Türk Var mı?!…

100

Ülkemizdeki pek çok fikir akımı ve ideolojinin menşei genellikle dış kaynaklıdır. Kendi içimizden şekillenenlere rastlamak oldukça zordur.

Dış kaynaklı olarak ülkemize gelen fikirler önce tepki ile karşılansa da bir müddet sonra, özellikle basın-yayın desteğiyle, adeta içimizden doğmuşçasına “bizden” haline getirilmekte, içeriden hızlı savunucuları ortaya çıkmaktadır.

Bu duruma binaen ülke gündemine yeni bir fikir daha düştü: Memlekette Türk yoktur!

“Kaç kişinin dedesinin Orta Asya’dan geldiği” sorusuyla desteklenmeye çalışılan bu fikre göre Türklük sadece bir sentezdir ve Türk diye bir ırk yoktur!

İlginçtir; Anadolu topraklarında Türk olmadığına dair söylem ilk olarak 2004 senesinde Marsilya’da katıldığı bir konferansta Fransa Eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından dile getirildi.

Kendisi Türklerin Avrupa Birliğine girmesini desteklediğini, Anadolu’da bulunanların Bizans’ın torunları olduğunu belirtip “hepimiz Bizans’ın torunlarıyız” ifadesiyle sözlerine son vererek, yaşadığımız coğrafya üzerinde Türklerin varlığının şaibeli olduğuna dair ilk söylemi başlatmış oluyordu.

Chirac’ın bu sözü söylediği dönemde ona karşı çeşitli tepkiler verilmişti. Ancak daha sonra Chirac’ın sözlerini haklı çıkarırcasına, memlekete faydası olmuş belli başlı ailelerden başlayarak birçok kişinin dönme olduğuna dair “çok satan” kitaplar basıldığını da hatırlayalım…

Netice itibariyle 2004 yılında dışarıdan telaffuz edilen bu söz dizisi, yoğun propagandanın da etkisiyle, dokuz sene sonra ama başka ifadelerle, bir gerçeklikmiş gibi tekrar ediliyor! Hem de iktidara mensup biri tarafından.

Peki bu topraklardaki “Türklük” kavramına dair ortaya atılan bu tip iddiaların sebebi nedir?

Kanaatimce bunun en temel nedeni milleti ayrıştırmak ve milletin birbirine olan güvenini zedeleyerek “tek devlet tek millet” prensibinden vazgeçirmektir.

Neden mi?

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, millet “Türklük şuuru” şemsiyesi altında toplanmıştır. Fakat bu şuur sabahtan akşama oturulup karar verilen bir konu değildir.

Osmanlı devleti yıkılırken dönemin aydın ve yöneticileri İslamcılık fikrinin de Osmanlıcılık fikrinin de devleti bir arada tutmaya yaramadığını görmüştür. Bu nedenle Türklük şuuru Osmanlı yıkılırken ve yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulurken milleti bir araya getiren birlik mayasını oluşturan temel unsurlardan biri olmuştur.

Çünkü bu toprakları fetheden Türklerdir.

İslam’ın yayılan yüzünü Avrupa’ya gösteren Türklerdir.

Milletimizin bilinçaltında bu toprakların sahibi Türklerdir.

Dolayısıyla Türklük şuurunun ardında Cumhuriyetimiz kuruluncaya kadar geçen yüz senelik bir birikim mevcuttur.

Türk olgusunun bu topraklardan silinmesi ise beraberinde İslam’ın da bu topraklardan silinmesini getirecek ve  bin yıllık haçlı hedefi neticelenecektir.