İnsanlar geleceklerini ilgilendiren konularda kötü şeyler duymak istemez.
1999 depreminden sonra birçok uzman yıllarca Marmara Bölgesinde 30 yıl içinde yine büyük bir deprem olacağını, ciddi tedbirlerin alınmasının gerekli olduğunu anlattılar durdular.
Uzmanlardan sadece bir kişi ilk 30 yılda böyle bir deprem olma ihtimalinin çok düşük olduğunu, muhtemel depremin çok daha ileri bir tarihte olabileceğini söyledi. Hepimiz rahatladık. En fazla bu uzmana inandık. Çoğumuz “biz öldükten sonra olur” ümidiyle deprem korkusundan kurtulduk.
Ama uzmanların çoğunluğunun söylediği gibi deprem zamanı yaklaştı mı, yoksa önümüzde hala uzunca bir zaman dilimi var mı bilemiyoruz. Deprem zamanı gelince olacak.
Bu toplum psikolojisi seçim kampanyalarında mutlaka gözetilmesi gereken bir husustur.
Profesyonel politikacılar bunu iyi biliyor. “Güzel şeyler söylemeye” özen gösteriyorlar.
Seçime kırk günden daha az kaldı. Adayların ve partilerin kampanyaları yoğunlaşmaya başladı. Bu arada vaatler, projeler uçuşuyor.
Özellikle ülkeyi 16 yıldır yöneten AKP ve adayları yaşamakta olduğumuz “ekonomik krizin en kötüsünün geride kaldığına” inandırmaya çalışarak, 16 yılda yapamadıkları ne varsa önümüzdeki 5 yılda yapmayı vaat ediyor.
*************************************
Tahir Büyükakın’ın Seçim Beyannamesi
AKP’nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tahir Büyükakın projelerini açıkladı. Açıkladığı projeler herhalde Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 50 yıllık bütçesiyle zor yapılır.
15 sene önce İbrahim Karaosmanoğlu da, 5 senede yapacağım diyerek, böyle vaatlerin yer aldığı bir kitapçık bastırmıştı. 15 sene geçti bu kitapçıkta vaat ettiği “Metro, Yarımca’dan Çayırköy’e kadar Monoray, Gebze- İzmit arası Raybüs, Teleferik, Kongre Merkezi, Metrobüs, Kent Meydanı, 5 yeni arıtma tesisi” gibi önemli yatırımları gerçekleştiremedi.
İbrahim Karaosmanoğlu‘nun çoğu gerçekleşmemiş vaatleri bile, Tahir Büyükakın‘ın seçim beyannamesinde yer alan vaatler yanında çok hafif kalır.
Gidiş- dönüş 15 km’lik bir tramvay hattından başka önemli bir yatırım yapamayan AKP’li belediyenin, başkanı değişince bu vaatlerin hepsini yapacağına halk inanır mı, bilemem.
Üstelikte Kocaeli B. Belediyesi devlete 6 milyar TL borcu ile en borçlu belediye iken.
Büyükakın’ın beyannamesinde “genetik, robotik, yapay zekâ, nano teknoloji, 3 boyutlu yazıcılar, nesnelerin interneti, alternatif ve yenilenebilir enerji alanlarındaki, baş döndüren gelişmeleri yakalayıp, yenidünyada öncü olmayı hedefliyoruz” gibi “cafcaflı sözler” var.
Bunlar genel devlet politikası ile ilgili hususlar. Bu kavramlarla ilgili belediyecilikte uygulaması ve Kocaeli halkının günlük hayatını etkileyecek bir projesi olsaydı herhalde açıklardı.
Zaten Büyükakın’ın projelerinden önemli bir kesimi kendi yetki alanı dışındave merkezi yönetimin kararı ile yapılabilecek işler. Üstelik belediye bütçesiyle yapılması imkânsız olan dev projeler.
Körfez’den başlayıp İzmit’ten geçecek ve Kartepe’ye kadar uzanacak yeni bir metro hattı. Darıca- Gebze arası 31.2 km uzunluğunda metro hattı veGebze- Sabiha Gökçen arası 25 km lik metro hattı da seçim beyannamesinde yer alıyor.
Yetmedi Kuzey Marmara ve Güney Marmara otoyolları da vaatler arasında.
Adliye Kompleksi, Şehir Hastaneleri vd birçok yatırım da böyle.
Bunları devletin bile yapacak parası yok. Ama başarabilirse yap- işlet- devret modeliyle hayata geçirecek.
Peki, bunlar Büyükakın değil de, başka bir belediye başkanı seçilirse yapılmayacak mı?
Yapılması veya yapılmaması belediye başkanının şahsı ile alakalı değil. Gerçekleşmesi ekonominin genel durumu ve siyasi iradenin kararına bağlı olacak.
Tahir Büyükakın başlamışken gıda fiyatlarındaki artışı nasıl engelleyeceğini, köylerin boşalması, kente göçü nasıl önleyeceğini de projelendirebilseydi.
Üstelik bu konu sadece merkezi yönetimin değil, belediyelerin de yapabileceği çok şeylerin olduğu meseleler. İsterse bu alanlarda örnek alabileceği, güzel hizmetler üreten belediyeler de var.
Ama AKP ve adayları halkın güzel şeyler duymak istediğini iyi biliyor.
Asu Maralman‘ın bir şarkısı vardı. Galiba sözleri şöyle idi:
Bana güzel bir şey söyle / Kalbim sevinçle dolsun. / Bana güzel bir şey söyle / Varsın yalan olsun.
Söyleyin sevgili adaylar.. Yalan da olsa.. Biraz rahatlamaya ihtiyacımız var.
Ama fazla da abartmayın. Zaman tez geçer. Günü geldiğinde birilerinin vaatlerinizi yüzünüze vuracağını da düşünün.
*************************************
Kötü Şeyleri Güzel Söylemek
Ekonomik veriler uzman gözüyle bakıldığı zaman şiddetli alarm veriyor.
Ama halkımız güzel şeyleri duymayı sevdiği için Reis ve ekibi hoşa gidecek sözlerle anlatmayı başarıyor.
Aralık 2018’de sanayi üretimi ve perakende satışlar, önceki yılın aynı ayına göre, yaklaşık yüzde 10 azaldı.
Millet alamadığı için satışlar, satışlar azaldığı için üretim düşüyor. Fabrikalar ya duruyor veya düşük kapasite çalışıyor. Böyle olunca üretmek için kullandığınız hammadde, enerji ve ara malı ithalatımız azalıyor. Buna karşılık stoklarda ne varsa satmak zorunda kalındığı için ucuz pahalı demeden ihraç ediliyor.
Böyle olunca ithalat azalıyor, ihracat kısa dönem için biraz artıyor. Böylece dış ticaret açığı düşüyor.
Bu sonuç iyi gibi gözükse de bir dizi kötü gelişmenin sonucu.
Bu kötü gelişmelerin başka sonuçları da olacak: Maliyemizin esas geliri tüketime dayalı vergilerdir.
Konut satışları 2018 Ocak ayına göre, 2019 Ocak ayında yüzde 24 düştü. Kredili konut satışı %72,5 oranı ise düştü.
Otomobil satışında son 5 yılın Ocak ayı ortalaması 34 bin iken, 2019 Ocak ayında satış sadece 17 bin oldu. Yani satışlar yarı yarıya düşmüş durumda.
Konut, otomotiv ve akaryakıt devletin vergi toplama kaynakları. Bu kaynaklar kuruyunca devlet vergiyi nereden toplayacak?
Batan şirketler ve artan işsizlik ise ayrı bir sonuç.
“İçimi daralttın yine be kardeşim.”
“Bana güzel bir şey söyle, varsın yalan olsun.”
Reis ve ekibi hemen müjdeyi veriyor: “Dış ticaret açığımız azaldı. Ekonomide zor dönemi atlattık.”