Azerbaycan yazılarına bugün de devam ediyorum. Sovyetler Birliği’nin dağıldığı yıllarda Türkiye; gerek Kafkaslarda gerekse Orta Asya’da bağımsızlıklarını kazanan Türk devletleri ile ileri seviyede münasebete ve dayanışmaya, itiraf edelim ki hazırlanmamıştı. Sovyet Rusya’nın dağılma süreci değerlendirilememiş hazırlık da yapılamamıştı. 1980’li yılların sonlarında, Güney Kafkasya’da Ermenilerin Azerbaycan’dan toprak talebi sonunda çıkan çatışmalar uzun süre devam etmiş, Sovyet Rusya’nın dağılmasının ardından, Rusya’dan büyük destek alan Ermenistan Karabağ’ı işgal ederek Azerbaycan topraklarını ikiye bölmüş, ve kama gibi araya girmeye muvaffak olmuştu.
O tarihlerde Türkiye, tabir caiz ise kuzeydeki Azerbaycan-Ermenistan savaşı ile ABD’nin Irak’a icra ettiği Birinci Körfez Harekatı arasında adeta sıkışmış, ne Kuzey Irak’ta ne de Azerbaycan’da etkili olamamıştı. Rusların her türlü yardımını almayı başaran Ermeniler Türkiye’nin bu hareketsizliğini alabildiğine değerlendirmişlerdi.
Aradan geçen 25 yıl içinde Türkiye-Azerbaycan dayanışması özellikle Azerilerin Umum Milli Lideri Haydar Aliyev’le birlikte önemli boyuta ulaştı.
Önce TSK ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri arasında eğitim, silah, malzeme ve teçhizat dahil her türlü yardımlaşma kanalları açıldı, devam ediyor.
Ekonomik alanda da; Bakü-Ceyhan Petrol Bottu Hattı ile başlayan enerji projesini, Azeri doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak gaz ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projeleri ile rafineri tesisi, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini adeta şaha kaldıracak dev projeler niteliğindedir.
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin bugünkü boyuta ulaşmasında Sayın Haydar Aliyev’in unutulmaz katkıları, yeni Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le de aynı kararlılıkla devam etmektedir.
Sayın Haydar Aliyev’in “Bir Millet İki Devlet” sloganı Azerbaycan’ın en ücra köşesinde bile yankısını bulmuştur. Değerli dostum Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK Bey de, Azeri kardeşlerimize takdim ettiği objeleri “Bir Millet, İki Devlet, Yaşayacak Sonsuza Dek” şeklinde çok anlamlı bir ifade ile bezeyerek Sayın Aliyev’in sloganını sonsuzluğa götürmüş oldu.
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK ile Azerbaycan İrevan Devlet Dram Tiyatrosu Başkanı İftihar Piriyev’in birkaç ay önce Türkiye’de startını verdikleri Türkiye İle Azerbaycan Dev Kardeşlik ve Candaşlık Projesi‘nin ikinci adımı, bu gezide yapılan temaslar ve verilen konferanslarla devam etti. Bu münasebetle Azeri Kardeşlerimizle kucaklaştık kaynaştık.
Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri de yıllardır en üstün seviyede ve karşılıklı anlayış ve dayanışma içindedir. Türkiye’de geleneksel olarak Cumhurbaşkanları ve Başbakanların göreve başladıklarında ilk ziyaretlerini Azerbaycan’a ve KKTC’ne yapmalarının çok önemli mesajlar içerdiğini bütün dünya bilmektedir. Azeri ve Kıbrıslı kardeşlerimiz de bu anlamlı ziyaretlerden fevkalade mutludurlar. Ayrıca Türkiye; inanın gurur ve heyecan verecek bir şekilde Azerbaycan’dan, daha heybetli ve güçlü görünmektedir. Ben aynı duyguları 1965-66 yıllarında Kıbrıs’ta da hissetmiş, gurur ve heyecan duymuştum.
Türkiye sadece kendi sorunları için değil, TC sınırları dışındaki bütün Türklerin umudu ve istikbalidir.
Güçlü ve planlı, programlı, hazırlıklı olmak zorundayız