942 Yıl Önce, 26 Ağustos 1071 tarihinde Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Malazgirt Savaşı’nı kazandı

98

Elde edilen zaferle Anadolu, resmen Türklerin hâkimiyetine girdi. Malazgirt Savaşı, Türk’lerin yalnızca Anadolu’yu fethetmek için yaptığı bir savaş değildir. İslâmiyet için, İ’lâ-yı Kelime-t-ullah için gerçekleştirilmesi şart  olan bir mücâdele idi. Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerini ve Anadolu üzerindeki hâkimiyetini sağlayan bu zafer, Cihan tarihinin dönüm noktasıdır. Başlı başına emsalsiz ve muhteşem bir âbidedir. Hıristiyanlığın doğudaki  kalesi olan Bizans, bundan sonra kendisini bir daha toparlayamamıştır. Allah (cc) ismini yüceltmek için şehid olmayı göze almış ve and içmiş bir orduya ve o ordunun mensup olduğu millete, yaptıklarının mükâfatı olarak,  Kâinatın Sâhibi, güzel Anadolu’yu yurt olarak ihsan buyurmuştur.  Malazgirt Zaferi’nin özet anlatımı budur.

Büyük Selçuklu Devleti’nin hükümdarı ve başkumandanı  Tuğrul ve Çağrı Beğler vefat edince, Türk beylerinin ve Selçuklu hanedan üyelerinden çoğu hükümdarlık için Alp Arslan’ı desteklediler.   Alp Arslan, taht iddiasında bulunan  kardeşi, amcası ve yeğenini yenerek 1064’te hükümdarlığını ilân etti. Kardeşi Kavurd ve öbür akrabalarından bir bölümü Alp Arslan’ın sultanlığını tanımayarak ayaklandılar. Alp Arslan bu ayaklanmaları kısa sürede bastırdı ve Horasan Valiliği sırasında danışmanı olan Nizamülmülk’ü kendisine vezir yaparak ülkede düzeni sağladı.

Alp Arslan tahta çıktığında Selçuklu Devleti’nin toprakları İran, Horasan ve Afganistan (Toharistan) ile sınırlıydı. Anadolu’da ele geçirilen yerlerin bütün Türkmenleri barındırmaya yeterli olmadığını düşünen  Sultan Alp Arslan artık Suriye ve Mısır üzerine bir sefer düzenlemenin gerekli olduğuna inanıyordu. Suriye ve Mısır’daki Fatımi egemenliğinin zayıflamış olmasını da fırsat bilerek 1070’te Mısır’a doğru yola çıktı. Önce Azerbaycan üzerinden Doğu Anadolu’ya geçerek Malazgirt Kalesi’ni aldı ve kısa bir kuşatmadan sonra Halep’i ele geçirdi.

Tam Mısır üzerine yöneldiği sırada Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’in büyük bir orduyla Azerbaycan’a doğru ilerlediğini öğrendi. Bunun üzerine ordusunun bir bölümünü Suriye’de bırakan Alp Arslan geri dönerek Ahlat’a geldi. Bizans ordusunun Malazgirt Kalesi’ni alması üzerine buraya yönelen Alp Arslan önce elçiler göndererek barış önerdi. Ordusuna çok güvenen imparator bu öneriyi geri çevirdi.

İmparator Diogenes, Türklere son ve kesin bir darbe vurmak istiyordu. Bu sebeple 200.000 kişilik büyük bir ordu ile gelmişti. Bu orduda Ermeni, Gürcü ve ücretli Frank, Norman, Rus  askerlerinin yanı sıra, Türk soyundan Uz ve Peçenek kuvvetleri de bulunmaktaydı.

O dönemin tarihçilerinin yazdıklarına  göre Bizans’ın 200.000 kişilik ordusuna karşı, Selçuklu kuvvetleri 50.000  kadardı. İki ordu Malazgirt Ovası’nda  mevzilendi. İslâm  ülkelerinin her köşesinde, Alp Arslan’ın zafer kazanması için hutbe okunuyor, dua ediliyordu. Nihayet Alp Arslan ordusu ile cuma namazını kıldıktan sonra askerini etkileyen heyecanlı bir konuşma yaptı. Şehit düşerse üstündeki beyaz  elbisenin kefeni olduğunu, onunla gömülmesini vasiyet etti. Sonra  eski Türk geleneğine  uyarak atının kuyruğunu bağladı ve 26 Ağustos 1071 günün sabahında ordusunun başına geçti. Savaşın daha ilk saatlerinde,  Bizans ordusundaki Peçenek  ve Uz askerleri, karşılarındakinin  Türk olduğunu görünce Selçuklu tarafına geçmişlerdi. Alp Arslan sayıca çok üstün olan Bizans kuvvetlerine karşı  Turan  Taktiği olarak adlandırılan savaş yöntemini başarıyla uyguladı.  Askerlerin bir kısmı savaş alanının iki yanındaki tepelerde  pusuya yattı. Diğer kuvvetler düşmana saldırdı ve kaçar gibi yaparak geri çekildiler. Türklerin bozguna uğradığını zanneden Bizans kuvvetleri disiplinsiz bir şekilde  Selçuklu kuvvetlerini takibe başladı ve merkezden epey ayrıldılar.  Pusuya doğru çekilen Bizans ordusu,  bu tuzağı geç fark etti.  Geri çekilmeye çalıştıkları sırada Ermeniler ve yedek kuvvetler savaş alanından kaçtılar. Tam anlamıyla çembere alınan  Bizans  ordusu, akşama kadar süren Türk hücumlarıyla âdeta yok edildi. İmparator yaralı olarak ele geçirildi Alp Arslan, İmparator’a iyi davranarak kalıcı bir anlaşma yapmak istedi. Romen Diyojen her yıl vergi ödemeyi, Bizans’ın elindeki Müslüman  esirleri salıvermeyi, başka düşmanlara karşı Selçuklulara askeri yardımda bulunmayı ve  Sonradan adı İstanbul olarak değiştirilen ülkesinin başşehri Konstantinopolis’e dönüp yeniden tahta çıkmayı başarırsa Antakya, Urfa, Münbiç ve Malazgirt kalelerini Selçuklulara bırakmayı kabul etti. Bu anlaşma üzerine serbest bırakılan Romen Diyojen Konstantinopolis’e dönmeyi başaramadı. Bizans tahtını ele geçiren  Yedinci Mikhael Dukas, Romen Diyojen’in yaptığı anlaşmayı tanımayınca Alp Arslan, Selçuklu beylerine Anadolu’yu ele geçirmeleri buyruğunu verdi. Kısa sürede Orta ve Doğu Anadolu’da Danişmendliler, Mengücekler, Saltuklular, Dilmaçoğulları, İnaloğulları, Ahlatşahlar, Artuklular gibi beylikler kuruldu.

* Malazgirt Zaferi Türklere yeni bir yurt ve yeni bir tarih hazırladı.                                                                                              * Savaşı kazanan Türkler, ikinci bir vatana sahip oldular.                                                                                                   * Bizans İmparatorluğunun İslam Dünyası üzerindeki baskısı sona erdi.                                                                                             * Anadolu’da ilk Türkmen Beylikleri kuruldu.                                                                                                                                                   * Haçlı seferlerinin başlamasına yol açıldı.                                                                                                                                      * Ticaret yolları Türklerin kontrolüne girdi.                                                                                                                                                      * Dünya tarihinde çağ değişiklikleri ve önemli olaylara temel hazırladı.                                                                                                   * İlk Türk denizciliği başladı.                                                                                                                                                                   * Bizans vergiye bağlandı.

İran’a döndükten sonra ordusunu yeniden toparlayarak 1072’de Türkistan’daki Karahanlılar üzerine yürüyen Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın bu son seferi oldu. Alp Arslan’ın kuşatmasına uzun süre direnen Balzam Kalesi Komutanı teslim olduktan sonra huzura çıkarıldığında, çizmesine sakladığı bir bıçakla sultanı ağır yaraladı.

Alp Arslan oğlu Melikşah’ın sultan olarak tanımaları için devletin ileri gelenlerinden söz aldı ve birkaç gün sonra ebedî âleme intikal etti. Alp Arslan’ın hükümdarlığı döneminde veziri Nizamülmülk’ün yerleştirdiği kurumlarla devlet sağlam temeller üzerine oturtuldu. Bilim ve düşüncenin gelişmesi için kurulan Nizamiye medreselerinde Şirazi, Gazali, Şaşi gibi bilginler ders verdiler.

Büyük dil bilgini Kaşgarlı Mahmud da Divanü Lugat’i-Türk adlı eserini o yıllarda yazmaya başladı.

Türkler, Malazgirt Zaferi’nden önce de Anadolu’ya gelip yerleşmişlerdi.  Malazgirt, Anadolu’nun tapusunun Türklerin eline geçtiği tarihin önemli bir dönüm noktasıdır.

 

 

Önceki İçerikYağcılık ve Yalakalık
Sonraki İçerikSivas – Gümüşhane ve Bayburt Milletvekillerine Açık Mektup
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.