Akşener’in Yolu

94

Hemşerimiz Meral Akşener, yeni bir siyasal oluşumun lideri olarak yola çıktı.

Yolu açık olsun.

Çok partili siyasal düzenlerde farklı toplumsal kesimlerin çıkarlarını savunan partiler vardır. Bu partilerin başarıları, çıkarlarını savundukları toplumsal kesimlerin “bilinç düzeyine” bağlıdır.

Örneğin; emekçi sınıfların hak ve çıkarlarını savunan bir sosyalist partinin başarısı, emekçilerin “sınıf bilinci” oluşmuşsa mümkündür!

Öte yandan; din, mezhep ve etnik köken üzerine kurulu siyasi oluşumlar, “Ulus Devlet” temeline konan dinamitlerdir!

İşte Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin içler acısı hali. Emperyalizmle işbirliği içinde olan Krallar, Emirler ve Şeyhler, yaşadıkları coğrafyayı kana buladılar. Bu kan, yüzyıllar sürecek “kin ve öfkenin” tohumlarını besleyecek.

Ne yazık ki, son 15 yıldır iktidarda olan AKP de uluslar arası siyasette büyük yanlışlar yaptı. “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi çiğnendi.

Ulusal varlıklar yabancılara satıldı. Ülke dış borç batağına saplandı. Eğitim Siyaseti, ülkenin en büyük ihtiyacı olan “nitelikli-üretken insan” yetiştirmiyor. Çünkü siyasal iktidar “kindar ve dindar bir nesil” üretme inadında! Oysa bugün Ortadoğu ve dünyada yaşanan terör olayları, küçük yaştan itibaren beyinleri kirletilen “kindar nesil” eliyle gerçekleşiyor!

AKP iktidarının, demokrasi, hukuk devleti ve özellikle de laik devletle sorunları var!

O halde ne yapmalı?

Akşener’in liderliğini yapacağı siyasi parti nasıl bir parti olmalı?

  • MHP’nin yeni bir kopyası olmamalı,
  • Toplumun farklı kesimlerini kucaklayan bir “Merkez Parti” olmalı, program ve ilkeleriyle bunu kanıtlamalı,
  • Bilim ve teknolojiye dayanan bir eğitim düzeni öngörmeli,
  • Emekçi sınıfların hak ve özgürlüklerini savunmalı,
  • Tarımda üretimi teşvik eden, üreticiyi koruyan bir siyasal hedefi olmalı,
  • Sanayide, “ileri teknoloji ve ARGE’yi teşvik etmeli,
  • Ulaşımda demiryolu ve denizyolu ulaşımını öncelikli kılmalı,
  • Dış Politika’da “Yurtta ve dünyada barış” ilkesine dayanmalı, öncelikle de YURTTA BARIŞ’ı sağlamalı,
  • Cumhuriyet’i kuranlara sahip çıkmalı,
  • Dini değerlere sahip çıkmalı ve fakat dini kirli siyasetin aracı haline getiren anlayışlara geçit vermemeli,
  • Kültür ve sanata önem vermeli, sanatçıya ve bilim adamlarına sahip çıkmalı,
  • Üniversitelerden siyasetin elini çekmeli, “Mali ve İdari özerkliğe sahip üniversite” idealine sahip çıkarak, 12 Eylül faşizminin ürünü YÖK’e son vermeli,
  • Ülke kalkınması için uzun erimli “Kalkınma Planları” hazırlamalı,
  • Ulusal varlıkların yok pahasına satılmasına engel olmalı,
  • “Yap-İşlet-Devret” olarak tanımlanan emperyalist uygulamalara son vermeli,

Bu “siyasal manifesto” daha da geliştirilerek halkın karşısına çıkılmalı ve iktidarı hedeflemelidir.

Bu temel değerleri ve hedefleri savunan bir siyasal partinin bu ülkede başarılı olacağına ve toplumsal çatışmaları da engelleyeceğine inanıyorum.

Yolun açık olsun Akşener…