Âlimin Ölümü, Âlemin Ölümü Gibidir

91

Aydınlar Ocakları için bir bilge, bir rehber, töremize göre bir Aksakal olan Nevzat Yalçıntaş hocamızın hakka yürüdüğü bilgisini aldığımdaki teessürümü anlatamam. Kendisini en son, her ramazan ayında Milli Kalkınma Vakfı’nda verdiği iftarda görmüş, dinlemiştik. 17 Temmuz hafta sonu programıma ise kendisini Çatalca’daki evinde, eşimle ve nikâh şahitliğini yaptığı kızım Zeynep ile ziyaret etmeyi koymuştuk.15 Temmuz günü Cuma namazına müteakiben beklenmedik vefatı bizi ve kendisini sevenleri derin bir üzüntüye boğmuştu. Çünkü engin tecrübesi, birleştirici tavrı, bütünleştirici üslubu ve çok zengin hatıraları ile bulunduğu ortamlarda hala çok faydalı oluyor ve kendisini dinleyenlere o engin ufkundan zenginlikler katmaya devam ediyordu. Aynı günün akşamında yaşanan ”kalkışma hareketi” oluş şekli, devletimize, kurumlarımıza, insanlarımıza hele de dini kutsallarımıza yaptığı inanılmaz tahribatı ile bizi derin teessürlere boğduğu gibi, hocamızın da çok derin üzüntülerine sebep olacak bir olaydı neyse ki hoca bunu yaşamamıştı.Cenazesi bu olaylarda şehit düşen 6 demokrasi şehidi ile birlikte İstanbul Fatih Camiinden çok kalabalık bir cemaat ile kaldırıldı.O bir Demokrasi Hocası idi ve böyle bir tevafuk ile onu yolcu etmiştik.Mekanın cennet olsun değerli hocam.

Kendisi bizleri çok sever ve Kocaeli Aydınlar Ocağını, ocaklar içinde”bir inci”olarak tanımlardı. Çalışmalarımızı hep takdir edip tebrik etmiştir. Yönetim tarzımızı, yönetim kurulu başkanlığının değişmelere rağmen Nihat Gürer -H.İbrahim Kahraman-Ahsen Okyar ve şu anki başkan Ruhittin Sönmez’in hizmet etmedeki samimiyeti, bu durumun getirdiği çalışmalardaki verimliliğimizi her yerde örnek gösterir ve gerçek bir sivil toplum anlayışı için bu durumun önemine işaret ederdi.

12.04.2010 tarihinde, Kocaeli Aydınlar Ocağı, Sn. Ahsen Okyar’ın başkanlığı döneminde, kendisine bir vefa gecesi tertiplemiş ve çok güzel bir toplantı olmuştu. Daha önce, 11.04.2009 tarihinde de, akademik hayatının 50. Yılında, Hocaların Hocası Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş isimli bir programı İstanbul yapmıştı. Her iki programda da çok zengin bir katılımcı olmuş ve Nevzat hocanın ne kadar önemli hizmetlere emek vermiş, değerli bir ilim-irfan ve hizmet adamı olduğu onu tanıyanların dilinden anlatılmış ve değerlendirmelere vesile olmuştu.

Hocayı anlatmak kolay değildir. Ama hoca nasıl biridir derseniz ”O,iyi bir insandı’ demek çok zayıf kalır. İyi bir aile reisi, dikkatli bir yönetici, hoşgörülü, adil, güler yüzlü,samimi ve hayrı bol bir insandır dersek biraz anlatmış oluruz. İlave olarak dava ve ülküleri için kendisini adamış bir hizmet insanıdır dememiz gerekir. Onun ülküsü, Türk milletine ve İslam dünyasına hizmet etmeyi şevk ve heyecanla yapmak ve büyütmektir dersek bu daha uygun olur.

Hoca bizim için bir rehberdi. Bize ‘Arkadaşlar çözüm üretemediğiniz konularda tenkit üretmeyin’ derdi. Bir konuda kanaat belirtirken olumlu ve olumsuz yönlerini birlikte değerlendirir ve mutlaka daha iyisi şöyle olmalıdır, kanaatini ortaya koyardı. O’nun bu özelliğine, ayrıca 3 T dediği (Temkinli bakmak-Tedbirli olmak ve Teenni ile (ilerisini düşünerek) iş görmek) prensiplerle konulara yaklaşımı,hocayı tam bir rehber insan konumuna taşımıştır..

Peygamberimiz Hz.Muhammed ”Âlimler yeryüzünün kandilleridir”der. Evet, Nevzat hoca Türk milleti için bir kandil idi. Önümüzü aydınlatan, bize yol gösteren bu rehber insan Hakka yürüdü. Hatıralarındaki Muahammed Ali ile kucaklaşması ve ona namaz kıldırması,Mekke’de-Kırım’da-

Tataristan’da velhasıl tüm İslam coğrafyasındaki zengin hatıraları bizlere verdiği hizmet etme aşkında hep ışık olacaktır.

Başta eşi ve evlatları olmak üzere, Aydınlar Ocağı Camiası, Türk milleti ve İslam ümmetinin başı sağ olsun. Örnek alanı bol, mekânı cennet olsun.