Abdullah İbn-i Mübârek et-Türkî

89

Abdullah İbn-i Mübârek(736 Merv-797 Bağdâd-Hît) Tebe-i tâbiî’nin büyüklerinden Türk asıllıdır. 

Diyor ki ‘’Nefsini bilen Rabbini bilir’’ Hâdis-î Şerif’inin sırrına eren nefsini sokakta gördüğü köpekten aşağı bilir.

“Varlığın mahiyetini bilmeyenlere ve diğer canlıları hakir görenlere, onları itham edenlere (Bozkurt, Köpek, kedi vd) ithaf edilir. ”

Şol Musa’ya yoldaş olan İt* benim

Yar Âli’ye Düldül olan At benim

Yeşil ottan ineklerde süt benim

Bizi candan canı bizden ayırma

Deve oldum nice çöller gezerim

Yanış oldum nice eller bezerim

Tarla oldum nice beller sezerim

Bizi candan canı bizden ayırma

Kâh yılanım kâhî sıçan olmuşum

Kadehlerde şerbet olmuş dolmuşum

Buğday olup beti benzi solmuşum

Bizi candan canı bizden ayırma

Çiçek oldum bayırlarda açıldım

Böcek oldum çayırlarda saçıldım

Nacak oldum kaçıldım da kaçıldım

Bizi candan canı bizden ayırma

Tüm kainat zerrelerde eklidir

Tefekkürün sırrı küll-ü aklidir

‘’ Ve nahnü akrebü**’’ kulda saklıdır

Bizi candan canı bizden ayırma

Tüm varlığın mayası Hak bil bunu

Bir’i iki gören çapak sil bunu

Sende özden birliğe gel bul bunu

Bizi candan canı bizden ayırma

Hilmi ÖZDEN

(2023 Bağımsız T.C. Cumhurbaşkanı Adayı)

*Hz. Musa(a. s) Cenab-Hakk’a(c. c) münacatta bulunur:’’Ya Rabbi! Bütün kavmim senin birliğine iman ediyor. Senden niyazım şu ki; hepsini affına layık görüp, ednâ(aşağı) ve âlasını (yüce) bağışlamandır. ’’Allahü Teâlâ (c. c) Hz Musa’ya ‘’Dua’nı kabul edeceğim fakat bana şu ednâ dediğin aşağılık kullarımdan birisini getir de hepsinin günahlarını affedeyim’’ buyurdu. Bu hitabı işiten Hz. Musa(a. s) bir deri bir kemik kalmış uyuz bir köpeğe rastladı. Mahlûkatın en ednâ’sı olsa olsa budur diyerek uyuz köpeğin boynuna bir ip takıp Allahü Teâlâ’nın(c. c) huzuruna götürmeye kalktı.  O esnada köpek Allahü Teâlâ’nın(c. c) kudreti ile konuşmaya başladı. ’’Ey Allah’ın Nebisi! Beni nereye götürüyorsun?’’ ‘’ Aman bunu yapmayasın. ’’ Eğer beni boynumda iple sürükleyerek götürürsen ben ilahi huzurda yücelirim. Ancak senin bu hareketin zillete sebeb olur.  Allahü Teâlâ(c. c) bu emrinden kastı seni imtihan etmektir.  Sana öğüdüm olsun ki daima alçakgönüllü ol.  Hiç kimseyi hor görme.  Allahü Teâlâ(c. c) kullarının hor görülmesini istemez. Dünya ehli hangi mahlûka kıymet vermezse o Allahü Teâlâ(c. c) nezdinde yücelir. ’’ Hz Musa(a. s) bunları dinleyince gözleri yaşla doldu ve şöyle dedi’’ Ey hayvancağız! Bilmeyerek sana eziyet ettim. Hatamı da anladım. Şu hikmete bak ki,  Mevla(c. c) beni ikaz için bir köpeği dile getirdi.  Şimdi O’nun huzuruna hangi yüzle çıkacağımı bilemiyorum. ’’ O zaman köpek şu cevabı verdi.

‘’Ey Allah’ın Nebisi! İzzet ve saadet şişesini yere çal.  Alçakgönüllülüğü şiar edin. Şu öğüdüm de derdine derman olsun İpi kendi boğazına tak ve ‘’Kendimden daha aşağısını bulamadım’’ diyerek Mevla’nın huzuruna çık. Umulur ki affolunursun’’ Hz Musa(a. s) bu öğüde kulak verip söyleninleri aynen yaptı.  Allahü Teâlâ(c. c):’’ Hani bana en ednâ kulumu getirecektin deyince Hz Musa(a. s) cevaben:’’Ya Rabbi! Her şey sana malumdur. Aradım, Taradım, benden ednâsını bulamadım. Bu sebeble kendi nefsimi sana getirdim’’dedi.  Allahü Teâlâ(c. c):’’Ya Musa! Eğer o köpeği bu iple şu şekilde huzuruma çıkarsaydın, Seni nebiler defterinden silerdim. Fakat dilediğin özür sebebi ile seni affettim’’ buyurdu.

**”Yemin olsun ki, insanı biz yarattık.  Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz.  Biz ona şah damarından daha yakınız”. (Kaf Sûresi, 16. ayet)