Ağlamaya Fırsat Olmadı Yandık Biz…

52

7 Haziran’dan bugüne kadar geçen sürede toplam kaç şehit verdik diye bir arama yaptım fakat net bir rakama ulaşamadım. Ne acıdır ki bu araştırmayı yaparken de şehit haberi geldi! Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesine girip bakayım dedim orada da istediğim kadar veriye ulaşamadım maalesef.

7 Haziran-1Kasım arasında geçen sürede ‘koalisyon’ ve ‘tek parti’ iktidarı konuşulurken çıkan olaylardan, terörün bu dereceye gelmesinden sorumlu adeta milletin kendisi gösterildi. Çünkü ‘Milli İrade’ şaşmıştı! Tek başına iktidar çıkmayınca terör kaçınılmazdı.

7 Haziran’dan bu yana şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Birileri operasyonların süreceğini söylüyor hatta birileri de çocuklarımızı feda edeceğimizden bahsetti. Ha bugün ha yarın sınır dışına çekilmesi beklenen PKK görüyoruz ki bu sürede EYP düzeneği kurup uzaktan patlatabilmek için tel çekmiş.

Bu sırada da boş durmayıp ‘çözüm sürecini anlayan hayvanların’ gözünün içine baka baka hendekler açılmış ve gerekli hazırlıklar yapılmış. Ha bu sırada bizimkiler de göz yumuyormuş bunu da belirtmeden geçmeyelim.

Kararlılıkla sürecek olan operasyonların başlaması için ‘bozulmasın diye’ özellikle ‘buzdolabına’ konulan çözüm sürecinin ne zaman dolaptan çıkarılacağı belli değil fakat pazarlıklar için taraflar muhtemelen orta noktada bir hendek etrafında toplanırlar. Kan akmaması için bu şart edebiyatının edebiyatçıları hazır kıta bekliyor nasılsa.

Anaların ağlamayacağı diye puntolar atılırken ‘yandım ben oğul’ diye feryat eden anaları görür olduk. Ve bu esnada şehitliğin ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsedenleri. Bu sırada Milletin Fedaisi diye anılan partili bir arkadaş vardı onu ortalıkta gören yok tabi bu sırada. Aslında iki bomba atma özelliği ile birçok şeyi değiştirebilme kapasitesi de vardı.

Bu durumun direkt ve dolaylı sorumlusu olanlar ise hala daha hamasi söylevlerin peşindeler. Oturduğu yerden savaş kazanan, çağ açıp çağ kapayan, Dünya’ya kafa tutan bu arkadaşların büyük çoğunluğu askerliğini, Müslüman adam için yüksek risk taşıyan banka şubelerinde yaptığı için tecrübeli olacaklar ki kafaları rahat bir şekilde ‘Reis PKK’nın kökünü kazıyacak’ masalı anlatıyorlar.

PKK bu kadar güçlenip organize olurken, yığınak yaparken, şehirde mevzi hazırlarken hendek kazarken, üniversiteler PKK kampı olurken o burada değildi çünkü. Olsaydı da iyi niyetinden kandırılırdı zaten.

Bazı çok bilen arkadaşlar ise durumu ‘onlara iyilik yaptı onlar nankörlük yaptı’ diye durumu idare etmeye çalışıyorlar. Kime iyilik yapı sorusunaysa ‘Kürtlere’ diye ahmakça bir cevap veriyorlar. Bilgi seviyesi televizyon kadar olan bir kitleye ne anlatsan boş tabi! Çözüm süreci boyunca görüşülen PKK idi. İyilik yapıldıysa onlara yapıldı Kürtlere değil! Hakeza bölgeden PKK teröründen kaçan yine bizim Kürtler.

Velhasıl bu işler konuşmayla hamasetle olmuyor. Bu kadar şey olurken görmeyenler bir gün bunun bedelini umarım öderler. Mümkünse de bu konu hakkında kelime tüketmesinler.

Devlet eğer devletse nefes aldırmadan, zerre boşluk vermeden her alanda temizlik yapmalıdır. Şehirler, sokaklar, kamu, üniversiteler, ücra bir köşedeki taşın altı ve hatta meclis!