GİRİŞ: Kocaeli’de Belediye Başkan adayları seçim çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Adaylar halka kendisini anlatmaya çalıştığı her fırsatta, ne türlü hizmetler yapacağını anlatmaya çalışıyor.
Başkan adayları son derece iyi niyetle hazırladıkları projelerle kendilerini diğerlerinden farklarını ortaya koymaya çalışmakta. Ancak bütün bu projelerin gerçekleşmesi kaynak yani para bulunmasına bağlı. Belediyelerin bütçeleri de yüksek maliyetli parlak projeleri gerçekleştirmek için yeterli değil.
Özellikle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi‘nin durumu oldukça sıkıntılı. AKP’li Başkan İbrahim Karaosmanoğlu yönetimindeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ilk dönemi epeyce yatırımların yapıldığı hareketli bir dönemdi. Buna karşılık ikinci döneminde tam bir rölantide olmasının ana sebebi bu ekonomik sıkıntı olsa gerek.
Yaklaşık dört ay önce yazdığım köşe yazısında bu konuya dikkat çekmek istedim.
Çünkü o sıralarda Hazine Müsteşarlığı’nın 30 Haziran 2013 itibariyle Türkiye’de Hazineye en borçlu kurumun Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olduğu açıklanmıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu birinciliği 5 milyar 564 milyon lira gibi rekor bir borçla kazanmıştı.(!)
Vatandaşımızın bu borcun önemi ve mahiyeti hakkında yeterince bilgili veya ilgili olduğu kanaatinde değilim.
Adaylara proje soran vatandaşlarımız bunları hangi kaynakla yapacağını sormuyor. Bir yandan bu devasa borcu öderken bir yandan da vaat edilen projeleri nasıl yapacağını merak etmiyor.
Oysa önümüzde tecrübe edilmiş, yaşanmış bir dönem var. AKP ve Karaosmanoğlu beş sene önce, 2009 seçim çalışmalarında, vaat ettikleri projeleri bir kitapçık halinde bastırmış, vatandaşlara dağıtmıştı. Hatta “monoray” gibi bazı projelerin örneklerini teşhir etmişti.
AKP ve İbrahim Karaosmanoğlu bu projelerin hemen hemen hiçbirini gerçekleştiremedi.
Hatta bazı “münafık” kişiler “bu seçimde yeni vaatlere ve kitapçığa lüzum yok, eski kitapçıkları çoğaltın” diye Karaosmanoğlu ve ekibini ti’ye almakta. Karaosmanoğlu’nun rakipleri de bu argümanı kullanmakta.
Bu sebepledir ki Kocaeli halkına renk seçimi yapsın diye getirilen örnek tramvay, AKP lehine bir hava oluşturmadı. Çünkü bu “monoray vagonu” örneğini teşhir edip, monoray projesini gündeme dahi alamamış olmasını hatırlattı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ikinci dönemindeki bu başarısızlığının gerekçeleri içinde ilk dönemin başarılı Genel Sekreteri Münir Karaloğlu‘nun 2009’da vali olarak atandığı için ayrılmış olması ve iş yapan birimlerdeki başarılı yöneticilerden çoğunun değiştirilmiş olması elbette önemliydi.
Ancak 5,5 milyar TL (eski parayla 5,5 katrilyon TL) gibi korkunç bir borç yükü altında kalmanın payı bundan daha önemli olsa gerektir.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 2014 bütçesinin 1,5 milyar TL olduğunu hatırlatalım.
*****
5,5 MİLYAR İLE NE YAPILABİLİR?
5,5 milyar TL tahayyül edilmesi güç, büyük bir para. Bu sebeple dört ay önceki yazımda bunu “asrın projesi” denilen Marmaray ile kıyaslamıştım.
Şimdi “asrın projesi Marmaray’ın” maliyetini bir daha hatırlayalım: 5,5 milyar TL. Yani Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin borcu kadar.
Başka bir ifadeyle KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR’İN BORCU İLE BİR MARMARAY DAHA YAPILABİLİRDİ.
Belediyelerin kendi bütçeleri olduğunu ve borçlanmadan kendi yağıyla kavrulan belediyelerin de hizmet verebildiğini veya vermesi gerektiğini düşünüyorum. Esasen KBB’nin bütçesi de oldukça büyük, yıllık 1,5 milyar TL. (Eski parayla 1,5 katrilyon TL)
Bu durumda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin devasa bütçesiyle normal belediye hizmetleri vermesi ve bunun yanında “asrın projesi” Marmaray çapında çok önemli eser veya eserler yapmış olması gerekirdi.
Oysa Kocaeli’de böyle önemli eserler ortada yok.
O halde bu borç nereden kaynaklanıyordu?
Ne kadarı kendilerinden önce Belediyeyi yöneten CHP ve Sefa Sirmen’den devraldıkları borçtu? Karaosmanoğu döneminde yapılan borçların miktarı ne kadardı ve hangi yatırımlar sebebiyle bu harcamalar yapılmıştı?
Birer sade vatandaş olarak bu sorular özellikle seçim öncesi bizim sormamız ve öncelikle de Başkan ve ekibinin kamuoyuna açıklaması gereken en temel konuydu.
Bu kapsamda dört ay önce yazdığım yazıya Büyükşehir Belediye Başkanımızdan bir açıklama ile cevap verilir diye bekledim. Ama bugüne kadar hiç ses seda çıkmadı.
*****
5,5 MİLYAR BORCUN KAYNAĞI YUVACIK BARAJI MI?
AKP çevrelerinde yıllardan beri Belediyenin borçlarının ana sebebinin Sefa Sirmen döneminde Yap- İşlet- Devret (YİD) modeliyle yapılan Yuvacık Barajı, su arıtma ve dağıtım sistemi için yapılan sözleşmeden kaynaklandığı iddia edilmekteydi.
AKP’lilerin iddiasına göre, baraj çok pahalıya yaptırılmış, YİD modeli çerçevesinde bulunan kredilerin uzun vadeli geri ödeme şartları sebebiyle Devletimiz büyük zarara girmişti. Belediye yani Kocaeli halkı bu borçları ödemek zorunda kaldığı ve diğer hizmetlere kalan para azaldığı için Kocaeli istenilen kalkınmayı sağlayamıyordu.
Eski İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen bu sebeple yargılandı, uzun yıllar mahkemelerde hesap verdi. Meclis soruşturmalarına muhatap oldu.
AKP’nin yargıya bu kadar hâkim olduğu bir dönemde Sefa Sirmen hukuk yoluyla perişan edilebilirdi. Olmadı. Sirmen hukuki süreçleri atlatıp yeniden İzmit Belediye Başkan adayı olarak AKP’nin rakibi oldu.
Esasen soru basit: 5,5 milyar TL (hatta MHP adayı Saffet Sancaklı’ya göre bu borç 6,2 milyar TL’ye çıkmış) borcun kaynağı ne? Bir başka açıdan sorarsak, bu borcu kim yaptı? Karşılığında ne yapıldı?
Ben sorumun net cevabını bulabilmek için CHP İzmit Belediye Başkan Adayı Sefa Sirmen‘le görüşme yaptım. Yuvacık Barajı konusunda en geniş bilgilere sahip olan İSU Genel Müdürü İlhan Bayram’ın bize ve bazı STK’lara yaptığı sunumda kullandığı rakamları inceledim. İSU Yönetim Kurulu üyesi Musa Coşkun‘dan bilgi ve doküman aldım.
Fakat cevabını çıkarmak çok kolay olmadı. Çünkü bazı teknik açıklamalarla, rakamlar eğilip bükülerek herkes işine gelen sonuca varabiliyor.
Mesela Yuvacık Barajı ve içme suyu tesislerinin maliyeti konusunda tarafların iddiası arasında korkunç bir uçurum var.
İSU Genel Müdürü İlhan Bayram’a göre Yuvacık Barajı maliyeti 5,28 milyar Amerikan Dolarıdır.
Oysaki Sefa Sirmen’in yargılanmasına temel teşkil eden Sayıştay Raporuna göre, İzmit Su Projesi olarak adlandırılan ve Yuvacık Barajı, arıtma tesisleri ve isale hatlarından oluşan projenin maliyeti 890.963.000 Amerikan Doları (USD) dir.
Bu maliyetin 860 milyon USD karşılığı alınan kredinin YİD sistemiyle geri ödenmesi sebebiyle maliyet hesabı değişiyor. Tarafların rakamları arasındaki uçurum bu hesap farkından kaynaklanıyor.
Bu karışık durumu anlayabilmek için sarf ettiğim emek kadar, edindiğim bilgileri teknik ayrıntıya girmeden herkesin anlayabileceği bir sadelikte yazmaya çalışırken de sarf etmek zorunda kaldım.
*****
YUVACIK BARAJI SÜRECİNİN ÖZETİ:
Önce Sefa Sirmen’den aldığım bilgileri, Sayıştay Raporundan aldığım bilgilerle destekleyerek, özetleyelim:
- İzmit Su Projesi’ni DSİ 1972’te başlattı. 1986’da ihale yaptı. İhaleyi Gama-Güriş konsorsiyumu kazandı.
- İnşaat başladıktan sonra finans problemleri sebebiyle zamanın Başbakanı Turgut Özal’ın talimatıyla İzmit Büyükşehir Belediyesi tarafından YİD modeliyle yapılmasına karar verildi.
- Önceki ihalenin feshi ve İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne devri için Bakanlar Kurulu kararı çıktı. İzmit Belediye Meclisi devir için karar aldı.
- Sürecin tamamında DSİ, DPT ve Hazine Müsteşarlığı vardı. Türkiye’de Yap- İşlet- Devret (YİD) modeliyle yapılan ilk içme suyu projesidir.
- Konsorsiyumun teklifi bu yetkili kuruluşlarca incelendi, onaylandı. Teşvik belgeleri ve Hazine Garantisi verildi.
- 860 milyon USD krediyi Gama-Güriş buldu. Fiyatı DSİ belirledi. Faizi Hazine Müsteşarlığı tespit etti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı onayladı.
- Halen AKP Siirt milletvekili olan Afif Demirkıran o dönemde Hazine Müsteşarlığında Yabancı Sermaye Genel Müdürü idi. Bütün bu süreçte Afif Demirkıran’ın da imzaları var.
- Proje için alınan 860 milyon USD kredinin KDV ve faizler dâhil maliyeti:2.300.000 USD oldu.
- Tesislerin temeli Ağustos 1996 da zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atıldı. Açılışı da 17 Kasım 1998’de yine Süleyman Demirel tarafından yapıldı.
- Sayıştay Raporunda, İzmit Su Projesi’nin isale hattı ve su arıtma tesisi maliyet bedellerinin benzer projelere nazaran 3 ila 9 kat daha yüksek olduğu iddia edilmiştir.
Ø İSU Genel Müdürü İlhan Bayram da, Yuvacık Barajı’nın çok yüksek maliyetle yapıldığını söylüyor. Örnek olarak Türkiye’nin en yüksek, dünyanın 6. En yüksek barajı olan Deriner Barajı ile kıyaslıyor. Bu barajın hacmi Yuvacık Barajının 40 katı. Maliyeti ise 1,4 milyar USD. Ayrıca İlhan Bayram’ın kıyasladığı ikinci baraj, İSU’nun yaptığı Kandıra Namazgâh Barajı. Kandıra Namazgâh Barajı’nın hacmi, Yuvacık Barajı’nın yarısı kadarmış. Maliyeti ise sadece 35,4 milyon TL imiş.
Ø Sefa Sirmen’in yargılandığı Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu tür mukayeselere itibar etmemiş, her barajın ve ihalenin kendi içindeki özel şartları olduğunu değerlendirerek beraat kararı vermiş.
Ø Sefa Sirmen “artık Belediyenin en önemli gelir kaynağı Yuvacık Barajıdır, yıllık geliri 400 milyon USD ve barajın değeri 8 milyar USD’dir” diyor.
Yuvacık Barajı’nın bugün çok faydalı bir yatırım olduğunu inkâr etmek mümkün değil. Olmasaydı Kocaeli yıllardır susuzluktan kıvranacaktı. Kocaeli’nin bir numaralı meselesi susuzluk olacaktı. Ancak pahalıya mal olup olmadığı ve ihalede yanlışlar yapılıp yapılmadığına dair kararı, akıl ve vicdanlarına danışarak vatandaşlarımız verecek. Çünkü yargı süreci sona erdi. Biz de bu konuda edindiğimiz bilgileri paylaşarak okuyucularımızın takdirine sunuyoruz.
*****
HAZİNE GARANTİSİ SEBEBİYLE KREDİ BORCUNU HAZİNE ÖDEDİ
- İzmit Su Projesi yapılırken Yuvacık Barajı’nın yıllık 142 milyon metreküp su üreteceği öngörüldü. Yağış durumuna göre, 2004-2013 yılları arasında Yuvacık Barajında fiili su üretimi 109-122 milyon metreküp olarak gerçekleşti.
- Konsorsiyuma ödeme yıllık 100 milyon m3 suyun satışı garanti edilerek yapıldı.
- Barajın üretime başladığı yıl için, bu kapasite Kocaeli ihtiyacının çok üzerinde idi. Bu sebeple yıllık su üretiminin 100 milyon m3’ünü İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşu olan İSKİ, 30 milyon m3’ünü başta Tüpraş olmak üzere sanayi kuruluşları ve 10 milyon m3’ünü ise İzmit Büyükşehir Belediyesinin tüketmesi ve ortalama 1 USD/m3 fiyatla ödemesi planlanmıştı.
- Sefa Sirmen’in iddiasına göre, zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan ve İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ile ön anlaşmalarda mutabakata varılmış olmasına rağmen, İSKİ Yuvacık’tan su almadı. AKP kanadı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ)nin suyu almama sebebi olarak su maliyetinin yüksek oluşunu göstermektedir.) Tüpraş ve diğer sanayi kuruluşları da Sapanca’dan bedava su çekmeyi tercih edince, garanti edilen borcu Hazine ödemek zorunda kaldı.
“İSKİ’nin su almaması YİD yöntemindeki finansal kurgunun başarısını engellemiş ve yük Hazine’nin sırtına kalmıştır.” (Sefa Sirmen’in 18 Ocak 2014 tarihli seçim broşüründen.)
- Sayıştay Raporu Sirmen döneminde çekilen suyun çok az olması sebebiyle suyun birim bedelinin (1999-2000 yılları için) 4 USD/m3 gibi fahiş bir fiyata mal olduğunu hesapladı. Daha sonra İzmit’in ihtiyacı arttığı için birim maliyet düştü. Sirmen maliyetin ortalama 1,0 USD/m3 (0,89-1,46 USD/m3) olduğunu ifade etti.
- 1999 ve 2000 yıllarında İzmit Belediyesi deprem sonrası tüketilen suyun parasını halktan tahsil edemedi. Dolayısıyla Hazineye kendi payını ödemedi. Sonraki yıllarda da (AKP döneminde de) Belediye sattığı suyun parasını Hazine’ye ödemedi. Hazine, kredi borçlarını ödediği için, bu paraları diğer alacaklarıyla birlikte, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden gelirlerinin yüzde 40’ı civarında kesintiler yaparak tahsil etmektedir.
- YİD anlaşması 15 yıl süreli idi. 18.01.2014 tarihinde tesisler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi. Sirmen tesislerin Belediyeye devrinden sonra su maliyetinin 35 cent’e düştüğünü iddia ediyor.
*****
SEFA SİRMEN’İN YARGILANMASI:
İzmit Su Projesi (Yuvacık Barajı) kapsamında Sefa Sirmen hakkında açılan temel dava Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde açıldı. İhaleye fesat karıştırmak, hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçlarından yargılandı. Mahkeme beraat kararı verdi. Yargıtay’da yaklaşık 3 sene bekleyen dosya zamanaşımına uğradı.
Sefa Sirmen kendisi hakkında beraat kararının onanmasını engellemek için Yargıtay’da dosyanın kasten 3 yıl bekletildiği kanaatinde.
*****
SEFA SİRMEN’İN MÜTHİŞ İDDİALARI
Seçim kampanyası başlangıcında CHP İzmit Belediye Başkan Adayı Sefa Sirmen çok önemli iddialarda bulundu. Kocaeli Gazetelerinde yer alan bu iddiaları, Sirmen Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı ziyaretinde ve özel görüşmemizde bana da söyledi.
Sirmen’in iddiasına göre, Yuvacık Barajı’nın kapasitesi, yıllık 90 milyon m3 su ihtiyacı olan Kocaeli için yeterlidir. Sapanca Gölünden Baraja su takviyesi için yapılan isale hattı için bugüne kadar ihtiyaç duyulmuş olması söz konusu olamaz.
Sirmen’e göre, AKP’li yönetim yapay bir susuzluk yarattı.
“Bunun sebepleri hem Yuvacık Barajı’nın değerini azaltmak ve hem de Sapanca Gölü ile Yuvacık Barajı arasında su transferi için yapılan hattın önemini artırmak.”
“Ayrıca 42 milyon TL’ye mal olan bu hattın yapımı işini Başbakan’ın damadının genel müdür olduğu firmaya acil işlere sokularak ihalesiz verilmesine kılıf uydurmak.”
Daha vahim iddiası da şu: “2006 seçimleri öncesi ve 2014 seçimleri öncesi, 2013’ün ilk aylarında Yuvacık Barajı’ndaki suyun bir kısmını denize boşalttılar ve Barajı besleyen kaynaklardan bir kısmının Barajı beslemesini engellediler.”
Sirmen bu iddiasına belge gösteremedi. Ama bundan daha kurak geçen yıllarda bile ilave suya ihtiyaç duyulmadığını, Yuvacık Barajı suyunun tüketime yettiği gerekçesine dayanıyor. Bu sebeple bu sene yaşanan kuraklığın da geçerli mazeret olamayacağını söylüyor.
Sirmen’in bu dehşet verici iddialarına karşı, İSU Genel Müdürü İlhan Bayram “biz vatan haini miyiz ki, suyu denize boşaltalım? Bunları kendimize hakaret sayıyoruz. Hayır, 2013 yılı içerisinde Yuvacık Barajı dolu savak kapakları hiç açılmamıştır. Sapanca Terfi Sistemi olmasaydı 2013 yılı kurban bayramından önce 1 Ekim 2013’de Yuvacık Barajında su kalmayacaktı” diye cevap vermektedir.
Hakikaten böyle bir kurak ortamda doğruysa suyun boşaltılması da, iddia mesnetsiz bir iftira niteliğinde ise böyle bir iddia da çok ağır bir suçtur.
İki taraftan biri olsam ve kendime güveniyor olsam herhalde karşı taraf hakkında suç duyurusunda bulunurdum. Böyle bir suç duyurusu duymadık.
Belki de gazetelerde yer alan böyle bir iddianın Cumhuriyet Savcılıklarınca suç duyurusu kabul edilip incelenmesini bekliyor olabilirler.
*****
YUVACIK BARAJI KOCAELİ’NE YETİYOR MU?
Yuvacık Barajı’nın hacmi 51,1 milyon m3. Fakat çekilen su yerine, kaynaklardan gelen suyla beslendiği için yıllık su üretim kapasitesi teorik olarak 142 milyon m3‘tür. Fiili olarak da en fazla üretim 2005 yılında 122 milyon m3 olarak gerçekleşmiş.
Abone sayısı ise 2005 yılında 478.000 iken, 2013 yılında 650.721’e çıkmış. Yani abone sayısı 9 yılda yüzde 36 artmış.
Su ihtiyacı 2013 yılında 130 milyon m3’e çıktığı için Sapanca Gölü’nden sisteme 16 milyon m3 su takviyesi yapılmış.
Sefa Sirmen yapay susuzluk iddiasının yanında, İSU’nun başka bir yanlış uygulama ile yıllık 13 milyon m3 suyun kaybına yol açtığını savundu. Kendi dönemlerinde Yuvacık Barajına dökülen ve buradan dağıtılan Karakaya suyu, 2006 dan beri eski hatlar kullanılarak direkt Yuvacık bölgesine dağıtılmakta imiş. Barajdan dağıtan su hatları yeni olduğundan kayıp oranı çok düşük. Ancak eski hatlar kullanıldığı için 25 milyon m3 kapasiteli Karakaya suyunun yarısı zayi olmakta imiş.
*****
KAYIP/ KAÇAK ORANI:
Barajdan alınacak su ihtiyacını belirleyen en önemli faktörlerden biri kayıp/kaçak oranı. Dünya uygulamalarında da su dağıtım sistemlerinde kayıp oranı sıfır olamıyor.
Peki, makul olan kayıp kaçak oranı ne kadar? Kocaeli’nin kayıp kaçak oranı ne kadar?
Bu konuda CHP kanadı ile AKP kanadı arasında farklı rakamlar telaffuz ediliyor.
İSU Genel Müdürü İlhan Bayram‘a göre dünyada kabul gören makul oran yüzde 20-25 dir. Kendisi görevi devraldığında yüzde 60 olan kayıp kaçak oranını yüzde 30’lara düşürdüklerini ifade ediyor.
CHP’li Sirmen ve 2004 öncesinin İSU Genel Müdürü olan Servet Alparslan‘ın iddiasına göre ise “sağlıklı şebekelerde makul kayıp kaçak oranı yüzde 10’dur. Hatta AB standartlarında yüzde 5’tir. (Aydın ilimizde kayıp kaçak oranı sıfır olmuş.)”
“Deprem öncesi Kocaeli’de yüzde 20 idi. Depremden sonra arttı, ancak hiçbir zaman yüzde 53‘ü geçmedi.”
“2012 İSU Genel Müdürlüğü Çalışma Raporu“na göre ise 2004 yılında, Büyükşehir’de AKP işbaşına yeni geldiği dönemde, Yuvacık Barajı’ndan şehre dağıtılan suyun yüzde 54’ü, yani yarıdan fazlası kayıp-kaçak olarak gözüküyor. Sonra Büyükşehir, İSU üzerinden altyapıyı yenilemek için çok büyük yatırımlar yaptı.
İSU raporundaki bilgilere göre, yüzde 54 olan sudaki kayıp kaçak oranı gerçekten azalmaya da başlamış. Her yıl azalarak, kayıp kaçak oranı 2011 yılında yüzde 33’e inmiş ve burada sabitlenmiş.
Sefa Sirmen, Servet Alparslan’dan bilgi alarak, şu anda kayıp kaçak oranının yüzde 37 olduğunu söyledi.
Servet Alpaslan bir yazısında “AKP döneminde alt yapıya çok yatırım yapıldı. Sudaki kayıp kaçak oranının bu kadar yüksek olmaması gerekir.” Mevcut kayıp kaçak, şebekelerden olamaz, İSU su kullanan bazı kurumlardan tahakkuk eden suyun bedelini tahsil edemiyor olabilir” diye yazmıştı.
Bu da ayrıca incelenmesi gereken ciddi bir iddia.
************************************************
5,5 MİLYAR LİRAYI KİM BORÇLANDI? SİRMEN Mİ, KARAOSMANOĞLU MU?
CHP İzmit Belediye Başkan Adayı Sefa Sirmen bana bir belge verdi.
İbrahim Karaosmanoğlu Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra oluşturulan 23.12.2005 tarihli bu belge “Uzlaşma Komisyonu Kararı“. Başta İbrahim Karaosmanoğlu olmak üzere, Hazine, İller Bankası, Sayıştay, Maliye ve İçişleri Bakanlıkları, DPT ve SSK yetkililerinin imzası var.
“Uzlaşma Komisyonu Kararı” ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yan kuruluşlarının (İzgaz, Kent Konut, Belde A.Ş., İzaydaş, Kent Sigorta, Altınnal, Antikkapı) devlete olan borçlarının dökümü çıkarılmış. Yani Karaosmanoğlu’na devredilen borç tespit edilmiş.
Buna göre Karaosmanoğlu’nun devraldığı borç tutarı 3,11 milyar TL. (1,7 milyar TL anapara + 1,4 milyar TL yeniden değerleme tutarı)
2005 yılının döviz kuruna göre (1 USD = 1,35 TL) 3,11 milyar TL toplam borç 2,3 milyar USD‘ye tekabül ediyor.
Sirmen’in Belediye Başkanlığından sonra görev yapan CHP’li Hikmet Erenkaya (2002-28.03.2004) ve AKP’li İbrahim Karaosmanoğlu’nun (29.03.2004-23.12.2005) arası SGK, Stopaj ve Şirket borçları da bu rakama dâhil edilmiş. Sirmen AKP’nin bu döneminin borçlarının 300-400 milyon USD olabileceğini düşünüyor.
Sirmen çok kabaca bir hesap yaparak kendi döneminde yapılan ve yeni yönetime devrettiği İzgaz’ın satışından 559 milyon USD gelir elde edildiğini ve İSU‘nun 2004-2014 arası yaklaşık 1 milyar USD gelir elde ettiğini, bu gelirlerin bıraktığı borçlardan düşülmesi gerektiğine işaret ediyor.
Böylece Sirmen, Karaosmanoğlu’na sıfıra yakın bir borç bıraktığını iddia ediyor.
Yani Sefa Sirmen, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 5,5 milyarlık devasa borcunun tamamının, AKP’li İbrahim Karaosmanoğlu tarafından yapıldığını iddia ediyor.
*****
KARAOSMANOĞLU BU İDDİAYI CEVAPLAMALI
Dört ay önce yazdığım yazıya KBB Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu veya KBB yetkililerinden bir cevap verilmedi. Bu defa iddia Sefa Sirmen’den olunca cevap vereceklerdir ümit ediyorum.
Marmaray yapımına yetecek kadar müthiş bir borç yapıldığı halde, Kocaeli’de bu çapta büyük eser veya eserler yapılmadığını biliyoruz. O halde tekrar soralım:
5,5 MİLYAR NEREDE? Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi. Hoca aldığı bir kilo eti “kedi yedi” diyen eşine inanamaz. Kediyi tartar bir kilo gelir. “Hanım bu kediyse et nerede, bu etse kedi nerede?” dediği gibi bir durum var.
Eğer Sirmen’in açıklamaları doğruysa, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu “5.5 milyar lira ile ne yaptınız?” sorusuna anlaşılır net açıklama yapmak zorundadır.
Yapılanlar borcu izah etmiyorsa, cevabı aranan soru şu olacak: Eti kim yedi?
Biz bu tartışmanın siyasi tarafı değiliz. Yazıda ismi geçenlere karşı olumlu veya olumsuz bir ön yargımız bulunmamaktadır.
Maksadımız seçim öncesi böylesine temel bir konunun aydınlatılmasına yardımcı olmaktan ibarettir.
Seçim öncesi bunu öğrenmek seçmenlerin en tabii hakkıdır.
Dilerim mantıklı ve makul açıklamalar yapılır. Biz de yayımlarız.