Ana Muhalefet Partimiz

71

Ana muhalefet partisi, liderinin bütün uğraşlarına rağmen 12 Haziran seçimlerinde başarılı olamadı. Seçimlerde kullanılan oyların ancak % 26’sını  alabildi. Böylece bir kez daha parlamentoda ana muhalefet görevini yüklenmiş oldu.

Oysa, seçimlerin propaganda döneminde partinin önde gelen sözcüleri her platformda, her faaliyetlerinde, her söylemlerinde  yurt çapında desteklendiklerini  dile getirmişlerdi. Yenilenen yönetimleriyle iktidara yürüdüklerini ısrarla vurgulamışlardı.

Ayrıca, sayın genel başkan ve yakın çalışma arkadaşları tüm seçim sürecinde, ulusal basının  belli bir bölümü tarafından her yönden desteklenmiş, övülmüş ve arkalanmıştı.

Ama olmadı. Sonuçta yeni genel başkan ve arkadaşları ancak iktidar partisinin yarısı kadar oy alabildiler.

Batı demokrasilerindeki bazı alışkanlık ve anlayışlar, bize ters gelmekte, bize uymamakta ve uygulanmamaktadır. Batı’da seçimi kaybeden liderler ve ekipleri  görevlerinden istifa ederler. Bu davranış oralarda erdem sayılır ve teşekkürle karşılanır.

Ancak seçimlerin sona erdiği akşam, ana muhalefet partisi sayın genel başkan’ı, hemen mikrofonların karşısına geçerek olumlu bir seçim sürecini geride bıraktıklarını, oylarını ve milletvekili sayılarını artırdıklarını söyleyerek başarılı olduklarını söyledi. Oysa artan oyların miktarı, 2009 İl Genel Meclisi seçimlerine göre 2 milyon kadardı (iktidar partisinin ise 6 milyondur). Artan milletvekili sayısı ise, YSK (Yüksek Seçim Kurulu)’nın illerin millet vekili sayılarını yeniden düzenlemesi sonucu idi.

Seçimler sonunda yurt genelinde,  iktidar partisi 67 ilde kazanırken, ana muhalefet partisi 7 ilde kazanabilmiştir. Kullanılan oyların % 26’sını ana muhalefet % 50’sini iktidar partisi almıştır. İktidar partisinin 327 millet vekiline karşın 135 millet vekili çıkarabilmiştir. Gümrüklerde kullanılan gurbetçi oylarının ise % 63’ü iktidar, %25’i ise ana muhalefet partisine çıkmıştır.

Kentimiz Kocaeli’de de durum farklı değildir. Ana muhalefet partimiz kullanılan oyların ancak % 25’ini almıştır. Darıca’dan Kartepe’ye, Kandıra’dan Karamürsel’e, Çayırova’dan Gebze, Dilovası, Körfez, Derince, Gölcük, Başiskele ve İzmit’e kadar, kısaca 12 ilçede de iktidar partisi açık ara seçimin galibi olmuştur. 

İlimizdeki 273 mahallede iktidar partisi, 14 mahallede ana muhalefet partisi, 243 köyde iktidar partisi,   12 köyde  ana muhalefet kazanmıştır. Ak parti 504 bin, CHP 235 bin oy almışlardır. Sonuç olarak 7 milletvekilliği iktidar, 3 milletvekilliği ise ana muhalefet tarafından kazanılmıştır.

Bu sonuçların iddia edildiği gibi başarı ile ilgisi yoktur. Bu anlayışla gelecek için umut da yoktur.

CHP yönetimi, il örgütlerini mutlaka tekrar gözden geçirmeli,  incelemeli sonuçlarını ciddi, tarafsız  ve gerçekçi bir yaklaşımla yeniden değerlendirmelidir.

Bu seçimlerin öncesinde, CHP yeni merkezi yönetiminin anlaşılmaz bir şekilde  parti faaliyetlerinden dışladığı, ancak uzun yıllar partilerine başarılı hizmetler vermiş, çevrelerince sevilen, yaptıkları çalışmalar, bıraktıkları eserlerle camialarında   öne çıkmış   deneyimli kişiler, tekrar partiye kazandırılmalı ve görevlendirilmelidirler.  

Sosyal demokratların iktidarda olmadığı uzun yıllar, kişisel prestijiyle 15 yıl belediye başkanlığı yapan sayın Sirmen dışlanmamalı, tam aksine öne çıkarılmalı ve önderliğine saygı duyulmalıdır. Sayın Erenkaya, sayın Alan, sayın Toker gibi önceki dönemlerde millet vekilliği ya da belediye başkanlığı  yapmış,  gene yıllar içinde il, ilçe kurullarında, belediye ve il genel meclislerinde görev almış kişilerin  deneyimlerinden  yararlanılmalıdır.  

Ayrıca, CHP’nin her kademesinde  parti içi demokrasiyi işletmek gerekmektedir. İl ve ilçe yönetim kurullarıyla, milletvekili adaylarının tespitinde,   özgür seçimler her ilde yapılmalı ve sonuçlarına saygı duyulmalıdır.

Sayın genel başkan, her kafadan çıkan ayrı ayrı görüşlerden ve sorumsuz açıklamalardan partiyi korumak zorundadır. Zaten bu uğraşı sık sık  vermektedir. Parti, sürekli anlamsız demeçlerle yara almaktadır. Bundan genel başkan da olumsuz etkilenmiş görünmektedir.

Seçimler süresince iktidar partisi genel başkanını eleştirip, kimyasını bozduğunu söyleyen ana muhalefet partisi genel başkanı, seçim süreci ve sonrası oldukça yorulmuş gözükmektedir.

Bir genel başkanın, ancak politikaya veda ederken bile zor söyleyebileceği sözleri, ana muhalefet partisi sayın lideri sarf etmeye başlamıştır;

“- Seçmenlerin % 50’si kendine eziyet eden Ak partiye oy vermiştir (Stockholm Sendromu)”.

Bu söylem sayın CHP genel başkanının üslubuna uygun düşmemiştir.