Anayasa Mahkemesi de İtibarsızlaştırıldı

153

Mehmet Altan’a ve Şahin Alpay’a karşı herhangi bir sempatim yoktur. Benimle dünya görüşü çok farklı olan gazetecilerdir.

Ancak ifade özgürlüğü kavramını en güçlü bir şekilde anlatan şu cümleyi değerli buluyorum: “Söylediklerinizin hiçbirine katılmıyorum; fakat bunları söyleme hakkınızı ölünceye kadar savunacağım.”

Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin tutuklu gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tahliyelerine karar verdi. Bireysel başvuruları değerlendiren mahkeme hak ihlali olduğuna hükmetti.

Ben AYM’nin bu kararını ve yerel mahkemelerin bu karara uymamasını düşünce ve ifade özgürlüğü ve hukuk güvenliği açısından değerlendireceğim.

***

“DARBEYİ TEŞVİK VE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVME SUÇU” NASIL OLUR?

Mehmet Altan, Şahin Alpay ve diğer gazeteciler “darbeyi teşvik, örgütü övmek” suçlarından yargılanıyorlar.

Anayasa Mahkemesi (AYM) tıpkı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi darbe suçu için “suçlamaya konu olan yazılarda hükümetin zorla uzaklaştırılması gerektiği yönünde ifadelerin yer alması gerektiğini” kabul ediyor.

“Terör örgütü üyesi” olmak veya “övmek” suçu için, “örgütün yasal olmayan yönünü, hükümeti zorla uzaklaştırma hedefinin bilerek övülmesi gerektiği” ölçüsünü kullanıyor.

Dosyayı inceleyen AYM üyeleri dosyada bu tür yazıların veya başka delillerin bulunmadığını değerlendirdi. “Dosyadaki delillerin yeterli olmadığına” ve mahkûmiyete yeterli somut deliller olmadığı halde verilen tutuklama kararlarının “insan hakkı ihlali” olduğuna karar verdi.

İhlal kararlarını alan 11 hâkimin içinde de,  karara muhalefet eden 6 hâkimin içinde de Ahmet Necdet Sezer’in, Abdullah Gül’ün ve Tayyip Erdoğan’ın atadığı hâkimler var.

Bu da bana AYM’ nin dosyayı siyasi değil, hukuki açıdan incelediğini düşündürüyor.

***********************************

AYM KARARI UYGULANMAK ZORUNDA…

Bireysel başvurularda AYM “ihlal” kararı verebilir, “tahliye” kararı veremez, yerel mahkemeler de bunun gereği olarak “tahliye” kararı verir.

Bir hukukçu olarak, Anayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında verdiği “hak ihlali” kararı üzerine yerel mahkemelerin tahliye kararı vermemesini son derece yanlış ve tehlikeli buluyorum.

Yerel mahkemeler AYM’nin bu tür kararlarını uygulamamak yetkisine sahip değildir.

Somut bir örnekle açıklarsak, AYM adam öldürmek suçundan tutuklu yargılanan sanığın adam öldürmediğini tespit etse ve hak ihlali kararı verse, yerel mahkeme “siz görev gaspı yaptınız, hak ihlali kararı veremezsiniz” deyip direnebilecek midir?

AYM kararları kesin ve bağlayıcıdır. AYM kararlarını yanlış da bulsanız, görev gaspı yaptığını da düşünseniz itiraz edilecek başka bir merci yoktur.

AYM’ye bireysel başvuru hakkı 2010 referandumu ile AKP tarafından getirildi. Anayasaya göre artık “AYM,  AİHM’nin sahip olduğu bütün yetkilere sahiptir, tıpkı AİHM gibi insan hakları denetimi yapar.”

AYM kararları AİHM içtihatlarına uygun olmazsa saygınlığı azalır. AİHM kararlarına aykırı AYM kararları bu defa bu uluslararası mahkemede bozulur.

AYM kararları uygulanmazsa, AİHM kendisine müracaat için “iç hukuk yollarının tüketilmesi” gerekliğine dair kuraldan vazgeçecektir. Çünkü “AYM kararları mademki uygulanmıyor, AYM’ye başvurmadan AİHM’e başvurulabilir” diyecektir.

Böylece AYM’ye bireysel başvuru hakkı fiilen kalkmış olur.

***********************************

YSK KARARI GİBİ, AYM KARARI DA BAĞLAYICIDIR

Hatırlayınız 16 Nisan 2017 Referandumunda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) daha seçim devam ederken mühürsüz oyları geçerli sayan bir karar aldı. Bu karar seçimin kaderini değiştiren bir hukuksuz müdahale olarak nitelendirildi.

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler sözü geçen YSK’nın kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu gerekçeleriyle açıklamıştı. Buna rağmen Gözler bir hukukçu olarak,

“YSK’nın kararı kesin ve bağlayıcıdır.

Hukuk sistemimizde YSK’nın kararları, kanuna ne kadar apaçık bir şekilde aykırı olursa olsun geçerlidir ve bağlayıcıdır. YSK’nın kararının yanlış olması başka şey, bu kararın geçerliliği ve bağlayıcılığı başka şeydir.

Kararın hukuken doğruluğunu tartışabiliriz; ama kararın bağlayıcılığını tartışmamamız gerekir. Aksi takdirde hukuk güvenliği sarsılır.

Anayasamız seçimlerin yönetimi ve denetimi konusunda son sözü söyleme yetkisini YSK’ya vermiştir. YSK’nın kararları, biz beğensek de beğenmesek de, kanuna uygun da olsa, aykırı da olsa, Anayasamıza göre geçerli ve bağlayıcıdır” demişti.

Ak Parti kanadı da bu süreçte hep YSK’nın son merci ve YSK kararının geçerli ve bağlayıcı olduğunu iddia etti.

Nitekim bütün hukuksuzluğuna rağmen YSK kararları geçerli ve bağlayıcı oldu. Bu hukuksuz kararla Türkiye’nin yönetim sistemi değişti.

Prof. Dr. Kemal Gözler‘in bu sözlerinde geçen YSK yerine AYM koyunuz cümleler aynen yine doğrudur.

Anayasamız bireysel başvurularda “hak ihlali tespiti” konusunda son sözü söyleme yetkisini AYM’ye vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı uluslararası hukuka uygundur.

Fakat karar, hukuksuz dahi olsa, kesin ve bağlayıcıdır.

İktidarın aksini iddia etmesi ve yerel mahkemelerin AYM kararını uygulamaması hukuk güvenliğini derinden sarsmıştır.

 

18.01.2018

Ruhittin SÖNMEZ

 

 

 

 

Önceki İçerikKlasikler Sınıfına Dâhil Edilen Bir Aşk Romanı ALİ İLE NİNO
Sonraki İçerikBeka Sorunlu İki Lider
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.