Aydınlar Ocaklarının Yapması Gereken Bazı Sorumlulukları

96

Aydınlar Ocakları, bir sivil  toplum  kuruluşu  hüviyeti  içinde, tüzüğüne  uygun, Dernekler  Kanunu  ve  Dernekler  Yönetmeliğine  aykırı  olmayan, yeni  gelişmeler  karşısında  birtakım  girişim  ve  birçok  etkili  faaliyet  yapmalıdır.

Bu faaliyet ve girişimlerin bazıları aşağıdaki şekilde sıralanabilir :

Aydınlar Ocakları, her şeyden önce, bulundukları ilin ve ilçenin protokolüne mutlaka  girmeli  ve  bunun  için  de  ocak  yöneticilerinin  gerekli  gayret  ve  hassasiyeti  göstermeleri  gerekmektedir.

Senede iki  defa  yapılan  ve  son  gelişmelerin  de  değerlendirildiği  Aydınlar  Ocakları  Şûraları, bütün    ocakların  ortak  faaliyeti  olduğundan;   önemi  kavranarak, her  Aydınlar Ocağının  kalabalık  delege grubuyla katılması ve en az bir tebliğ  sunması   çok  önemlidir. Bu  durum  aynı  zamanda; ocaklar  arasında  bir  dayanışma  ve  işbirliği  ortamını  da  canlı  tutacaktır.

Bu  vatanın  birliği,  dirliği  ve  bölünmez  bütünlüğü  için  canlarını  çekinmeden  vererek  şehit  düşen  kahramanlar; asla  unutulmamalı, şehit  kuruluşları  ve  şehit  aileleriyle  iyi  ilişkiler  içinde  bulunulmalı, onların  her  türlü  sorununa  ortak  olunmalı, şehitlikler  mutlaka  ziyaret  edilmeli; şehit  çocuklarının  eğitim  ve  öğretim  yapabilmeleri  için  gerekli  yardım  ve  desteğin  en  iyi  şekilde  yerine  getirilmesi, şehit cenazelerine kalabalık üye guruplarıyla iştirak edilmesi, Aydınlar  Ocaklarının  en  büyük  görevi  olmalıdır. Ocak  yöneticilerinin, bulundukları  yerlerdeki  belediye  yetkilileriyle  iyi  ilişkiler  kurmaları, şehit  isimlerinin  yaşatılması  için  cadde  ve  sokaklara, semtlere  şehit  isimlerinin  verilmesi  ve ”  Şehitler  Abidesi “ yapılması  için  gerekli  projeler hazırlayarak  ilgililere  teslim  edilmesi  ve  daha  sonra  da  bu  işlerin  takibi, en önemli  faaliyetleri  olmalıdır.

Aydınlar Ocakları, Türklükten kesinlikle taviz vermemeliler. Atsız Hoca bu konuda ne kadar güzel söylemiş: ” Biz Türk’üz. Tarihimize ve yakın mazimize dayanarak Türk’üz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.” Ayrıca,  Mustafa Kemal Atatürk’de bu konuda şunları söylüyor: ” Bu memleket tarihte Türk’tü, bu günde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.”

Aydınlar Ocaklarının Tüzüklerinde ” Türk Milliyetçiliği ” ibaresi bulunmakta ve bununla şeref duymaktayız. Bazı güç ve odaklar bu bakımdan Aydınlar Ocaklarına düşmanca tavırlar sergilemekteler. Bu konuda Ocağımızın değerli üyelerinden rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör şunları söylüyor:  ” Biz Türk milliyetçileri milliyetçiliğimize karşı yapılan suçlamaları şeref madalyası olarak taşımaya alışmış kimseleriz.”

Aydınlar Ocaklarının titizlikle üzerinde durmaları gereke bir diğer mesele de  binlerce yıldır varlığını sürdüren ” Türk Ordusu ” na sahip çıkmak olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk bu konuda da şöyle söylüyor: ” Ordu, Türk ordusu. Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad.”

Son yıllarda; Avrupa  Birliği  ve  Soros  Vakfı  fonlarından  destekli  birtakım  yeni  vakıf  ve  dernekler  kurularak  veya  kurdurtularak, Türkiye’nin sosyal, siyasal  ve  ahlaki  yapısına  şekil  verdirilmeye  çalışılmaktadır. Bu dışarıdan  kumandalı  kuruluşlara  çok dikkat  edilmeli  ve  yaptıkları  faaliyetler  yakından  takip  edilerek, milletimizin  menfaatlerine  ters  düşen  çalışmalar  karşısında,  ocakların  basın toplantıları  yaparak  veya  basın  bildirileri  hazırlayarak  kamuoyuna  açıklama  yapmaları, biraz da  olsa  vicdanları  rahatlatacaktır. Ocakların yöneticileri  ve  üyeleri n bu  hususları  göz önüne  alarak , kendi  kuruluşlarına  en iyi  şekilde  sahip  çıkmaları  boyunlarının borcu  olmalıdır. Bu  böyle  olmakla  beraber; çok  faydalı, etkili  ve  olumlu  faaliyetlerde  bulunan  ocakların  da  haklarını  teslim  etmek  gerekir. Temennimiz, bu  şekilde  faaliyet  gösteren  ocakların  sayılarının artmasıdır. Ayrıca, Aydınlar Ocakların  mali  yönden  de  kuvvetlenmesi  en  büyük  dileğimizdir. Bu açıdan da  gerekli  adımların  atılması  yerinde  olur.

Aydınlar Ocaklarının, her türlü  tertip, oyun, tezgah  ve  tehlikeye  karşı   iç bünyelerini  kuvvetlendirmeleri  ve  mevcut  üye  sayılarını  temsil  gücü  yüksek , inisiyatif  sahibi  ve  üyeliğe  mani  bir  hali  olmayan  akademisyen , sanayici , işadamı , serbest  meslek  sahibi  ve  onurlu  kişilerle  takviye  etmeleri  durumu  önem  kazanmıştır. Alınacak  bu  yeni  üyeler, Aydınlar Ocaklarının gücüne  güç  katacaktır. Aydınlar Ocaklarının, Türk  Vatanı  üzerinde  oynanan  oyunları  fark ederek, faaliyetlerinin  bir  bölümünü  de  bu  yönde  yoğunlaştırmaları  gerekmektedir. İllerde  Türk  Milli  Kültürü’ne  üstün  hizmetlerde  bulunmuş  kişiler  tespit  edilerek, bu  kişilere  gerekli  ödüllerin  verilmesi, Türkiye  üzerinde  hevesi  olanları  telaşlandıracaktır. Ve  dolayısıyla, Türk  Milleti için  gözünü  budaktan  esirgemeyen  kişi, kurum  ve  kuruluşların  var olduğunu  bileceklerdir. Bütün  bu  olasılıklar  göz önüne alındığında; Aydınlar Ocakları, yapmış  olduğu  ve  yapacağı  yeni  çalışmalarla milletimizin  bağımsızlığının  ve  geleceğinin  teminatı  olmalıdır. Aydınlar  Ocakları  aynı  zamanda  bir  okuldur. Gerçekten  yapmış  olduğu  girişim  ve  faaliyetleriyle  bir  okul  görevi  görmektedir. Ocakların  bu  özelliklerinin  devam  edebilmesi  için  büyük  bir  çaba  ve  gayret  içinde  çalışma  yapmaları    ve  bu  çalışmaları  yaparken  de  araştırma  ve  geliştirme  ( AR – GE ) sistemine  önem  vermeleri  gerekir. Ocakların yapacakları  açık  oturum, konferans   ve buna  benzer faaliyetlerinde aktüel  ve  canlı  konuların  ve  konuşmacı  olarak  da  o konunun  uzmanları  seçilmelidir. Aydınlar Ocaklarının  nasıl  bir  kuruluş  olduğu, gayesi, yaptıkları, yapacakları  kamuoyuna  en iyi  şekilde  anlatılabilirse, büyük bir yol  kat  edilmiş  olacaktır

Aydınlar Ocaklarının    bünyelerinde  doğabilecek  ayrışmalara kesinlikle  müsaade  edilmemeli  ve  o  ortamı  oluşturan  üyeler  için  tüzük  ve  ilgili  kanun  ve  yönetmelik  hükümleri  çerçevesinde  gerekli  işlemlerin  yapılması; Aydınlar Ocaklarının  geleceği  açısından  ve  uzun  yıllar  yaşaması  için  çok önemlidir. Hizipleşme  hadisesi  öyle  bir  olgudur  ki; yapılacak olan  iyi  niyetli  her şeyin  önünde  bir  engel  oluşturur, kırgınlıklar  ve  küskünlükler  meydana  getirir. Birlik olmazsa hiçbir şey yapılamaz  Bu konuda Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: ” Büyük işler, önemli atılımlar; ancak birlikte çalışma ile elde edilebilir.”