Bey’im Aman!

86

 

Memleketine ve milletine üstün hizmetler gerçekleştirip ebedî âleme intikal edenler, milletlerinin gönlünde yaşamaya devam ederler. Onları; ‘hiç ölmeyenlerden‘ sayan asil düşünce sâhipleri de hikâye ve romanlarında yaşatırlar. Bey’im Aman! Büyük düşünen, büyük işler yapan bir büyük insanın hayatından kesitler sunuyor. O büyük insan; Bakü’deki beton bir tabuta, İstanbul’un güneşini getirebiliyor. En sevinçli haberleri dinlerken bile, Rus tanklarının paletleri altında can veren milletinin gençlerini hatırlayıp gözyaşına boğuluyor.

Bey’im Aman!’daki hikâyelerin hepsinde ilkinden sonuncusuna akıp giden duygu selinin çağlayanlar coşkunluğundaki sesini satırlar arasında işitmek mümkün. Belli ki yazarı da duygulu bir insan. Asıl başarısı da duygularını, duygu sömürüsüne tenezzül etmeden edebî bir maharetle kelimelere libas olarak giydirebilmesinde.

Dayımın Üstünde Kahve Kokusu‘ başlıklı hikâye şöyle başlıyor:

…Ne yapsa çıkmaz içinden insanın; turnanın uçuşu, balığın çırpınışı, türkünün sesi.

Nasıl çıksın ki aklından, çocukluğun hâtırasına yerleşmiş masallar, ninniler, Van gibi göllenip de Ahlat’a bakarken gün batımında…

Uzak bir memlekette, mutfağı tarhana kokmayan bir evde… Mâsumiyetin bütün akşamüstlerine vedâ edip de oturmak ne zordur.

Bir başka sahnede, sel hâline gelen duygular, önüne çıkan engelleri aşarak dilden dökülüveriyor:

-Çavuşoğlu’sun sen… Deden gaziydi, baban gaziydi… Deden şehittir. Şimdi baban da…

Sonra söylenmeyecek şeyleri söylemiş bütün büyükler gibi kabahatlenip, bir acemi suskunlukla geçiştirmeye çalıştı.

-‘Babam da’  ne dayı? ‘Şehit’ ne dayı? Şehit güzel bir şey mi dayı? Söylerken güzel… Şehriye gibi… Babam nerede dayı… O gelmeyecek mi bizimle?

Dayısı yaşaran gözlerini sildi;

-Şehitlik güzeldir. Şehriye gibidir, güzel kuzum benim. Tatlı bir şeydir. Onu bir tadan bir daha bırakamaz.

-O zaman ben de tadayım dayı!

-Sen daha küçüksün kızım. Şimdi seni cennet gibi bir yere götürecekler. Orada derenin kenarında oturacaksın. Ayaklarını suya uzatacaksın. Söğütler sana ninni söyleyecek, uyuyacaksın.

-Söğütler ninni söyler mi dayı?

Şiir gibi anlatım tarzı, diğer hikâyelerde de okuyucunun gözlerini okşuyor, hayatın derinliklerinden hâtıralar getiriyor, bâzen de göz pınarlarına içli, sessiz ve gizli dâvetiyeler gönderiyor.

Ve bu duygulu satırlar arasında buram buram vatan sevgisi, burcu burcu kahramanlıklar, okuyucuya Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun ‘Destanlar Burcu‘nu hatırlatıyor.

Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısından:

Eprimiş Hikâyeler adlı kitabıyla Kurgu Kültür Merkezinin 2011-2012 Öykü Ödülü’ne lâyık görülen Afşar Çelik, Bey’im Aman! ile yakın Türk tarihinde bir seyahate çıkıyor. Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi kadın kahramanlarından Prof. Dr. Hanım Halilova’nın Elçibey ile Bağımsızlığa Giden Yol adlı kitabından aldığı ilhamla tarihe bir hikâyeci gözüyle bakıyor. Tarihin ayak izlerini, Ömer Seyfettin’den tevarüs ettiği geleneğin pusulasıyla tâkip ediyor. Tarihin yer yer andığı ve bazen ihmal ettiği insanların hikâyelerini, Ebulfez Elçibey’in mütevazı, fedakâr hayatı ve önder kişiliği ışığında yeniden yazıyor. Elinde, kumandanı Mustafa Kemal Atatürk’ün manevî mirasından başka bir şeyi olmaksızın bağımsız bir devlet oluşturan, büyük Türk evlâdı Elçibey’i, çoğu zaman gerçek ve bâzen de hayalî kahramanlar ve olaylarla anlatırken biraz da hasretin tarihini yazıyor.

Bey’im Aman! Türk milletleşmesinin Hazar kıyısındaki medeniyet bucağı Azerbaycan’ı hırçın bir rejimin kırıp döktüğü hayatlara ve o hayat üzerine inşa edilen büyük bir devlete, alçakgönüllü saygı duruşu.

İbrahim Metin’in editörlüğünde, Töre-Devlet Yayınları arasında çıkan, 12 X 19,5 santim ölçülerindeki kitabın dağıtım, sipariş ve satış adresi:

BİLGE KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK DAĞITIM SANAYİ VE TİCARET LTD ŞTİ: Nuruosmaniye Caddesi Nu: 3 Kardeşler Han Kat: 1 Cağaloğlu 34110 İstanbul.  Telefon: 0.212- 520 72 53 Belgegeçer: 0.212-511 47 74 e-Posta: imdevlet@gmail.com //  www.bilgeyayincilik.com

AFŞAR ÇELİK

1971 yılında İstanbul’da doğdu. 1988 Yılında Kayseri Fen Lisesi’nden mezun oldu. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdi.

2008 Yılında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji ve Amerika’da yüksek lisans öğrenimini tamamladı.

2011 Yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Fizikokimya ve Amerika’da doktora programına başladı.

1991’den bu yana kısa öykü yazarlığı yapıyor. Çeşitli dergilerde yayınlanmış kısa öyküleri var.

2012 Kurgu Kültür Merkezi Edebiyat Ödülleri’ne ‘Eprimiş Hikâyeler’ adlı kitap çalışmasıyla katıldı ve birincilik kazandı. Kitabı,  Nisan 2013’te yayınlandı.

Ekim 2013’te ‘Beyim Aman!’ adlı kitabı Töre Devlet Yayınları tarafından yayınlandı.

Ayrıca 1998’den bu yana resimle profesyonel olarak ilgilenmektedir. Dördü kişisel olmak üzere yirmiden fazla sergiye katılmıştır.

Orta-üstü seviyede İngilizce bilmektedir. 1999’dan bu yana evlidir ve üç çocuk babasıdır.

 

 

Önceki İçerikYavuz Sultan Selim’e Cezayir Kadıları, Hatipleri, İmamları ve Tüccarlarının Mektubu
Sonraki İçerikBen Yapılan Yarışı Yazarım
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.