve kendisini sıkıntılardan arındırmak için tedbirler alırdı.

Bu nedenle, Türkiye’de küresel güçlerin operasyonlarına karşı direnenler tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Referandum süreci bize bunu göstermiştir.

Küresel güçler ve küresel güçlerin ülkemizdeki temsilcileri; referandum sonucunda istediklerini elde etmelerine rağmen hız kesmemiştir.

Anlaşılan o ki; sırada küresel güçlere karşı yüksek sesle direnen MHP ve lideri Devlet Bahçeli vardır. Türkiye ve Türk Milleti üzerine emelleri olanlar, önlerinde engel olarak gördükleri Bahçeli ve MHP’den büyük rahatsızlık duymaktadır.

Devlet Bahçeli ve MHP, satılmış basın eliyle yerden yere vurulmaktadır. Aslında sormak gerekir: MHP onların dediği gibi bir güç kaybına uğramışsa o zaman MHP’yi konuşmaya ne gerek vardır?

Burada basın satılmış derken bunu mecazi anlamda kullanmıyorum. Gerçekten son sekiz yıla baktığımızda basının satış yoluyla el değiştirdiğini ve yeni medya patronlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Bunlara işini medya üzerinden halletmeye çalışan eski sermayedarların medyasını da ekleyelim. İşte şimdi bu satılmış ve her iktidara teşne olan malum basın eliyle, küresel güçlerin hoşuna gitmeyen ve bu politikalarından taviz vermeyen, Bahçeli ve MHP aleyhine bir operasyon yürütülüyor.

Bahçeli ve MHP’nin; siz hoşunuza gitsin diye konuşacak ve politika izleyecek hali yok. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama söylediklerini dikkate almak zorundasınız. Ayrıca insan fıtratında kendisine kolayca fayda sağlamayan doğrulardan uzak durma eğilimi vardır. Milli olmakta böyle bir şeydir.

Dikkat çeken en önemli nokta, Bahçeli ile MHP’nin, Okyanus ötesinde selam söyleyecek ve teşekkür edecek dostları olmayışıdır. Zaten milli olanların dostu hiçbir zaman olmaz. Onların kıymeti ancak bağrından çıktıkları millet tarafından takdir edilir. Buna göre Bahçeli ve MHP’de Türk Milletinden başka bir dost arayışı içinde değildir.

Türk Milleti onca yaşanana rağmen halen uyanamıyorsa kabahat bizlerdedir. O nedenle; ülkenin yaşadıklarından bahsedecek değilim. Ancak bu milletin öz evlatlarının küresel güçlerin emriyle ve satılmış basının eliyle bir operasyona uğramasına gönlüm hiç razı gelmiyor.

Gazeteleri okuduğumda ve televizyonlarda MHP ve ülkücüler hakkında yapılan programları izlediğimde, MHP ve Devlet Bahçeli’ye haksızlık yapıldığını görüyorum. MHP’nin çalışmalarına göz atmak zahmetinde bulunmayanlar, MHP’nin ekonomik, sosyal ve dış politika anlayışını nereden bilecekler. Onlar sadece kendilerine emir veren küresel efendilerinin emriyle tasfiye operasyonu yapmaya çalışıyor. Ancak bu o kadar sırıtıyor ki…

Onun için Türk Milleti adına direnen son kale olan MHP ve lideri Türkmen beyi Devlet Bahçeli için sizleri uyanık olmaya çağırıyorum. Çünkü onların teşekkür edeceği tek yer Türk Milletinin tertemiz vicdanıdır.