Gerçi, İstanbul ve Almanya’ya gidenler, zamanla maddi durumlarını düzelttiler. Fakat köylerini ve İstanbul’u yani Türkiye’yi unutmadılar. Vatan toprağını kalplerinde hep bir sır gibi sakladılar. Ne yerden ne yardan geçtiler. Ama olan olmuştu artık, ne köy eski köydü, ne de onlar eski köylülerdi. Eski hal muhal ve imkansızdı. Ya yeni hali sürdürecekler, ya da yok olup gideceklerdi. Lakin onlar ne yeni hali bıraktılar, ne de köylerine tamamen sırt çevirdiler. İkisine de kalplerinde yer verdiler. İkisini de yaşatmanın yolunu buldular.
İşte, yavaş yavaş köylerin metruk hal almasını ve şehirlerdeki ilk perişaniyet ve dağınıklığı, köyümüzün ince ruhlu, şair mizaçlı ADİL YAZICI şöyle dile getiriyordu:
ISSIZ VE GARİP KALAN ÇARDAKLI KÖYÜME
Köyümün durumu da yürek dağlıyor
Otlağında civar köyler yaylıyor
Seni seven insan sana ağlıyor
Issız kalan Çardaklıma ne dersin
Taştekne’n var idi dümdüz bir ova
Duruyor mu bilmem o Mercan Ana
Emekliler bile gelmiyor sana
Garip kalan köyüme de ağlarım
Göllü yaylan var idi gölü kurumuş
Suyun yerine de otlar bürümüş
Seni seven Ağalar Beyler çürümüş
Viran olmuş yaylıya da ağlarım
Kuş dağından ötede Ağagilin bağlu(su)
Köyümün özleminden ciğerim dağlu
Terkedip gitti hep babası oğlu
Garip kalmış Çardaklıma ne dersin
Issız kalmış o yaylanın başları
Çok katıydı Topturağın taşları
Ötüyordu Karga Serçe kuşları
Onlar bile ötmez olmuş hey köyüm
Ormanda keserdim Gürgen Meşeyi
Bulamadım sende olan neşeyi
Görmeye değerdi Erdem Paşa’yı
Issız kalan köyüme de ne dersin
Sabahleyin horozların öterdi
Her hanenin bacaları tüterdi
Temiz havan suyun bile yeterdi
Issız kalan Çardaklıma ne dersin
Çardaklıyı topla bir mahalle olmaz
Ağıllar boş kalmış koyunlar dolmaz
Tarlalar hep boz herk’i de olmaz
Seni ıssız koydu zalim İstanbul
Unutulmaz köyüm Yunak’ta suyun
Ambarda bitmezdi bulgurun unun
Böyle mi olacaktı senin de sonun
Issız koydu seni zalim İstanbul
Kırkgözler’in kırkı birden akardı
Merak eden gelir sana bakardı
Kekik otun burcu burcu kokardı
Issız koydu seni zalim İstanbul
İstanbul’un yoktur ormanı dağı
Bulamayız burada tereyağı balı
Yemeklere konan da hepsi ot yağı
Issız koydu seni zalim İstanbul
Sabah olur hayvanların toplanır
Kıra çıkar rızıklanır otlanır
Seni seven nerde olsa dertlenir
Garip koydu seni zalim İstanbul
Köyüm mezarlığın güne bakıyor
Ölenlerin bari rahat yatıyor
Burada öyle değil el söküp atıyor
Takdire layıkdır Çardaklı köyüm