Anne Olma Sanatı-1

78

 “Anne elinden tüm dünyaya tutunur insan, o eli bir bıraksa bir
ömür yutkunur insan.

 

Hani derler ya
lideri şartlar mı ortaya çıkarır. Yoksa lider mi doğulur? Annelik de böyle bir
şey. Her kadın anne olarak dünyaya gelir. Fakat sosyal çevre eğitim bu kavramı
estetik hale getirir. Daha bir doyulmaz olur anne duygusu.

            Bir kere anne olabilmenin “olmazsa
olmazları” vardır. Bu duygu ve davranışlar onlara özgüdür ve doğuştandır:

“Merhamet,
sınırsız sevgi, koruma kollama duygusu, şefkat, sahiplenme, inanılmaz bir
bağlılık ve özveri,  empati, değer verme,
samimiyet, halden anlama, yardımlaşma, paylaşma, yaşama sevinci, olumlu
davranışları kazandırma azmi ve isteği, özenme, gıpta etme, gurur duyma, özlem,
sorun çözme, rehabilite etme becerisi, vb.”

Aklımıza
gelebilenleri saymamıza rağmen, yine de anne sözcüğüne içerdiği değeri
tanımlayan değerli söylemleri yükleyemediğimizden eminiz. Çünkü bir anne
bunlardan çok daha fazla güzelliklere, bulunmaz eşsiz hazinelere maliktir. Yani
annelik bunlardan da öte, erişilmesi, anlaşılması ve anlatılması çok zor fakat
en zevkli, nadide bir sanattır.

Bu
zikredilenler evladına karşı normal koşullar içinde hissettikleri ve
yaptıklarıdır. Fakat hayat denen uzun ve meşakkatli yol, her zaman düz
gitmemektedir. Yokuşlarla, hendeklerle, bin bir güçlükte, hüzünlü engellerle ve
tehlikelerle doludur.

İşte
anne, yüreğinde biriktirdiği bu güzelim hasletlerle evladını yoğurabilmek için,
yaşam yolundaki engelleri de aşmak zorundadır. Özellikle de ülkemizde annenin
işi daha bir güçtür.

Geçim
sıkıntısı, eşiyle uyumlu ve sağlıklı bir yuva kurabilmenin mücadelesi, kaynana,
görümce, çekişmeleri, komşuluk ilişkileri vb. sorunlar da annenin yüreğinde
onulmaz yaralardır.

Çoğu
zaman babaların yapması gereken işler de anneye havale edilmektedir. Çocukların
eğitimi, veli toplantıları, oyun oynamaları, gerek duydukları bir takım
yardımlar(ödev, proje hazırlama, gözlem, kitap okuma vb.) bunlara örnek
verilebilir.

Babadan
da yeterince yardım alamayan anne, bazen yapayalnızdır bu sorunlarla baş
etmede. Buna rağmen O, çocuğunu itinayla besler, üstünü başını giyeceklerini,
yiyeceklerini eşyalarını özenle seçer yıkar ütüler. Zaman ayırarak ninniler
söyler, masallar anlatır, kitap okur. Çocuğunun odasını toplar, temizler. Okula
hazırlar, gezdirir, isteklerini karşılar.

Bu
kadar mı? Asla, sorunlarını dinler, moral verir, teselli eder. Üzüntülerine,
acılarına, can sıkıntılarına, tebessümle, tatlı söylemlerle, okşamalarla merhem
olur, mutlu olmasını sağlar.

 Çocuğunun arkadaşlarına kapısını, yüreğini
açar, misafirperverlik yapar, değer verir, ikramlarla, jestlerle evladının on
öre olmasını, gurur duymasını sağlar. Kendisi ile arkadaşları ile, çevresi ile
barışık içinde yaşamasına katkıda bulunur.

Bazı
babaların vurdumduymazlığı karşısında, çocuğunun baba özlemini ve sevgisini
telafi etmeye çalışır. Babaların hatalarına kırılan biricik evlatları, yine
anneler teselli eder. Babaya karşı menfi duygular beslemesine mani olucu,
yapıcı nasihatlerde bulunur.

 “Baban aslında seni çok seviyor, fakat işi
ağır, zaman bulamıyor.” “Sen babanın aldırmazlığına bakma, seni çok seviyor
fakat belli etmiyor. “Hadi yakışıksız söylem ve tavırlarından ötürü babandan
özür dile. Bu günlerde işi yoğun biraz, o yüzden sinirli.”  Baban seni elbette ki anlıyor, zamanı olunca
seninle bolca ilgilenecektir.”

Türden
konuşmaların mimarı yine annedir. Annelerin bu yapıcı birleştirici ve sevilen
imajları olmasa çoğu evde baba evlat kavgalarının ve kırgınlıklarının sonu
gelmeyecektir.

Belli
yaşlarda babaya açılmayan konular yine anneye iletilir. Bir gruba katılma, bir
istek, karşı cinsle kurulan arkadaşlıklar. Hatta evlilikler önce anneye açılır.
Babanın hoşuna gitmeyen taraflar, anne tarafından yumuşatılarak ikna sebepleri
hazırlanır ve babaya götürülür. Evlat haksız da olsa anne yanındadır. Savunur,
ortamı yumuşatır, tarafları ikna eder.

Gurbete
düşen evlatların ilk aradığı annedir. Özlenen, aranan yüreğe kederi, özlemi düşen
annedir. Yemekleri, gülümsemesi,  ilgi ve
iltifatı, oh çektiren bal tatlısı söylemleri evladın can simididir. İster ki
konuşmalar hiç bitmesin. Bilinen fakat duyulması mutlu eden anılar tekrar
tekrar paylaşılır. Zihinlere depolanır, gözlerde sevin taneciklerine,
gönüllerde huzur çiçeklerine dönüşür.

O
yüzden kötü ve çirkin anne yoktur. Bütün anneler evlatların gözünde nadide
çiçek, miskler kokan manolya, pırlantaların aciz kaldığı en değerli hazinedirler.
Onlar biricik, vazgeçilemez, uzak kalınamaz, müstesna kahramanlar, her sıkıntı
ve gamı bir tebessümle bertaraf eden en seçkin psikologlardır.

Bu
yüzden çocuklar her yaşta, hala annenin gözünde çocukturlar. Üstünün örtülmesi,
üşütmemesi, ihmal etmemesi gerekenler bir çırpıda anne tarafından sıralanır.
Kaç yaşında olması hiç önemli değildir evladın. Hala minicik, narin, bazen
yaramaz, ihtimam isteyen korunması gereken bir çocuktur o.

Yıllar
önce annemi kaybettim. En çok özlediğim yanı cömertliği ve merhametiydi. Bir de
gönülden, eşi benzeri olmayan duaları. Vefatında, hiç tahmin etmediğim yüzlerce
kişi arayarak kendilerine yaptıkları iyilikleri anlatıp, gözyaşı dökmüşlerdi.
Bu iyiliklerin hiçbirisinden haberimiz yoktu oysa.

Bir
seferinde annemi memlekete göndermek için otobüse bindirmiştim. Elini öperek
aşağıya indim. Az sonra otobüs hareket etti. Biraz gittikten sonra durdu,
içinden bir bey indi.

“Şu
numarada oturan annenin oğlu kimdir” diye seslendi. Birden telaşlandım, dediği
koltuk annemindi. “Benim” diye heyecanla sordum. Gülerek, “korkma beyefendi,
annen gayet iyi. Ben yakınındaki koltukta oturuyorum. Elimde olmadan kulak
kesildim; öyle bir dua edişi vardı ki hayretle, gıptayla “teyze kime böyle dua
ediyorsun” diye sordum.

“Beni
uğurlamaya gelen oğluma” dedi. “Sizi tanımak için otobüsü durdurdum. Allah
aşkına söyleyin, annenize ne gibi iyiliklerde bulunuyorsunuz ki böylesine içten
eşi emsali olmayan dualar ediyor. Bana böyle bir dua edilmesi için inanın bütün
servetimi verirdim. Sana gıpta ediyorum” dedi. Rahatlamıştım, gülerek, “o hep
böyledir, iyilik yaptığımdan değil, sevgisinden ve gönül zenginliğindendir” dedim.
Adam beni tebrik ederek otobüse bindi. İşte anneler böyledir.

 

İşte
onun için anneler özlenir. Dudaklarından sessizce süzülen yumuşacık ve tatlı
duaların huzuru özlenir. Kendi açtığı üstünün, annesi tarafından ihtimamla,
özenle şefkatle örtülmesi özlenir. Azıcık üşütmüş olduğu halde, durumun
abartılarak telaşlanması hali özlenir. Gülümsemesi, okşaması, sarılması,
ninnileri özlenir.

Biricik,
vefakâr, merhamet timsali, sevgi okyanusu, yüreklerimizde açan nadide
çiçeklerimiz. Hayatımızın anlamları, ömrümüzün huzuru, hanelerimizin direği,
baş taçlarımız.

Her
gününüz huzurlu, sağlıklı ve mutlu geçsin… iyi ki varsınız… Bizler ne yapardık
sizler olmasaydınız…

Sevgiyle
kalın…