Türkiye’de ilk Aydınlar Ocağı İstanbul’da kuruldu. Daha sonra İstanbul dışında da, ilk kurulan Aydınlar Ocağı’nın rehberliğinde, her biri bağımsız birer dernek olarak Aydınlar Ocakları faaliyete geçti. Kocaeli Aydınlar Ocağı 1985 yılında faaliyete başladı, İstanbul ve Ankara’dan sonra kurulan 3. Aydınlar Ocağı oldu. Şu anda ülke içinde 40 Aydınlar Ocağı var. Yurtdışında da Azerbaycan ve Kosova’da Aydınlar Ocakları faaliyette.
Bu Ocakların temsilcileri olarak yılda iki defa bir Ocağımızın ev sahipliğinde (şimdilerde benzerlerine çalıştay adı verilen) bizim Şûra adı verdiğimiz toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılarda ülke meselelerini inceleyen, gerçekten “aydın” vasfı taşıyan temsilciler tebliğler sunuyor, konular tartışılıyor ve bir sonuç bildirisi ile kamuoyu ile paylaşılıyor.
Şûralarda yörenin tarih, kültür ve sanatına dair bilgi edinmemizi sağlayan etkinlikler, şehrin gezilip görülmesi gereken yerlerinin görülmesi gibi programlara da katılıyoruz. Böylece3 gün boyunca Aydınlar Ocaklılar olarak birlikte oluyoruz.
Aydınlar Ocağı Dernekleri 45. Büyük Şûrası, 12-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında, Atatürk ve arkadaşlarının, 98 yıl önce, 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele’nin ve Cumhuriyet’e giden yolun ilk adımını attıkları Samsun’da, Samsun Aydınlar Ocağımızın ev sahipliğinde yapıldı.
Samsun Aydınlar Ocağı Başkanı Doç. Dr. Taner Tunç ve Yönetimindeki arkadaşlarının mükemmel ev sahipliği ile gerçekleşen Şûra sonucunda yayımlanan “Sonuç Bildirisini” özetleyerek bilgilerinize sunmak istiyorum.
**************************************
Aydınlar Ocakları 45. Şûra Sonuç Bildirisi
Yönetim sistemimizde önemli gelişmelere yol açması beklenen 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunun ardından gerçekleştirilen Aydınlar Ocakları 45. Büyük Şûrası’nda ülkemizin bugün karşı karşıya bulunduğu iç ve dış meseleler görüşülmüş ve alınan kararlar aşağıda Yüce Milletimizin takdirlerine sunulmuştur.
1. DEMOKRATİK HAYAT VE UYUM YASALARI: 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylaması sonucunda “Parlamenter Sistem”den dünyada ilk defa Türkiye’de uygulanacak bir “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçilecektir. Toplumsal bir mutabakat sağlanabilmesi için, “uyum yasaları” iktidar – muhalefet işbirliği ile çıkarılmalıdır. “Uyum yasaları“ çıkartılırken, yeni sistemin “kuvvetler ayrılığını”, “hukukun üstünlüğünü” ve “insan haklarını” güvence altına alacak düzenlemelerle inşa edilmesine çalışılmalıdır. “Uyum yasaları” kapsamında Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılacaktır. Bu bakımdan öncelikle “temsilde adaleti” öne alan, küçük partilerin de Meclis’te temsil edilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır.
2. BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGI: “FETÖ ile mücadele” kapsamında boşaltılan yargı kadrolarında “parti yargısı” oluşturacak düzenlemeler ve atamalardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Hâkimler Savcılar Kurulunun (HSK) yeniden oluşturulmasında, yargı mensuplarının ve bürokratların atamalarında ölçüt, sadece adalet, ehliyet ve liyakat olmalıdır.
3. EKONOMİK DURUM: Türk ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu risklerin başında; cari açık, dış borç, düşük büyüme, işsizlik ve turizm gelirlerindeki gerileme sonucu doğan döviz pozisyonu açığı gelmektedir. İstikrarsızlığın bir göstergesi olan enflasyon, Nisan 2017’deki yüzde 1,31 artışla TÜFE’de yıllık 11,87’ye yükselmiş ve böylece Ekim 2008’den beri en yüksek seviyesine gelmiştir.
Dış borçların ödenmesi için üretime öncelik verilmesi, gelir yaratılması ve döviz açığının kapatılması gerekmektedir. Ekonomimizin sorunlarının çözüme ulaşması için, istihdam üzerindeki yüklerin düşürülmesi, yatırımların canlanması için ortam yaratılması, devletin iş yaratarak istihdama katkıda bulunması gerekmektedir.
Tarıma elverişli araziler korunmalı, tarımla uğraşan faal nüfusun tarım dışına çıkması önlenmeli ve tarıma yeterince destek ve teşvik verilmelidir.
4. İŞSİZLİK ve KADIN İSTİHDAMI SORUNU: Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan biri, işsizlik ve kadın istihdamıdır. TÜİK verilerine göre, 2017 Ocak ayında işsizlik oranı yüzde 13.3’e çıkmıştır. Gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 24.5’a yükselmiştir. 3 milyon 985 bin işsiz sayısına, ”iş aramayıp çalışmaya hazır olan” işsiz sayısını da eklediğimizde, fiili işsizlik oranı yüzde 19.6, işsiz sayısı da 6 milyon 493 bin kişidir. Ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı çok düşüktür. Kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 50’nin altında olduğu ülkeler arasında kalkınmış ülke pek yoktur. Bu oranı yükseltmeden kadınların siyasi hayatta temsil oranını yükseltmek pek mümkün olamaz.
Şura’da ayrıca “Eğitim, Kadına Şiddet, Uyuşturucu Bağımlılığı ve Ticareti, Türkçenin Korunması, (ABD-AB ile İlişkiler, Rusya ve İran’la İlişkiler – Suriye ve Irak Meselesi- Suriye’den Gelen Göçmenlerin Durumu, Irak ve Suriye Türkmenlerinin Durumu, KKTC ve Ege Adaları, Türk Dünyasının Sorunları alt başlıkları ile) Dış Politika” gibi diğer temel meselelerimiz tartışıldı ve sonuç bildirisinde yer aldı.
Bunları da yeri geldikçe paylaşmaya çalışacağız.