Aydınlar Ocakları, bir sivil toplum kuruluşu hüviyeti içinde, tüzüğüne uygun, Dernekler Kanunu ve Dernekler Yönetmeliğine aykırı olmayan, yeni gelişmeler karşısında birtakım girişim ve birçok etkili faaliyet yapmalıdır.
Bu faaliyet ve girişimlerin bazıları aşağıdaki şekilde sıralanabilir :
Aydınlar Ocakları, her şeyden önce, bulundukları ilin ve ilçenin protokolüne mutlaka girmeli ve bunun için de ocak yöneticilerinin gerekli gayret ve hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir.
Senede iki defa yapılan ve son gelişmelerin de değerlendirildiği Aydınlar Ocakları Şûraları, bütün ocakların ortak faaliyeti olduğundan; önemi kavranarak, her Aydınlar Ocağının kalabalık delege grubuyla katılması ve en az bir tebliğ sunması çok önemlidir. Bu durum aynı zamanda; ocaklar arasında bir dayanışma ve işbirliği ortamını da canlı tutacaktır.
Bu vatanın birliği, dirliği ve bölünmez bütünlüğü için canlarını çekinmeden vererek şehit düşen kahramanlar; asla unutulmamalı, şehit kuruluşları ve şehit aileleriyle iyi ilişkiler içinde bulunulmalı, onların her türlü sorununa ortak olunmalı, şehitlikler mutlaka ziyaret edilmeli; şehit çocuklarının eğitim ve öğretim yapabilmeleri için gerekli yardım ve desteğin en iyi şekilde yerine getirilmesi, şehit cenazelerine kalabalık üye guruplarıyla iştirak edilmesi, Aydınlar Ocaklarının en büyük görevi olmalıdır. Ocak yöneticilerinin, bulundukları yerlerdeki belediye yetkilileriyle iyi ilişkiler kurmaları, şehit isimlerinin yaşatılması için cadde ve sokaklara, semtlere şehit isimlerinin verilmesi ve ” Şehitler Abidesi “ yapılması için gerekli projeler hazırlayarak ilgililere teslim edilmesi ve daha sonra da bu işlerin takibi, en önemli faaliyetleri olmalıdır.
Aydınlar Ocakları, Türklükten kesinlikle taviz vermemeliler. Atsız Hoca bu konuda ne kadar güzel söylemiş: ” Biz Türk’üz. Tarihimize ve yakın mazimize dayanarak Türk’üz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.” Ayrıca, Mustafa Kemal Atatürk’de bu konuda şunları söylüyor: ” Bu memleket tarihte Türk’tü, bu günde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.”
Aydınlar Ocaklarının Tüzüklerinde ” Türk Milliyetçiliği ” ibaresi bulunmakta ve bununla şeref duymaktayız. Bazı güç ve odaklar bu bakımdan Aydınlar Ocaklarına düşmanca tavırlar sergilemekteler. Bu konuda Ocağımızın değerli üyelerinden rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör şunları söylüyor: ” Biz Türk milliyetçileri milliyetçiliğimize karşı yapılan suçlamaları şeref madalyası olarak taşımaya alışmış kimseleriz.”
Aydınlar Ocaklarının titizlikle üzerinde durmaları gereke bir diğer mesele de binlerce yıldır varlığını sürdüren ” Türk Ordusu ” na sahip çıkmak olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk bu konuda da şöyle söylüyor: ” Ordu, Türk ordusu. Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad.”
Son yıllarda; Avrupa Birliği ve Soros Vakfı fonlarından destekli birtakım yeni vakıf ve dernekler kurularak veya kurdurtularak, Türkiye’nin sosyal, siyasal ve ahlaki yapısına şekil verdirilmeye çalışılmaktadır. Bu dışarıdan kumandalı kuruluşlara çok dikkat edilmeli ve yaptıkları faaliyetler yakından takip edilerek, milletimizin menfaatlerine ters düşen çalışmalar karşısında, ocakların basın toplantıları yaparak veya basın bildirileri hazırlayarak kamuoyuna açıklama yapmaları, biraz da olsa vicdanları rahatlatacaktır. Ocakların yöneticileri ve üyeleri n bu hususları göz önüne alarak , kendi kuruluşlarına en iyi şekilde sahip çıkmaları boyunlarının borcu olmalıdır. Bu böyle olmakla beraber; çok faydalı, etkili ve olumlu faaliyetlerde bulunan ocakların da haklarını teslim etmek gerekir. Temennimiz, bu şekilde faaliyet gösteren ocakların sayılarının artmasıdır. Ayrıca, Aydınlar Ocakların mali yönden de kuvvetlenmesi en büyük dileğimizdir. Bu açıdan da gerekli adımların atılması yerinde olur.
Aydınlar Ocaklarının, her türlü tertip, oyun, tezgah ve tehlikeye karşı iç bünyelerini kuvvetlendirmeleri ve mevcut üye sayılarını temsil gücü yüksek , inisiyatif sahibi ve üyeliğe mani bir hali olmayan akademisyen , sanayici , işadamı , serbest meslek sahibi ve onurlu kişilerle takviye etmeleri durumu önem kazanmıştır. Alınacak bu yeni üyeler, Aydınlar Ocaklarının gücüne güç katacaktır. Aydınlar Ocaklarının, Türk Vatanı üzerinde oynanan oyunları fark ederek, faaliyetlerinin bir bölümünü de bu yönde yoğunlaştırmaları gerekmektedir. İllerde Türk Milli Kültürü’ne üstün hizmetlerde bulunmuş kişiler tespit edilerek, bu kişilere gerekli ödüllerin verilmesi, Türkiye üzerinde hevesi olanları telaşlandıracaktır. Ve dolayısıyla, Türk Milleti için gözünü budaktan esirgemeyen kişi, kurum ve kuruluşların var olduğunu bileceklerdir. Bütün bu olasılıklar göz önüne alındığında; Aydınlar Ocakları, yapmış olduğu ve yapacağı yeni çalışmalarla milletimizin bağımsızlığının ve geleceğinin teminatı olmalıdır. Aydınlar Ocakları aynı zamanda bir okuldur. Gerçekten yapmış olduğu girişim ve faaliyetleriyle bir okul görevi görmektedir. Ocakların bu özelliklerinin devam edebilmesi için büyük bir çaba ve gayret içinde çalışma yapmaları ve bu çalışmaları yaparken de araştırma ve geliştirme ( AR – GE ) sistemine önem vermeleri gerekir. Ocakların yapacakları açık oturum, konferans ve buna benzer faaliyetlerinde aktüel ve canlı konuların ve konuşmacı olarak da o konunun uzmanları seçilmelidir. Aydınlar Ocaklarının nasıl bir kuruluş olduğu, gayesi, yaptıkları, yapacakları kamuoyuna en iyi şekilde anlatılabilirse, büyük bir yol kat edilmiş olacaktır
Aydınlar Ocaklarının bünyelerinde doğabilecek ayrışmalara kesinlikle müsaade edilmemeli ve o ortamı oluşturan üyeler için tüzük ve ilgili kanun ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde gerekli işlemlerin yapılması; Aydınlar Ocaklarının geleceği açısından ve uzun yıllar yaşaması için çok önemlidir. Hizipleşme hadisesi öyle bir olgudur ki; yapılacak olan iyi niyetli her şeyin önünde bir engel oluşturur, kırgınlıklar ve küskünlükler meydana getirir. Birlik olmazsa hiçbir şey yapılamaz Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: ” Büyük işler, önemli atılımlar; ancak birlikte çalışma ile elde edilebilir.”