Adam Gibi Adamlara İhtiyacımız Var

102

 

Adam olmak üzerine birçok söz söylenmiştir. Adam olmanın önemini ise oğluna sen adam olmazsın diyen babayı, paşa olduktan sonra zaptiyelerle huzuruna getirttiren Vali paşa ile babası arasında ki şu hadise çok iyi özetlemektedir; “Sen bana adam olmazsın demiştin ama bak ben koskoca Vali paşa oldum” diyen Vali paşaya “Ben sana Vali paşa değil, adam olamazsın demiştim” ve sen adam olsaydın zaptiyelerle beni huzuruna getirtmezdin aksine gelip elimi öperdin diyen babanın sözü adam olmanın önemini gösteriyor.

Etrafımızda birçok adam vardır. Siyaset adamı, devlet adamı, kültür adamı, spor adamı, işadamı, sanat adamı, din adamı, fikir adamı bunlara birçok adam daha ilave etmek mümkün. Acaba bu adamlar gerçek anlamda adamlık vasfına uygunlar mı? Adam olmanın sorumluklarını yerine getiriyorlar mı? Gerçekten adam gibi adamlar mı? Durup düşünmek ve sorgulamak gerekiyor.

Adam üzerine kitaplar yazılmış, filmler çekilmiş, sözler söylenmiştir. Ancak adamı tarif eden ve tanımlayan çok az şey vardır. Fakat etrafımıza baktığımızda adam kisvesine bürünmüş çok şey var. Dün başka şey söyler, bugün başka şey söylerler. Rüzgar gülü evrilir çevrilirler. Menfaati için girmediği kılık, çevirmediği entrika yoktur. Anında 180 derece dönüp, ak dediğine kara, iyi dediğine kötü diyebilirler.

Bugün ne çekiyorsak bu tür tiplerden çekiyoruz. Ülkemiz 150 yıldır başarma mücadelesi veriyor. Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip bir kültürden geliyoruz. Yıllardan beri sözüm ona nice devlet adamları gördük. Kimin ve neyin maşası olduğunu bilmeden, hangi ülkelerin çıkarına çanak tuttuğunu bilmeden koca koca devlet makamlarını işgal ettiler. Gözümüzü boyayıp yaldızlı sözlerle gönlümüzü okşayıp bizi kandırdılar.

Son 150 yıllık tarihi geçmişimize bakalım. İsyanlar, kavgalar, padişah ve devlet adamlarını suikastle öldürmeler, seçilmiş Başbakanı idam etmeler, Cumhurbaşkanı ve parti başkanlarını gizli suikastle yok etmeler, devletin gücünü millete karşı kullanmalar, bunların tümü sözüm ona sözde devlet ve siyaset adamı olan tiplerin tertip ve organizasyonu ile gerçekleşti.

Bugün ülkemiz üzerinde büyük oyunlar tezgahlanıyor. Her zaman olduğu gibi gençlerimiz üzerinde milli ve manevi değerlerimiz yoluyla tezgahlar planlanıyor, tuzaklar kuruluyor. Kaybeden yine biz oluyoruz. Sürekli bu film bize izletiliyor. Senarist aynı, yönetmen aynı sadece oyunlar ve figüranlar değişiyor, ülkemiz yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya bırakılıyor.

Dünyanın dört bir tarafında 75’e yakın ülkeyi araştırmacı-gazeteci ve belgeselci gözü ile gezip gördüm. Türkiye ve insanlarımız çok şanslı. Dünyanın çok güzel bir yerinde, çok zengin bir kültüre ve muhteşem bir geçmişe sahibiz. Kötü yönetimler yüzünden yıllarca kendi içimiz ile mücadele ettik, birbirimize düştük.

Evet, yeter artık demeliyiz. Sözüm ona çeşitli vasıflara sahip adam müsveddelerinin oyunlarını bozmalıyız. Tarihten ders ve ibret alarak, hep birlikte topyekün adam gibi adamlar olarak hareket etmeli, yanlışlara dur diyerek, doğruları hep birlikte savunarak adam gibi adam olmanın gereğini yerine getirmeliyiz. 
“Birilerinin adamı değil, değerlerin adamı” olmalıyız. Arkadaşlarımızı ve dostlarımızı adam gibi adamlardan seçmeliyiz. Ne güzel söylemişler; “Söyle bana arkadaşını sana kim olduğunu söyleyeyim.” Etrafımıza bir bakalım. Omurgasız, çıkarını düşünen ne çok adam tiplemeleri göreceğiz. Onlara baktığımda sadece ülkemiz ve insanımız adına üzülüyorum.

Özellikle siyaset ve devlet adamları sözü ve özü doğru olmalı. Türkiye uluslararası bir oyundan ve tezgahtan geçiyor. Zor günlerde gerçek dostlar ve adam gibi adamlar belli olur. Ertuğrul Günay diye CHP’den Ak Partiye transfer olup, iki dönem üst üste bakanlık yapan Eski Kültür Bakanı bay Ertuğrul Günay’ın ciddi ve kalıcı hiçbir hizmetinin olmadığını gördüm. Son gezi parkı eylemleri ile ilgili bay Ertuğrul Günay’ın basın toplantısı düzenleyerek yaptığı konuşmalar beni derinden düşündürdü. Uzun yıllar Kültür Bakanlığı yapmış bir isim olarak, gençlerimizin bugün içinde bulunduğu durumun sorumlularından birisi kendisi. Bay Günay, gençlerin ulusal değerlere sahip, milli ve maneviyat çerçevesinde, tarih ve kültür bilinci ile yetişmesi için çalışmalar yapsaydı, gençlerimiz bugün Türkiye’yi savaş alanı haline çevirmez, eylemlerini barışçıl bir şekilde yapar, Türkiye bütçesine 100 trilyon zarar vermezlerdi. Gençlerin yakıp yıkarak meydana getirdiği zararı 75 Milyon olarak biz ödeyeceğiz.

Ertuğrul Günay’ı üst üste iki dönem Kültür Bakanı yapan, sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da sorumlu. Başbakan Erdoğan başkanlığında 10 yıldır devam eden Ak Parti iktidarı, gençlere yönelik milli ve manevi değerler ile kültür ve tarih bilinci doğrultusunda yetişmesinde önemli çalışmalar yapması gerekirdi. 68, 70, 80 kuşağı olarak yetişen gençler büyük idealler, yüksek değerler ve büyük fikirler için canlarını ortaya koyabiliyorlardı. Fikirler üretiyorlar, ülkenin yönetimi ile ilgili görüşler açıklıyorlardı. Ak Parti ve sayın Erdoğan döneminin gençliği acaba ne durumda. Gençler seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Ekonomik imkanlara kavuşup, 81 İl’e üniversite kurularak eğitim alma imkanına kavuştular. Ancak eski gençler kadar fikri anlamda yetişemediler. Bununda sorumluluğu Ertuğrul Günay’ı uzun yıllar Kültür Bakanı olarak görevde tutan sayın Erdoğan’ın omuzlarındadır diye düşünüyorum.

Sonuç olarak olup bitenleri çok iyi anlayacak, kendilerini sinsi oyunlara alet etmeyecek, dış güçler ve yerli işbirlikçilerin oyununu bozacak adam gibi adam olan gençlere ihtiyacımız var. Bu gençleri yetiştirmek hepimizin görevi. Öncelikle görev, adam gibi adam olan siyaset ve devlet adamlarımızın.