Amerika’ya
6,5 yıl önce de gitmiştim. O zamana göre ABD’de bazı ürünlerde fiyatlar hiç
artmamış, bazılarında ise hissedilir bir artış var. Özellikle akaryakıt ve
konut fiyatlarında ciddi bir artış söz konusu.
İstatistiklere
göre, önceki yıllarda yüzde 0-3 arasında olan ABD yıllık enflasyon
oranı son bir yılda rekor kırdı ve yüzde 8,6’ya çıktı.
Pahalılık ise izafi
(göreceli) bir kavram. Bazılarına çok pahalı gelen, geliri çok olanlara ucuz
gelebilir. Enflasyon artsa da, gelirini enflasyon oranı kadar veya daha fazla artırabilenler
için, hayat pahalanmış olmaz.
ABD’nin
rekor enflasyon artışına, Pandemi sürecinde ekonomiyi canlı tutmak için,
büyük parasal genişleme yapılması sebep oldu.
Devlet işini
kaybedenlere, geliri azalanlara ve zaten düşük gelirli olanlara çok ciddi
rakamlarda hibe ve yardım yaptı. Ellerine daha çok para geçen ABD’liler ise bu
paraları yatırım veya tüketime harcadılar.
Akaryakıttaki
artış ise tamamen küresel petrol fiyatlarıyla açıklanıyor.
**************************
TL Kazanıp Dolar Harcayınca
Evet,
Amerika’da hayat gerçekten pahalı.
Eğer TL kazanıyor ve ABD’de olduğunuz için Amerikan Doları ($) olarak
harcama yapıyorsanız hayat size çok pahalı.
Bir kg hıyarın
6 $ (100 TL), bir küçük şişe suyun 1-2 $ (17- 34 TL), bir adet çiğ
mısırın 1 $ (17 TL), bir ekmeğin 4 $ (68 TL), 1 göbek marulun
1,7 $ (30 TL) olduğu; lokantada en ucuz yemeğin 25 $ (425 TL), bir hamburgerin
10 $ (170 TL) ve üç yıldızlı bir otelde bir gecelik konaklamanın 100 $ (1700
TL) mertebesinden başladığı düşünürseniz ve bu rakamları TL’ye çevirirseniz, ucuz
demeniz mümkün olamaz.
Yaygın AVM’lerde
gömlek ve ayakkabıların ortalama fiyatları 40-100 $ (680-1700 TL) arasında.
Fakat Outlet mağazalarda seri sonu ve indirim kampanyalarında çok kaliteli
ürünlerde çok ciddi fiyat indirimleri görülebiliyor.
ABD’de
etiketlerde gösterilen fiyatların içinde KDV dahil değil. Eyalet bazında
oranlar biraz değişse de, ortalama yüzde 7 oranında, KDV kasada ayrıca ödeniyor.
Ancak marketlerden aldığınız gıda ürünlerinde KDV oranı sıfır. Lokantalarda hem
KDV ve hem de yüzde 20 de bahşiş vermeniz gerekiyor.
**************************
Geliri Dolar Olanın Keyfi Yerinde
Eğer ABD’de yaşıyorsanız ve dolar olarak geliriniz varsa hayat size
pahalı değil.
Çünkü isteyen
hemen herkes iş bulabiliyor. Sözleşmeli
işçiler için asgari ücret saatte 15 $. Yani
vasıfsız bir işçi fazla mesai yapmadan aylık 2.600-3.000 $ (45-50 bin TL)
kazanabiliyor. Tabii vasıflı çalışanların ücretleri bu bahsettiklerimizin çok
çok üzerinde.
2016’da ABD’de
asgari ücret aylık 1.927 $ iken Türkiye’de 430 $ idi.
ABD’de 2022 yılbaşında
yapılan %37’lik zam ile asgari ücret 2.600 $’a çıkarken Türkiye’de yılbaşında
yapılan zamma rağmen 250 $ mertebesine düştü.
Yani
asgari ücretle çalışan bir Amerikalı, asgari ücretle çalışan 10
Türk’ten daha çok ücret alıyor.
Ayrıca
Türkiye’de neredeyse çalışanların yarısı asgari ücret civarında gelire
sahip. Türkiye’de asgari ücret
ortalama ücret haline geliyor!
ABD’de ortalama saatlik ücret 32 $ yani aylık ücret 5.632 $ (95 bin TL)
Pahalılığın Asıl Sebebi
ABD’de
tespit ettiğim fiyatları güncel kurlar üzerinden TL’ye çevirince korkunç
rakamlar çıkıyor. Oysaki bundan 6,5 yıl önceki seyahatim sırasında 1 $=3 TL
idi. Yukarıda fiyatlarını verdiğim bütün malzemelerin aslında hala çok ucuz
olduğunu, bize pahalı hale getiren asıl etkenin TL’nin değer kaybı
olduğu açıkça ortaya çıkıyor.
Harcamalarımıza
değerinin 5 katı TL ödememizin sebebi dolar kurunun 17 TL civarına çıkması.
Kur
artışlarının önüne geçilemezse hatta mevcut haliyle bile Türklerin yurtdışına
gitmeleri artık çok zorlaştı.
Oysaki
dünyayı görmek, daha iyi uygulamaları örnek alabilmek kısacası ufkumuzu
genişletmek çok önemli.
İnşallah
enflasyonun dizginlendiği, kurların makul seviyede kaldığı ve milli gelirimizin
yükseldiği yeni bir döneme gireriz de bu imkanlara yeniden kavuşuruz.
**************************
Amerikalılar Bizi Kıskanıyor Mu?
Birkaç
ay önce yandaş medyada bir propaganda vardı. “Amerika’da marketlerde raflar
boş, herkes pahalılıktan ve aradıkları ürünü bulamamaktan şikayetçi” gibi haberler
veriyorlardı.
ABD’de her şey mükemmel gitmiyor. Mesela birinci el otomotivde çip krizi sebebiyle aylar
sonrasına teslimat yapılabiliyor. Ekonomide durgunluk tahminleri yüzünden bazı
şirketler çalışan sayısını azaltma gibi tedbirlere başvuruyor.
Yine de
küresel tedarik zincirindeki aksamaların en az etkilediği ülkelerden biri
ABD.
ABD’de
hiçbir ürünün yokluğundan bahsedilmiyor. Devasa mağaza ve marketlerde dünyanın
her yerinden gelen, her türlü ürünün, her çeşidini bulmak mümkün. Uzakdoğu’dan
Afrika’ya, Hindistan’dan Çin’den Portekiz ve Ürdün’e kadar her ülkenin ürünleri
burada var.
Bazı marketlerde
Türkiye’den gelen gıda ürünlerini (Peysan, Merve, Çaykur, Mehmet Efendi, Eti,
Ülker, Duru, Marmara Birlik gibi markaları) görmekten çok mutlu olduk. Büyük
bir giyim mağazasında “Mavi” markalı kıyafetleri görmek de güzeldi. Tabii ki bu
ürünlerin fiyatları da ABD’ye uyum sağlamıştı.
ABD’de benzin
ve motorinin TL/litre olarak fiyatları Türkiye fiyatlarının biraz altında.
Fakat ABD’de yaşayanların en fazla pahalılığından şikâyet ettikleri konu
akaryakıt fiyatları. Diğer ürünlerin fiyatları konuşulmuyor bile.
Amerikalıların
bizi kıskanıp kıskanmadığını öğrenemedim. Fakat Amerika’da yaşayan Türklerin
hemen hepsinin hayatlarından memnun olduğunu ve yakın zamanda Türkiye’ye dönüş
yapmak istemediklerini gözlemledim.
Orada
para biriktirdikten sonra vatanımıza dönmeyi planlayanlar da var. Ancak “ne
zaman?” sorusuna cevap veremiyorlar. Hüzünlü bir şekilde sadece “Türkiye’nin
hali malum” diyebiliyorlar.