Öncesi ve Sonrasıyla Köy – Kent -6-

103

 

“Ali Gözü” vardı çamlık içinde

Benim Çardaklım da bak ne biçimde

Şifa bulursun ordan suyu içince

Garip koydu seni zalim İstanbul

 

Curcuna gibi köyler nerede hani

Benim yazdıklarım yalan mı yani

Yediklerimiz burada hepsi sun’i

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

So’dözü’nde (Söğüt özünde) gözelerin kaynardı

Karapınar’da alabalık oynardı

Hava’n suyun hastalığı önlerdi

Seni ıssız koydu zalim İstanbul

 

Sanki üzüm bağı Gürgen ormanı

Tevekten (Tevek yaprağından) yapardı annem dolmayı

İçerdik sütleri yerdik kaymağı

Garip koydu seni zalim İstanbul

 

Ötoba (Öte Oba) Aşşoğba (Aşağı Oba) o Nasif Kıran (mahallesi)

Evlere bir baksan hepisi viran

Akıllıdır vallahi orada kalan

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

Turşu vurulurdu bütün küplere

Meğer ilaç imiş bütün dertlere

Paralar gidiyor iğne  haplara

Garip koydu seni zalim İstanbul

 

Yazdıklarıma kimse diyemez yalan

Pek az sayıdadır hasta olmayan

Doktora gidersin var ise paran

Seni ıssız koydu zalim İstanbul

 

Koyun kuzu yaylımından gelürdü

Birisi taşınsa hep der idik delürdü

Sinor sınır yüzünden adam ölürdü

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

İstanbul’un çoktur virajı bükü

İnsanlar burada oldu dert yükü

Yeni gençlik bilmez saygı hürmetü

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

Taştekne’de koyunların yayılır

Yeşilliğini gören insan bayılır

İnekten koyundan sütler sağılır

Seni ıssız koydu zalim İstanbul

 

Taşlı yoldan çık ah o yoz yatağı

Hatırdan çıkmıyor o Subatan’ı

Arılar hep sönmüş kalmış kovanı

Issız koydu seni  zalim İstanbul

 

Ortadağ Alaçam köyün dağları

Hep bırakıp gitmiş aslan ağaları

Yetişiyor şimdi külhan beyleri

Garip koydu seni zalim İstanbul

 

Çardaklımın çoktur ahlat ağacı

Herkesin vatanı başının tacı

Havan suyun hastalıklar ilacı

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

Çoğarpa’dan (Çok Arpa’dan) çıktım Ali Gözü’nden

Yolumu çevirdim Pazar Düzü’nden

Suyumu içtim de Çermük Gözü’nden

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

Karapınar mevkii her taraf çağla

Issız garip kalmış o koca yayla

Öncesini düşün sonuna ağla

Garip koydu seni zalim İstanbul

 

Yeter dertli ADİL bitir sözünü

Bahsetmeden geçtin Gavurözü’nü

Ararım köyüm baharını yazını

Issız koydu seni zalim İstanbul

 

 

 

 

Önceki İçerikAktif Gündem
Sonraki İçerikTürk Milleti Bölünmez Bir Bütündür
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.