“…Sizin her biriniz için Biz bir şeriat ve açık bir yol
(Hukuk kuralları ve yaşam şekli) tâyin ettik.
Allah dileseydi sizi tek bir ümmet (millet) yapardı.
Fakat verdikleriyle sizi imtihan etmek (sınava tâbi tutmak) için,
Farklı ümmet (millet)lere ayırdı.
Siz de hayırlı işlerde yarışın…” (Mâide suresi: 48)
x
Âyet-i kerîmesinin düşündürdükleri:
Ordular, sâdece erler veya aynı rütbede subaylardan ibaret olsaydı;
Yani emir – komuta zinciri bulunmasaydı;
Ordu savaşabilir, memleket korunabilirmiydi?
Okullarda, sâdece aynı sınıf öğrencileri veya aynı branş sâhibi öğretmenler olsaydı;
Eğitim ve öğretim yapılabilirmiydi?
Dünyada, sadece tek bir cins ağaç olsaydı;
Çeşitli ihtiyaçlar için gerekli ağaçlar bulunmasaydı;
İnsan, medeniyet inşasında zor bir durumla karşılaşmazmıydı?
Dünyada sadece bir çeşit maden bulunsaydı;
İnsan, gelişmesini sağlayacak nice madenlerden mahrum kalmazmıydı?
Dünyada, herkes sırf kadın veya erkek olarak yaratılsaydı;
İnsan ve insanlık doğduğu yerde, yokluğun girdabında boğulmazmıydı?
Tüm insanlar, aynı akla sahip olsaydılar;
Medeniyet ortaya çıkabilirmiydi?
Bütün insanlar, aynı yetenekle yaratılmış olsaydılar;
İnsan, ihtiyaç duyduğu şeyleri ortaya koyabilirmiydi?
Her kadın ve erkek aynı suret ve aynı görünüşte yaratılsaydı;
Eşler, birbirini tanımakta zorlanmazlarmıydı?
İnsanların nasıl bir kaosa sürükleneceklerini;
Düşünmek bile istemeyiz.
Sayısız olumsuzluklarını,
Seçim ve geçim zorluklarını hayâl etmekle;
İnsanların, nasıl bir çıkmazın içine düşeceklerini tasavvur etmek,
İnsanı, nasıl bir çıldırmanın eşiğine getireceği bile, îzahtan vârestedir.
Daha bunlar gibi, nice sayısız dezavantajların pençe ve girdabında;
Bırakın bir şeyin ortaya konulmasını, yaşamak bile, ancak rüyalarda;
Görülecek bir husus olmaktan öteye geçemezdi.
İnsanların zâhir / görünüşte;
Birbirlerinin aynı şekilde yaratılmış olmalarına rağmen;
İnsanların akıl, zekâ, ferâset, basîret, öngörü, hayâl
Ve bu gibi daha nice manevî, soyut his, duygu
Ve farklı istîdat ve kabiliyette yaratılmaları;
Allah’ın lütuf ve inayetinden başka bir şey değildir.
Eğer insan sayısınca insanî vasıf, sıfat ve nitelikler;
Farklı ve değişik olmasaydı;
Yani maddeten müşahhas / somut olarak aynı görünüşte olmalarına rağmen;
Mânen birbirlerinden farklı istîdat ve kabiliyette yaratılmasaydılar;
İnsanın zevkle seyrettiği ve hayran kaldığı;
Şu haşmetli, görkemli, göz kamaştırıcı medeniyet;
Ortaya konamayacaktı.


